Grip aşısı, hiç bu kadar değerli olmamıştı desem yanlış olmaz.

Eczanelerde yüzlerce talep sahibinin isminin olduğu listeler var.

2020 yılının aşısı henüz gelmedi.

Ancak eli kulağında…

Aşı gelecek, gelmesine ama aşının yetip, yetmeyeceği daha önemli.

Ve bu kritik sorunun yanıtı verilmiş değil.

Verileri Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin’den aldım.

Ülkeye 800 bin adet aşı gelmiş.

550 bin de ilave gelecekmiş.

Etti 1 milyon 350 bin aşı…

Devlet Malzeme Ofisi’nin de yurtdışındaki bir firmayla 850 bin aşı için girişimleri varmış ama henüz bu konuda somut bir gelişme yok.

Onu da hesaba katarsak 2 milyon 700 bin aşı geleceğini hesap edebiliriz.

Kritik soru şu:

2 milyon 700 bin grip aşısı yetecek mi?

Taleple ilgili kesin bilgi yok ama geçen senelere göre talebin arttığını biliyoruz.

Ayrıca Avrupa ülkeleri, nüfusunun yarısı kadar aşı temin etmiş.

Aşıların dağıtımı henüz eczanelere yapılmadı.

Nasıl ve kimlere dağıtılacağı da belirsiz.

Ancak yine Okan Şahin, yol haritasıyla ilgili bildiklerini paylaştı.

Sağlık Bakanlığı, önceliği yüksek risk grubuna verecek.

Ve kimlerin yüksek risk grubunda olduğunu, vatandaş bilgileri üzerinden sistem otomatik olarak belirleyecekmiş.

Vatandaş ise önce hekimine başvuracak, hekim reçete yazacak, eczacı da aşıyı verecek.

Ancak Şahin soruyor:

Reçetede yazan aşılar, elimizde yeteri kadar olacak mı biz de bilmiyoruz.

 

Bursa’ya Asya ve Orta Doğu ilgisi

Bir program çekimi için Büyükşehir Belediyesi Tarihi Binası’ndayız…

Bursa Kültür Tanıtma Turizm Koordinatörü genç bürokrat Anıl Bayık ile tanıştırdılar basın bürosundaki arkadaşlar.

Kısa sohbetimizin konusu elbette turizm, daha doğrusu Bursa turizmiydi.

Pandemi süreci devam ettiği için Bayık’ın söyleyeceklerini az çok tahmin ediyordum.

Zaten otellerin doluluk oranları da, Bursa turizmiyle ilgili en net gösterge değil mi?

Evet turizm ve turizme bağlı hizmet sektörü zor durumda ama enseyi karartmayalım yine de.

Her karanlığın bir sonu, her tünelin bir çıkışı olduğuna göre, turizm sektörü de bu zor günlerini atlatacaktır hiç kuşkusuz.

Şunun özellikle altını çizdi Bayık:

“Birkaç ay öncesine kadar özellikle Asya ülkelerinden çok sayıda rezervasyon alıyorduk. Ancak pandemi devam ettiği için rezervasyonlar da iptal edildi.”

Peki hangi ülkelerden rezervasyon talepleri geliyormuş?

Ağırlıklı olarak Malezya ve Endonezya.

Daha sonra detaylı bilgi almak için GÜMTOB Başkanı Ersin Yazıcı ile görüştüm.

O da benzer bilgiler verdi.

Bursa turizmine son dönemlerde Orta Doğu ve Asya ülkelerinden bir yöneliş varmış.

Kuveyt, Pakistan, Kazakistan, Libya, Ürdün, İsrail, Katar, Rusya, Irak, Azerbaycan…

Tabii bu ülkelerin yanında Almanya, Fransa, Yunanistan, İtalya, Kosova, Bulgaristan gibi Avrupa ve Balkan ülkelerinden de turist geliyor kente.

Tüm bu verilerin ışığında, Avrupa ülkelerinin Bursa’ya ilgisizliğinin devam ettiği sonucuna varabiliriz.

Kuşkusuz politik nedenlerden dolayı Avrupalı turistlerde ülke genelinde azalış söz konusu.

Ancak Bursa’nın başta hava ulaşımı olmak üzere, üzerine düşenleri yapmadığı da bir gerçek.

Diğer yandan, Asya ve Orta Doğu ülkelerinin her geçen yıl bu kente daha fazla ilgi göstermesi de umut verici bir gelişme.

Pandemi süreci sona erdikten sonra, turizmle ilgili daha net yorumlar yapabiliriz.

 

Tarihi dönüşümün ilk meyveleri

İnsan kalabalığından, trafik sıkışıklığından ve park sorunundan dolayı kent merkezinden olabildiğince uzak dururum.

İlla gerekiyorsa da yaya olarak gitmeyi tercih ediyorum.

Ancak dün kent merkezine giderken Hanlar Bölgesi ile ilgili hummalı çalışma içimi ferahlattı.

Yıllarca konuşulan ancak hayalden öteye geçmeyen tarihi projenin ilk adımıydı gördüğüm.

Yıkım çalışmaları ilk meyvelerini vermiş, Ulucami’nin önü açılmıştı.

Bursa’ya turist neden gelmiyor sorusunun yanıtı, işte bu fotoğrafta gizli.

 

İYİ Parti’de neler oluyor?

Partinin bir milletvekili, bir il başkanı için FETÖ’cü diyor.

Aynı milletvekili HDP ile yakınlaşmadan söz ediyor.

FETÖ’cülükle suçlanan il başkanı, partisinin milletvekilini mahkemeye veriyor.

Genel başkan, partisinin milletvekiline yalancı diyor.

O milletvekili de genel başkanına okkalı bir yanıt veriyor.

Tamam farklı fikirler, bir partinin demokrasi anlayışını ve zenginliğini gösterir.

Ama bu yaşananlarda fikri tartışmanın zerresi yok.

Ya ne var?

İtham var, hakaret var, kamuoyu önünde aleni bir kavga var.