Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

15 Temmuz’da Bursa’da yaşananlar ve bir kahraman Paşa

Köşe Yazısını Dinle

Dün 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümüydü.

O gece Bursa, darbenin çözülmesinde kilit rol oynamıştı.

Ve o gecenin bir kahramanı da Bursa Garnizon eski Komutanı Seyfullah Saldık idi.

Seyfullah Paşa’nın kahramanlığını ve o geceye dair ayrıntıları 11 Ağustos 2016 tarihli yazımda kaleme almıştım.

15 Temmuz’da Bursa’da yaşananları hatırlatmak için yazımı bir kez daha paylaşıyorum:

***

Bursa Garnizon Komutanı Seyfullah Saldık, darbe girişimini haber alır almaz, evinden çıkıp İstanbul Yolu’ndaki Garnizon Komutanlığı’na yol alır.

Bu sırada telefonla görüştüğü Jandarma Karargâh Sorumlusu Kemal Şahintürk’ten, Yurdakul Akkuş’un, Genelkurmay’dan gelen emirle kendisini sıkıyönetim komutanı ilan ettiğini öğrenir.

Saldık Paşa, Şahintürk’e, “Ben Garnizon Komutanlığı’na gidiyorum, senle de orada bulaşalım” der.

Sadık Paşa, hemen Vali İzzetin Küçük’ü arar ve Yurdakul Akkuş’un durumunu aktarır.

Vali Küçük de, “Bu emir, yasa dışıdır, kabul edilemez” der.

Saldık, Küçük’e, “Sayın Valim emrinizdeyim. Ben bu işi engellemek için her şeyi yapacağım” diyerek telefonu kapatır.

***

Saldık, yolda bir girişim daha yapar ve Jandarma Özel Harekât (JÖH) timlerine emir verir:

Derhal, Bursa Garnizon Komutanlığı’na gidip silahlanın ve nizamiyenin önünü tutun. Darbeciler, hiçbir silaha ulaşamasın.”

Bu emir çok önemliydi.

Nitekim JÖH timlerinin varlığı sayesinde, darbecilerin silahlara ulaşması engellenmişti.

***

Tabii Saldık, bir yandan da zamanla yarışır.

Hemen Bursa Garnizon Komutanlığı’na giderek duruma hâkim olmak ister.

Ayrıca Garnizon Komutanlığı’nda da kendisini nasıl bir tablonun beklediğini de bilmiyordur.

***

Saat 23.05 civarında Seyfullah Paşa, Bursa Garnizon Komutanlığı’na giriş yapar.

Kendisinden sadece 3 dakika önce de darbeci Akkuş girmiştir Garnizon Komutanlığı’na!
Nizamiyenin önünde hemen bir sorun olup olmadığına bakan Saldık, daha sonra yüksek sesle bir konuşma yapar:

Yurdakul Akkuş, kendisini sıkıyönetim komutanı ilan edip, benim görevden alındığımı söylemiş size. Bu yasa dışı bir emirdir. Sakın buna kanıp, yanlış bir iş yapmayın. Biz asla bu ihanetin içinde olmayacağız. Emir-komuta bendedir. Bursa Garnizon Komutanı da hâlâ benim. Yurdakul Akkuş’u dinlemeyin.”

Seyfullah Paşa, tam konuşmasını bitirirken, arkadan bir ses:

Komutanım, sıkıyönetim komutanı Yurdakul Akkuş’un emri var. Odanıza gidin ve oradan çıkmayın.”

Bu sözleri söyleyen kişi Akkuş’un habercisi bir uzman çavuştur.

Seyfullah Paşa, uzman çavuşa çok sinirlenmiştir.

Ulan ben ne diyorum, sen diyorsun” diyen Seyfullah Paşa, uzman çavuşa 2 yumruk atıp yere serer, ardından tekmelemeye başlar  darbeci askeri.

Darbeci uzman çavuşu Saldık Paşa’nın elinden, Albay Kemal Şahintürk alır.

***


Bu hadiseden çok kısa bir süre sonra Seyfullah Saldık, nizamiyeden karargâha yürürken Yurdakul Akkuş’la karşılaşır ve aralarında şu diyalog geçer:

-Sen kendini sıkıyönetim komutanı ilan etmişsin doğru mu?

-Evet Genelkurmay’dan emir geldi. Komutan benim, siz görevden alındınız.

-Ben sıkıyönetimi tanımıyorum. Yasa dışı bir emirdir bu. Derhal terk et burayı. Emir komuta bende!

-Terk edemem, komutan benim!

Yurdakul Akkuş, direnmeye başladıktan sonra Seyfullah Paşa, üniformasından çeke çeke Akkuş’u dışarı atar.

***

Saldık, Akkuş’u dışarıya attıktan sonra nizamiyenin önünde biriken askerlere, “Biz vatanımıza, milletimize bağlıyız. Herkes evine gitsin” şeklinde bir emir verir ve karargâha kimseyi sokmaz.

Sadece JÖH timleri ve güvendiği bazı subayları içeri alır.
Karargâhta silahlıkların anahtarlarını toplatan Saldık, darbecilerin silahlara ulaşmaması için bir hamle daha yapar.

Saldık ve beraberindeki askerler karargâhtayken, Yurdakul Akkuş’un beraberindeki 5-6 darbeciyle birlikte Mudanya Yolu’ndaki Osmangazi Jandarma Komutanlığı’na gittikleri haberi gelir.

Saldık, hemen Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Şahin’i arar ve Akkuş’u tutuklamak istediğini söyler.

Şahin de, “Paşam her türlü yetki sizde” der.

Vali İzzettin Küçük’le de telefonda görüşen Saldık, tutuklama için polisten yardım ister.

Vali Küçük,Paşam, derhal tutuklatın. Ben polisi harekete geçiriyorum” der.

***

Burada bir bilgiyi paylaşayım.

15 Temmuz’da Emniyet Müdürü Selami Yıldız, izinliydi ve şehir dışındaydı.

Ancak darbe girişimini öğrenir öğrenmez Bursa’ya hareket etti Yıldız.

Gece boyunca da başta Seyfullah Paşa olmak üzere, yetkililerle telefonda görüştü.

Bursa’ya ulaştığında da vakit kaybetmeden görevine başladı.

***

Darbeci Yurdakul Akkuş ve beraberindeki bir avuç darbeci, Osmangazi Jandarma Komutanlığı’nda karakol komutanının odasında emirler verirken, Seyfullah Saldık, darbeciler için tutuklama emri verir.

Saldık, bir hamle daha yapar ve il jandarma komutanlarını tek tek arayarak, “Sakın,  Akkuş’a uymayın. İhanete düşmeyin, oyuna gelmeyin” şeklinde telkinlerde bulunarak, Akkuş’un taraftar toplamasının önüne geçer.

Ve tüm şartlar oluştuktan sonra Saldık, en güvendiği subayları Osmangazi Jandarma Komutanlığı’na, Akkuş ve destekçilerini tutuklamaları için gönderir.

***

Darbeciler Osmangazi Jandarma Komutanlığı’nda 00.20 civarında tutuklanıp, Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polislere teslim edilirler.

***
Sonrasında, çok önemli bir gelişme yaşanır.

Darbeci Akkuş’un yanındaki uzman çavuşun çantasından Yurtta Sulh Konseyi’nin yazılı emri çıkar.

Darbeci uzman çavuş, çantanın kendisine ait olmadığını, darbe emrinin yazılı olduğu belgenin de Akkuş’a ait olduğunu söyler.

Yani uzman çavuş, Akkuş’un çantasını taşıyordur.

***

Peki ne vardı bu önemli evrakta?

30 sayfalık evrak 3 ekten oluşuyordu.

EK 1’de 81 ilin sıkıyönetim komutanın ismi…

EK 2’de 81 ilin sıkıyönetim mahkeme başkan ve üyeleri…

EK 3’te 81 ilde görevden alınan generaller ve subaylar ile yerlerine atanacak general ve subayların listesi…

***

İşte saat 00.20 civarında ele geçirilen bu belge, 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde en önemli eşik olarak tarihe geçti.

Nitekim, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Şahin, tek bir saniye vakit kaybetmeden 30 sayfalık evrakı derhal 81 ilin Emniyet Müdürlüğü ve valiliğine yollayarak yüzlerce darbeci asker, hâkim ve savcının gözaltına alınmasını sağlar.

Hatırlayın o gece, yüzlerce gözaltının gerçekleşmesini büyük bir şaşkınlıkla izliyorduk.

Şaşırmıştık, çünkü “nasıl olur da darbeciler birkaç saat içinde deşifre olurlar” diye kendi kendimize soruyorduk.

Meğer, kilidi Bursa çözmüş…

***

Ve Bursa’nın başta yiğit komutanı Seyfullah Saldık, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Şahin ve Vali İzzettin Küçük, 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde tarihi bir rol oynamışlar!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X