Flipboard
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Unesco Öğrenen Kentler Küresel Ağı’nın toplantısına katılmak için Çin‘e gitmek istedi.
Ancak İçişleri Bakanlığı, izin vermeyince, Büyükerşen, Çin’e gidemedi.
Büyükerşen tepkisini, “Unesco Öğrenen Kentler Küresel Ağı’nın toplantısı için davet edilmiştim ama izin verilmedi. Oysa bu ağa Türkiye’den ilk kabul edilen kentin belediye başkanı olarak orada ülkemi temsil edecektim. Nasıl olur da izin verilmez” sözleriyle gösterdi.
Büyükerşen, CHP’li bir belediye başkanı.
Bu haberden sonra, AK Partili İçişleri Bakanlığı‘nın CHP‘li belediyelere veya Büyükerşen‘e yönelik özel bir uygulama yaptığı algısı oluştu.
Ancak, AK Partili Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ile CHP’li Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey‘in de yurtdışına çıkmalarına izin verilmediğini öğrendim.
Dündar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gidememiş.
KKTC’de Osmangazi Belediyesi, Mehmetçik kasabasına, Atatürk heykeli ve park kazandırmıştı.
Dündar, meclis üyeleri ve başkan yardımcılarıyla birlikte bu iki hizmetin açılış törenine katılacaktı.
Ancak belediye başkan yardımcıları ve meclis üyeleri giderken, Dündar‘a izin verilmediği için KKTC‘deki törene katılamamış.
Yeri gelmişken bir hatırlatma yapalım.
OHAL süresince belediye meclis üyelerinin yurtdışına çıkışını Valilikler onaylarken, başkan yardımcılarına izni belediye başkanları, belediye başkanlarına onayı da İçişleri Bakanlığı veriyor.
Mustafa Bozbey’e gelince…
Bozbey, muhtarlarla birlikte Makedonya’ya gidecekti.
Ancak Bozbey de Dündar‘ın akibetine uğramış.
Bozbey’le konuştuğumda uygulama tepkiliydi:
“Meclis üyeleri ve başkan yardımcıları giderken, biz belediye başkanları gidemiyoruz. Komedi bir durum.”
Peki uygulamayla ilgili İçişleri Bakanlığı ne diyor?
Dün İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk ile görüştüm.
Bursa‘da yıllarca kaymakamlık yapmış ve hizmetleriyle bu kentte iz bırakan Öztürk, uygulamayla ilgili çok net konuştu:
“Evet doğrudur, gerek Sayın Dündar, gerekse de Sayın Bozbey’in yurtdışına çıkışına izin verilmedi. Ancak bu genel bir uygulama ve bu iki belediye başkanımızın şahsıyla ilgili bir durum değil. OHAL gereği Sayın Bakan’ımızın bir tasarrufu. Parti ayırımı yapılmaksızın hayata geçiriliyor bu uygulamamız.”
Bakan Yardımcısı Öztürk‘ün sözlerinden, söz konusu kararın OHAL gereği tedbir amaçlı bir uygulama olduğunu anlıyoruz.
Ayrıca, AK Partili belediyeler, yurtdışı yasağı uygulamasına CHP‘li veya HDP‘li belediyelerden daha çok takılıyorlarmış.
——————–
Türkeş’ten sürpriz çıkış
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş‘in, Hürriyet‘ten Cansu Çamlıbel‘e verdiği röportajı satırı satırına okudum.
Okudukça gözlerim faltaşı gibi açıldı.
Türkeş, ‘idama karşıyım’ diyor, OHAL‘de referandum yapılmamasını savunuyor, başkanlık sistemine temkinli yaklaşıyor, referandumun çantada keklik olmadığını öne sürüyor, Avrupa Parlamentosu‘ndaki aşırı sağcı siyasetçileri eleştiriyor.
Röportajın altındaki ismi görmemişseniz, tüm bunları AK Parti‘nin bir bakanı eski bir MHP‘li değil de, hükümete yapıcı eleştiriler getiren, yol gösteren aklıselim bir muhalefet milletvekilin söylediğini sanırsınız.
Ancak daha önemlisi, kabineden farklı bir sesin çıkması, demokratik siyaset bakımından çok değerli.
Ağzına sağlık Sayın Türkeş.
———————-
Okul velilerinden Vali Küçük’e çağrı: “Çocuklarımızın bahçesi ellerinden alınmasın”
Altınova Mahallesi Dr. Ayten Bozkaya İlkolulu velileri ziyaretime geldi.
Hadise şu:
Yol yapım çalışmaları kapsamında, ilgili müteahhit kaldırımı genişletmek için, okul bahçesinin büyük bir kısmını yok etmek istiyormuş.
Yani proje hayata geçirse, çocukların oyun bahçesi yok edilecek ve çocuklar dört duvar arasına sıkışacak.
Üstelik veliler, projede daha önce böyle bir uygulamanın görünmediğini söylüyorlar.
Veliler, Vali Küçük‘ten duruma el koymasını istiyor ve şunu söylüyorlar:
“İlkokul çağındaki çocuklarımızın, en doğal hakkı ellerinden alınmasın.”
