Mitingi televizyondan seyredip, meydanda izlemiş gibi yazanlardan hiç olmadım.

O yüzden baştan söyleyeyim, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin Bursa mitingini, televizyon programım nedeniyle ekrandan takip edebildim.

Yani ‘meydanda kaç kişi vardı?‘, ‘Gökdere dolmuş muydu?‘, ‘miting  havası nasıldı?’, ‘coşku ne alemdeydi?’ gibi soruların yanıtlarını meslektaşlarıma bırakıyorum.

Ancak şunu söyleyebilirim ki Bahçeli, Bursa‘da miting yaparak, bu kente verdiği önemi bir kez daha gösterdi.

Üstelik, hatırı sayılır oranda MHP’li muhalif, Bursa‘da siyaset yapıyorken…

Bahçeli, çok net ifadeler kullandı miting konuşmasında.

Hedefinde CHP, daha doğrusu Kılıçdaroğlu vardı.

Kılıçdaroğlu‘nu, Aydınlıkçılarla iş tutmakla, PKK’lılar, FETÖ’cüler ve DHKP-C’lilerle aynı safta yer almakla eleştirdi.

Ancak asıl vurgusu, neden ‘evet‘ dediklerine dönük yanıtlarıydı.

Nitekim, MHP‘nin ‘evet‘ten yana olan tutumu parti içinde kırılmalara yol açmıştı.

Bahçeli, bir değil birkaç neden saydı.

Ancak özetle, dış tehditlere karşı Türkiye‘yi ve devleti korumak için evet dediklerini kaydetti.

Yani Bahçeli, ‘siyasi çıkarlarımız, Türkiye’nin çıkarlarından üstün değildir’ mesajını verdi Gökdere‘den.

Gelelim mitinge yönelik tepkilere…

Sosyal medyada görüşler muhtelif.

Gökdere‘ye gidenler, kah paylaştıkları fotoğraflarla, kah gözlemleriyle dört başı mamur bir mitingden bahsetmişler.

‘Hayır‘cı muhaliflerse mitingin sönük olduğunu öne sürmüşler.

Ancak, ne olursa ne olsun önemli olan miting yapma cesaretidir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iki kez Bursa‘ya gelecek de ne olacak?

İki programında da miting yok.

Neden?

Bunu bir başka yazıya bırakalım.

—————–

 

Avrupa’nın sahte demokrasisi

 

Bulgaristan’da yarın erken genel seçim var.

Irkçıların sınır kapılarında faşizan eylemleri, Dost Partisi‘ne yönelik antidemokratik uygulamalar, Türkiye’deki 142 sandığın 35’e düşürülmesi gibi, ‘Avrupa değerleriyle‘, ‘Batı’nın demokratik normlarıyla‘  örtüşmeyen hareketler bunlar.

Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye parmak sallayarak, demokrasiyi öğütlemesi, işte bu nedenlerle samimi bulunmuyor.

Dahası, kimse takmıyor.

 

————————

 

Hayat’tan iki yeni yatırım

 

Geçmiş yıllarda Bursa’daki özel hastane sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi.

Bugün öyle mi?

Her köşe başında neredeyse bir hastane, adım başı tıp merkezi…

Bunda, sosyal güvenlik sistemine bağlı hastanelerin özel hastanelerden yararlanlanmasının payı büyük.

Ancak, geçmiş yıllara kıyasla devlet hastanelerinin de hizmet kalitesinin arttığını da söylememiz lazım.

Dün medyayı Özel Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkul, ekibiyle birlikte ziyarete geldi.

Hastane, 2 yeni sağlık merkeziyle daha hizmet verecek.

Ankara Yolu üzerinde, 150 yatak kapasiteli, 7 ameliyathaneli hastane gün sayıyor açılış için.

Yıl sonunda açılışı gerçekleştirilecek hastanenin yanı sıra, Nilüfer‘de bir sağlık merkezi de yakında ‘Hayat‘ markasıyla hizmete başlayacak.

Özel Hayat Hastanesi, Bursa’nın en eski hastanelerinden biri.

Yaklaşık 40 yıldır hizmet veriyorlar.

40’ıncı yıllarında daha büyük yatırımlarla hizmet alanlarını genişletiyorlar.

Ne diyelim, hayırlı olsun.

 

——————–

 

Fidansoy’a duyurulur

 

“Ülke genelinde, 65 yaş üstü olanlara ücretsiz ulaşım sağlanmakta.

Öğretmenlerde yaş sınırı aranmaksızın, yüzde 50 indirimli ulaşım hakkı tanınıyor. Polis ve PTT çalışanları, gaziler ve engelliler, ücretsiz ulaşımdan faydalanıyor. Ancak, 25 yaş üstü öğrenciler tam ücret ödeyerek yolculuk yapıyorlar. Bu karar, YÖK‘ün kararı değil. Daha iyi iş imkanlarına erişmek için, yüksek lisans ve doktora yapanlar için uygun bir karar olmadığı düşüncesindeyim. Araştırmacı gazeteciliğinize olan güvenim tam olduğu için, sizden ricam bu konuyu sorgulamanızdır”

Okuyucunun mektubunu paylaştım.

Aldığı yanlış kararlarla Bursa trafiğini çıkmaza sokan,  Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy‘un dikkatine.