Dün, bazı akademik odalar ve çevre dernekleri son derece sarsıcı bir basın toplantısıyla, Bursa‘nın hava kirliliğine dikkat çektiler.
Gelişme şu:
Bursa, Türkiye‘nin hava kalitesi en düşük kentlerinden biri.
Bir diğer ifadeyle Bursa, Türkiye‘nin havası en kirli iki il’inden biri.
Gerçekten de durum tam da böyle.
Yazıyı okuduktan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın internet sitesine girip, Türkiye genelindeki hava ölçüm raporlarını inceleyin.
Orada da göreceksiniz ki, Bursa resmen zehir soluyor.
Ayrıca, her akşam zaten buna tanık olmuyor muyuz?
Özellikle akşam saatlerinde, bir sis bulutu Bursa‘yı sarıyor.
Nefes almakta bile güçlük çekiyoruz, o derece.
Yani Bursa, 90’lı yıllara geri dönmüş durumda.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın internet sitesinde, çok dikkat çekici bir detay daha var.
Bursa, havası en kirli iki kentten bir tanesi.
Peki diğer bölge hangisi?
Afşin-Elbistan…
Ne var bu bölgede?
Kömürlü termik santral elbette!
Yani, hava kirliliğinin temel nedeni, kömür üretimi.
Artık bu gerçeği, sokaktaki çocuk bile biliyor.
Kömür, havayı kirletiyor, zehir solumamıza yol açıyor.
Bakanlığın internet sitesinde, havası tertemiz olan kentleri de göreceksiniz.
Mesela, Kocaeli’nin sanayi bölgesi Dilovası‘ndaki kirlilik değerleri bile Bursa‘nınki kadar tehlikeli boyutta değil.
Şimdi tüm bu gerçekler önümüzde duruyorken, kentin tam ortasına bir kömürlü termik santral kurulmak isteniyor.
Bu resmen, ‘taammüden cinayet işlemek‘ değil de nedir?
Çünkü, Bursa Ovası‘nın tam ortasına kurulmak istenen termik santral, günde bin 200 ton kömür yakacak.
Bu, 1000 ailenin 1 yıl boyunca yakacağı kömürün sadece bir günde yakılmasıyla eş değer…
Sonuç: DOSAB yönetiminin kurmak istediği termik santral, kelimenin tam anlamıyla Bursa’ya ve Bursalılara ihanettir.
Santrala direnenler…
DOSAB yönetimi ve maaşlı elemanları, kamuoyunda, ÇED raporunu alacakları ve projeyi hayata geçirecekleri algısını yaratmaya çalışıyorlar.
ÇED raporunu alırlar mı bilinmez.
Ancak, ÇED raporu için görüş bildiren kamu görevlilerine çok ciddi baskılar yapıldığı haberleri kulağımıza gelmiyor değil.
Hatta bu baskıları, üzerine hiç vazife olmayan isimlerin yaptığı da iddia ediliyor.
Ancak tarih, halkın sağlığını düşünen kamu görevlilerini altın harflerle yazacak.
Bu arada, ÇED toplantısından sonra Termik Santral’a Hayır Platformu, çalışmalarını tam gaz sürdüyor.
Onlar, ÇED raporu alınacakmış gibi hareket ediyorlar.
Söyledikleri de şu:
ÇED’i almaları mühim değil. Çünkü, 3 milyon Bursalıyı ezip geçemezler.
Bursagaz’dan küçük esnafa zulüm!
BESOB Başkanı Arif Tak, önceki gün televizyon programıma konuk oldu.
Esnafın sorunlarını konuşurken, çok sarsıcı bir gelişmeyi paylaştı.
Tak‘ın verdiği bilgiye göre Bursagaz, esnafa kök söktürüyormuş son günlerde.
Tak, şunları söyledi:
“Son günlerde, lokantacı ve benzer esnafımıza Bursagaz görevlileri, fahiş miktarda cezalar kesiyor. Kimi esnafa 15 bin, kimine 20 bin, hatta 30 bin lira ceza kesilen esnafımız bile var. Esnafımız, 10 yıl önce güvence bedeli yatırmış. Aradan 10 yıldan fazla zaman geçtiği için 10 bin lira istiyor Bursagaz. Ayrıca esnafımızın, ocaklarına taktıkları ikinci saatten dolayı da yüksek ceza kesiyorlar. Bu şekilde ceza kestikleri esnafımızın sayısı yüzlercedir. Bu cezaları kabul etmemiz mümkün değil. Kendi yağıyla kavrulan bir lokantacı, yıllık kazancının neredeyse tamamını Bursagaz‘a ceza ödemekle karşı karşıya. Peki esnafımız, yıllık kazancının tamamını ceza olarak öderse, ne yiyip, içecek?”
Gelişme böyle.
Arif Tak, Bursagaz’ın kestiği cezalar nedeniyle, yargı yoluna gidebilecekleri bilgisini verdi.
Ayrıca, siyasetçileri de harekete geçirmek için, girişimlerde de bulunacaklarmış.