Malum, sosyal medya, günümüzde oldukça yaygın.
Ben de birçok meslektaşım gibi yazılarımı facebook ve twitter üzerinden paylaşıyorum.
Çok şükür, gazetemin tiraj gibi bir sorunu yok ama yazılarımın altına yazılan yorumlar, ufkumu açtığı için hergün paylaşımda bulunuyorum.
Hakaret dışındaki hiçbir yorumu da silmiyorum.
Ancak hakaret varsa, yorumuyla birlikte sahibini de listemden siliyorum.
***
Geçen gün televizyon programını Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe`yle helikopterden yapmıştık.
Amacımız Bursa`nın değişimini havadan gözlemlemekti.
Programla ilgili bir de yazı yazıp, ertesi gün facebook hesabımdan paylaşmıştım.
Beğenenler de oldu, medeni bir şekilde tepkisini aktaranlar da…
Bir okuyucum yazının altına aynen şu yorumu yapmış:
”Bence şehir içi otobüslere binip konuşun, daha samimi olur”
İşte yapıcı eleştiri budur.
***
Altepe`ye henüz otobüste program yapma teklifi yapmadım ama bu duyarlı okuyucunun önerisini dinleyerek, 2 gündür gazeteye toplu taşıma aracıyla ulaşıyorum.
Okuyucu haklıymış.
Toplu taşıma araçlarında, gerçekten sorun var.
Mesela BursaRay`ın Arabayatağı istasyonundan sonraki aktarmalı seferler…
Vagon ihalesi yapılmadığı için, Arabayatağı-Kestel seferlerini yapan trenler, oldukça eski.
Vagonlar klimasız olduğu için yaz aylarında vatandaşlar kavrulmuştu.
Bugünlerdeyse bozulup duruyorlar.
Dün, bizzat ben tanık oldum bozulan trene.
***
İçinde olduğum tren, Şirinevler istasyonunda önce yavaşladı ardından durdu.
Sonra bir anons:
Değerli yolcular, yol dolu olduğu için biraz bekleteceğiz, özür dileriz.
Şaşrıdık, otobanda değildik ya, yolun dolu olması ne anlama geliyordu acep?
Bir, iki dakika sonra, bir anons daha:
“Sayın yolcular, önümüzdeki tren arızalandığı için, sizi bir süre daha bekleteceğiz.”
Tamam şimdi oldu…
3 dakika, 5 dakika derken, yolcular ayaklandı ve trenden inip vatmana isyan ettiler:
-Kardeşim, 3 gündür treniniz bozuluyor. Vallahi işimizden gücümüzden olduk.
-Haklısınız ama benim yapabileceğim birşey yok. Gürsu istasyonunda tren bozulduğu için ilerleyemiyoruz.
-Kardeşim o zaman, Otosansit durağına kadar gitsene.
-Mümkün değil. Bozulan trenin arkasında 2 tren daha var. Önümüzdeki tüm istasyonlar dolu.
-O zaman, otobüs yönlendirin bari.
-Otobüsler Acemler`den geliyor. Sorununu çözmez.
-Kardeş sen televizyoncusun, lütfen, bu hatla ilgili program yapar mısın?
-Program için söz veremem ama kesin yazarım merak etmeyin.
***
İşte böyle diyaloglar geçti, yolcular, vatman ve bendeniz arasında.
Bu arada, dünkü tepkiler yine makulmuş…
Vatman, arızalar nedeniyle, sinkaflı küfürlere maruz kalıyormuş:
“Abi, benim yapabileceğim birşey yok. Burası karayolu değil ki. Öndeki tren arızalanınca elimiz kolumuz bağlanıyor.”
***
Şimdi…
Durum aktardığım gibidir, eksiği vardır, fazlası yoktur.
Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy`un dikkatine…
Acilen ihaleye mi çıkar, eski vagonları sıkı bir şekilde kontrolden mi geçirir, onun uzmanlık alanı…
Ancak Doğu etabında ciddi sorunlar var, bilmesi lazım.
—————-
Öğrencilerin kayıt sorunu
Okullar açıldı, veliler de öğrenciler de nakil derdinde.
Nitekim bu yıl yepyeni bir sisteme geçildi.
TEOG sonrası yerleştirme…
Öğrenci kayıtları E-Okul sistemi üzerinden yapılıyor.
Yani üniversite sınavı gibi, aldığın puan ile yaptığın tercihler arasında doğru orantılı bir okula yerleşebiliyorsun.
Nakillerde de durum aynı.
Bir okulda 5 kontenjan varsa, o okula başvuran öğrencilerin en yüksek alan 5`i kayıt yapabiliyor.
Hal böyle olunca, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı`nın bile nakillerde insiyatifi kalmıyor.
Dün Bursa Milli Eğitim Müdürü Veli Sarıkaya`nın açıklamalarının bir bölümüne yer vermiştim.
TEOG`daki tabloyu, üst satırlarda paylaştığım gibi tarif etti.
Yani boşluk vermeyen bir sistem yaratılmaya çalışılmış.
Ancak Sarıkaya, sistemden kaynaklanan sorunlar olsa bile, her doğumun sancılı olduğunu hatırlatıyor veBursa`nın, TEOG yerleştirmelerinden en sorunsuz 10 kentinden biri olduğunu öne sürüyor…