Kim ne derse desin bıçak sırtı referandum sonuçları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı memnun etmedi.

Yüzde 51,4 bir yana, sahil bölgelerindeki yüksek hayır oylarının üstüne İstanbul, İzmir ve Ankara gibi hayati kentlerde çıkan sonuçlar tüy dikti.

İzmir’deki sonuç sürpriz değil elbette ancak Ankara ve İstanbul  üzerinde düşünülmeli.

Nitekim AK Parti kurulduğu günden bu yana Ankara ve İstanbul’u hiç kaybetmedi.

Hem yerel hem de genel seçimlerde AK Parti’nin bu kentlerde üstünlüğü söz konusuydu.

Erdoğan, referandum sonuçlarından duyduğu memnuniyetsizliği bugüne kadar saklamadı.

Partisinde ‘metal yorgunluğu olduğu’ itirafından, ‘hesabilikten hasbiliğe’ geçmeleri gerektiği söylemine, ‘biz uyarı yapmadan arkadaşlar adım atsınlar’ sözlerinden, ‘yorulan varsa bıraksın’ önerisine varıncaya kadar Erdoğan defalarca parti içine dönük mesajlar verdi.

Peki Erdoğan’ın üstü kapalı uyarılarını kimler üstüne almalı?

2 gruptan söz edebiliriz:

-Parti kimliğini kişisel çıkarlarına alet edip nemalananlar Erdoğan’ın mesajını iyi okumalı. Nitekim Erdoğan, ‘hesabilikten hasbiliğe geçmeliyiz’ sözlerini, bu gruptakiler için söylediği çok açık.

-Heyecanını kaybedenler ve rutine girenler, Cumhurbaşkanı’nın uyarısını dikkate almalı. Öyle ki, Erdoğan’ın ‘metal yorgunluğu’ teşhisi bu gruptakilere yönelik.

Ancak köklü revizyondan FETÖ ile ilişkili olduğu düşünenler de nasibini alacak hiç kuşkusuz.

Böylelikle hem sorunlu kadrolar yedek kulübesine çekilecek hem de FETÖ temizliği kendiliğinden gerçekleşecek.

Ayrıca, FETÖ’nün siyasi ayağının üzerine gidilmediğine dönük eleştiriler de bir nebze olsun törpülenecek.

Nitekim Erdoğan, parti içine dönük mesajlarını kamuoyuna ilan etmekten geri durmuyor.

Hatta tam aksine, parti içi konuları sürekli gündemde tutarak adeta imaj yenilemesi yapmaya çalışıyor.

Tek cümleyle özetlersek Erdoğan, 2019 seçimlerinden çıkmak için, elinden gelen herşeyi yapıyor.

 

Erdoğan’ın aksine yöneticiler revizyon konusunda ketum

 

AK Parti Bursa’da delege seçimleri tamamlandı.

Geçmiş yılların aksine bu kez delege yazımıyla tamamlandı süreç.

Sırada ilçe ve il kongreleri var.

Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘metal yorgunluğu’ teşhisiyle  birlikte yerel siyaset kulislerinde, ‘yeni dönemde yola Cemalettin Torun’la devam edilecek mi?’ sorusu daha sık sorulmaya başlandı.

Ancak Ankara  ‘ser verip sır vermiyor‘ adeta.

Hatta milletvekillerinin bile revizyon konusunda  öngörüsü yok.

Kuşkusuz, genel merkez yöneticileri konuyla ilgili vekillerin görüşlerini alacak.

Ancak bu kez milletvekilli görüşlerinin etkisinin daha az olacağına dair bir  görüş hakim.

Bu arada, bazı potansiyel il başkan adaylarının telefonları susmuyormuş.

Erdoğan’ın revizyon işaretiyle birlikte bazı isimler çok sayıda, ‘hayırlı olsun’ telefonları alıyormuş, o derece!

 

CHP Kolektif

 

CHP Osmangazi’de başlayan bir hareketten söz etmiştim.

Grubun ismi CHP Kolektif.

Ağırlıklı olarak Osmangazi üyelerinden oluşan grup üyelerinden Tahsin İzmir, Hakan Şenay gibi isimler ulaştı.

Osmangazi’de siyaset yaptıklarını, ana amaç ve ilkeleri belirlediklerini ancak hareketin ileride tüm Bursa’yı kapsayabileceğini söylediler.

Ayrıca şu aşamada herhangi bir adayı destekleme kararı almadıklarını söylediler.

Dün saydığım isimler arasında Recep Çohan’la birlikte hareket edenler dikkat çekse de, bugün CHP Kolektif’in amaç ve ilkelerini paylaşayım:

CHP tüzüğüne, programına ve kuruluş felsefesine uygun olarak çalışmasını sağlamak.

CHP’yi kamuoyunda yıpratacak, küçük düşürecek herhangi bir eyleme ve söyleme izin vermemek.

CHP’yi, birimlerin ve kurumların üzerinde tutmak.

CHP Kolektif içerisinde, tüm yapay farklılıkları ortadan kaldırarak cumhuriyet değerlerini ve evrensel solu kapsayan siyasi ideolojiyi genişletmek.

CHP içerisindeki tüm kırgınlıkları ve küskünlükleri bir kenara bırakarak, siyasal mücadeleyi büyütmek.

CHP Kolektif içerisinde yer alan eğilimlerin ‘Altı Ok’ ilkeleri çerçevesinde toparlanmasını sağlamak.

CHP Kolektif içerisinde kişi siyasetiyle anılıp, partiye ve çevresine zarar verebilecek isimleri Kolektif’ten uzak tutmasını sağlamak.

CHP Kolektif’in yapacağı tüm toplantı ve eylemlerde, şeffaf ve kucaklayıcı olmasını sağlamak.