Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Ergenekon kumpasını 8 yıl önce eleştiren yürekli savcı

Yaklaşık 8 yıl önce Demokrasi ve Uzlaşma Vakfı’nın bir toplantısında konuşmasını dinlemiştim ama hayal meyal hatırlıyorum.

2008 yılı, Cemaat eliyle yürütülen Ergenekon operasyonlarının en azılı dönemlerine denk gelir.

Askeri darbelerden bıkan toplumun da desteğini arkasına alan Cemaat‘in yargıdaki uzantıları, asker, sivil, gazeteci, siyasetçi ayırmaksızın, sahte deliller imal ederek onlarca insanı ‘Silivri Toplama Kampı‘na alıyorlardı.

Dönemin siyasi iklimi gereği hiçbir hukukçu “Durun ne oluyor bakayım? Ergenekon diye bir terör örgütü varsa silahlar nerede, lideri kimdir? Hem bu insanlar birbirini tanımıyor. Üstelik de delil diye sunulan şeyler, çok şüpheli” diyemezken, yürekli bir savcı o akşam bakın neler söylemişti:

Ergenekon tanımlamasını yargı mensupları kullanmıyorlar. Çünkü Ergenekon, Türk dünyası için onur verici bir destanın ismidir. Kamuoyunda, ‘Ergenekon’ denilen davada, gizli tanıklar hep tartışıldı ve gizli tanık nedir diye soruldu. Bu davadan önce Tanıkları Koruma Yasası çıkmıştı. Mafya, organize suçlar, ve bölücü suçları içeren davalarda, gizli tanıkların korunmasını öngören bu yasa, Ergenekon’da da yürürlükteydi. Ergenekon’da en çok tartışılan konu, delillerin yeterli olup, olmadığıydı. Hukuki dille konuşursak, bilgisayar ortamında elde edilen belgeler, delil değil. Yasal olarak hakkında dinleme kararı çıkmamış kişilerin yaptığı telefon konuşmaları da hukuki olarak geçersizdir.

 

***

 

Özgür Katip Kaya‘nın 2008 yılındaki bu açıklamasını, ertesi gün köşemde yazmıştım tarihe not düşmek için.

Tabii Savcı Bey’in başına birşey gelmemesi için, ‘Bir savcı‘ diyerek açıklamasına yer vermiştim.

 

***

 

Yıl 20016…

Yargıtay, Ergenekon davasında alt mahkemenin verdiği kararı bozdu.

Çünkü Yargıtay üyeleri dedi ki, “Yerel mahkemenin oluşumunda ve soruşturmasında, yargılama, delil toplama aşamalarında, adil yargılanma ilkelerine aykırılık bulunduğu tespit edilmiştir. Dinlemeler, gizli tanık beyanları, MİT mensuplarının izinsiz dinlenmesi, aramalar hukuka aykırıdır.”

 

***

 

Yani değerli okurlar YargıtayBursa Cumhuriyet Savcısı Özgür Katip Kaya’nın 2008 yılında söylediği gibi, ‘hukuka aykırı dinleme olmaz, olursa delil sayılmaz, gizli tanık beyanları delil değildir, yasal olmayan dinlemeler delil sayılmaz” diyerek, Ergenekon isimli bir örgütün olmadığına hükmetti.

Savcı Kaya ve onun gibi yürekli savcıların söylediklerinin doğruluğu 8 sene sonra Yargıtay tarafından resmen ortaya çıktı ve adına Ergenekon dedikleri kumpas da böylece çöktü.

Çöktü ama Kuddisi Okkırların cenazesi Silivri’den çıktı, Doğu Perinçekler yıllarca hapis yattı, bu ülkenin Genelkurmay Başkanı İlker Paşa terör örgütü yöneticiliğiyle yargılandı, iftiraları sindiremeyenler intihar etti, meslektaşlarımız yıllarca dört duvar arasında sevdiklerinden ayrı kaldı.

Tüm bu insanların kul hakkını nasıl ödeyecek Cemaat’in başındaki adam, yargıdaki uzantıları ve medyadaki tetikçileri?

 

***

 

Özgür Katip Kaya‘yı birkaç gün önce ziyaret ettim.

Arşivlediği yazımı önüme koydu.

O gün ‘bir savcı’ ifadesiyle görüşlerine yer verdiğim o savcının ismini bugün rahatlıkla yazabilirim.

Yazabilirim çünkü Ergenekon kumpası çöktü ve siyasi iklim değişti.

Siyasi iklim değişti, çünkü Cemaat’in kolu, kanadı kırıldı.

Ya güçlerini yitirmeselerdi?

İşte bizim en büyük sorunumuz da bu değil mi?

Demokrasimiz kurumsallaşamadığı için, yargımız, medyamız, iş dünyamız ve toplumun kahir ekseriyeti güçten yana savrulup duruyoruz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X