Kara ödül…
Çok sık verilmez bu ödül, ancak verildiyse de çok geçerli sebepleri vardır.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi, 25`inci Yıl Özel Ödülleri`ni önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacak.
Ancak bugün sadece bir ödülden söz etmekte sakınca görmüyorum.
Nitekim şube yönetimi, bu yıl kara ödül de vermeyi istedi.
Ve kara ödül 2 tüzel kişiliğe verildi.
Biri, Bursa Ovası`nın göbeğine kömürlü termik santral kurmaya çalışan DOSAB yönetimine, diğeri de Nilüfer İnegazi`ye kurulmaya çalışılan çimento fabrikasına…
ÇGD Bursa Şubesi yönetimleri, yıllardır hiç kimseye, hiçbir kurum ve kuruluşa kara ödül vermiyordu.
Aslında kara ödül, biraz da ÇGD üyelerinin yoğun isteğiyle verildi.
Tabii sadece üyelerin talebinden söz edemeyiz.
Aylardır termik santrala karşı amansız bir mücadele yürüten akademik odalar, çevre dernekleri, Uludağ Üniversitesi`nin namuslu akademisyenleri, sivil toplum ve hemşeri dernekleri, siyasi partiler, bağımsız ve çevreye duyarlı basın kuruluşları, vicdanını yitirmemiş siyasetçiler ile yaklaşık 3 milyon Bursalınınde ortak bir talebiydi aslında kara ödül…
DOSAB yönetimine kara ödül verildi.
Çünkü termik santral, Bursa`nın havasını kirletecek…
Termik santral, Bursa`nın tarım alanlarını tahrip edecek…
Termik santral, Bursa`nın su kaynaklarını tüketecek…
Termik santral, Bursalıları kanser yapacak, ömrünü kısaltacak…
Kara ödül için, bundan daha geçerli sebepler olabilir mi?
DOSAB yönetimi, artık şapkasını önüne koyup düşünmeli.
Çünkü artık onlar, kapkara bir ödülün sahibiler.
Oysa aylardır, bu kentin bilim insanları, sivil toplum örgütleri ve bölge halkı uyarıyor:
Vazgeçin, vazgeçin, vazgeçin…
Ancak vazgeçmediler…
Sorarım onlara, hangi para, hangi kar, hangi rant, alnınıza kara ödül damgasının vurulmasından önemlidir?
Not: ÇGD Bursa Şubesi, 25`inci Yıl Özel Gecesi, 2 Aralık Salı 20,00`de Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi Oditoryum Salonu`nda yapılacaktır. Kara ödül sahiplerinin bilgisine…
Başbakan Davutoğlu göz doldurdu
Ahmet Davutoğlu, basbakan sıfatıyla ilk kez Bursa`ya geldi dün.
Davutoğlu`nun performansını çıplak gözle daha önce de izlemiştim ancak mitingini takip edememiştim.
Dün de gördüm ki, hatipliği bakımından Cumhurbaşkanı Erdoğan`dan aşağı kalır yanı yok.
Konuşmasıyla kitleleri coşturmasını biliyor.
Ayrıca doğaçlama konuşuyor ve entelektüel birikimini ortaya koyuyor.
Bursa`da kısa konuştu ama can alıcı noktalara değindi ve güçlü vurgular yaptı.
Konuşmasının merkezine İsrail terörünü oturttu ve Müslümanlara yönelik zulmü, duygusal bir dille anlattı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç`ın duygusal konuşmasında da göz yaşlarına hakim olamadı.
Yani Arınç, hem ağladı hem ağlattı.
Bursa`yı bir bakan çıkarmasıyla selamlayan Davutoğlu, 720 milyon liralık yatırımların açılış kurdelesini de keserek, kenti önemsediğini ilan etti.
Miting detayları
Miting alanı boştu…
Yani AKP`nin eski mitinglerini arattı…
Bunun iki nedeni olduğunu düşünüyorum.
Biri, hafta içi olması ve mitingin mesai saatlerine denk gelmesi.
Diğeri de Başbakanlık korumalarının uyguladıkları , güvenlik eziyeti!
İnanın miting alanına halkın girmemesi için her şey yapılmıştı.
Mitinge giren her yer kapatılmış, adeta etten duvar örülmüştü.
Gazetecilere adım atacakları yer bırakılmamıştı.
Güvenlik bahanesiyle mitinge çıkan her bölge bariyerle kapatılmış, aşırı tedbir yüzünden bölgede kuş uçurtulmamıştı.
Yazık…
Halkçı Başbakan, Ankara`dan gelen işgüzar polisler nedeniyle halktan kaçırıldı.
Güvenlik öyle gereksiz boyuttaydı ki, gözümün önünde
olan olayda AKP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nükhet Hotar bile içeri giremiyordu.
Çünkü polisler dakikalarca Hotar`a kimlik kontrolü yapmak istedi.
Hotar, kimliğini göstermek istemeyince tartışma çıktı ancak daha sonra araya üst düzey güvenlik görevlilerinin girmesiyle sorun çözüldü.
Ayrıca Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu da güvenlik görevlilerinin duvarını aşamayarak protokoldeki yerini alamadı!
Mitingin diğer detaylarına gelince.
<span style="margin
ilk yorumu sen yap