1931 sonbaharında  bir gece…

Atatürk’ün sofrasında  Reşit Ga-

lip söz alarak, Milli Eğitim Bakanı Esat

Bey’i eleştirir ve gericilikle suçlar.

*

Sofra gerilince Atatürk, Bakanı’nı

zor durumda bırakan bu çıkıştan hoş-

lanmaz ve “Yoruldunuz, buyurun

biraz istirahat edin” diyerek kibarca

Reşit Galip’in sofradan ayrılmasını ister.

*

 Genç Reşit Galip geri adım atmaz…

 “Burası sizin değil, milletin

sofrasıdır. Milletin işlerini görüşü-

yoruz. Burada oturmak sizin ka-

dar, benim de hakkımdır” der.

*

Ortalık buz gibi olur…

 Atatürk yanındakilere dönüp “Öy-

leyse ben kalkayım” der.

Sofradaki heyet Reşit Galip’i orada

bırakıp çıkmak ister.

Ancak Atatürk diğerlerinin kalkması-

na izin vermez.

*

Bu olağanüstü olayın devamı çok

daha ibretlik…

Atatürk uyandığında Genel Sekrete-

ri’ne Reşit Galip’i sorar. 

“Sabaha kadar bekledi, mahcu-

biyetini size iletmemizi istedi.

Ankara’ya gidecek kadar borç

para istedi. 25 lira verdik” derler.

*

 Atatürk “Ankara’ya gidecek

adama 25 lira mı verilir.

 Bari benim hesabımdan birkaç

yüz lira verseydiniz.

 Cebinde beş parası yok ama

karakterinden hiç taviz vermiyor.

Parası yok ama cesareti var” der.

*

Ve…

Çok geçmeden,1932 yılında 39 ya-

şındaki Reşit Galip Milli Eğitim Bakanlı-

ğı’na atanır.

Ardından çok tartışılan “Andımız”ı

yazar…

*

Biz “Andımız”ı tartışaduralım…

Amerika Birleşik Devletleri’nde okul-

lara  giderseniz, sabahları

çocukların “ABD’nin bayrağına ve o

bayrağın simgelediği cumhuriyete

bağlı kalacağıma, herkese özgür-

lük ve adaletle; tanrının gözeti-

minde, bölünmez tek ulus için ant

içerim…” sözlerini duyarsınız. 

 

Deve neden diken’e gider?

Halk arasında böyle sorulur…

Aslında “Deve neden dikeni

sever?” demek daha doğru olur.

*

Bilmeyenler için anlatalım…

Deve, çöl dikeni yiyince damağı

kanarmış.

Ve ılık ka-

nın tadını

çok sever-

miş. Ancak,

lezzeti kan-

dan değil, di-

kenden zan-

nedermiş.

Bu ne-

denle diken yemeye devam edermiş.

Sonunda deve diken yiye yiye kan

kaybından ölürmüş.

*

Araplar, devenin diken yemesine

‘harese’ derler…

Türkçe meali “ihtiras”.

Bu, kendi kanında boğulma anla-

mına da gelir.