Öncelikle, son KHK ile evlilik programlarının kaldırılmadığını, yayın ihlalleri tespit edilirse ağır yaptırımlar getirildiğini belirtelim.

Ancak yanlış anlaşılma,  internette hızla yayılınca, evlilik programlarına çok ciddi bir tepki olduğunu yine sosyal medyadan öğrendik.

Ben bu tepkilerin, ölçü olduğunu düşünmüyorum.

Madem bu kadar tepki var toplumda, neden bu programlar rayting rekorları kırıyorlar?

Veya tepkiler samimi mi değil acaba?

İşin bu boyutunu bir kenara bırakalım ve evlilik programı adı altında yayınlanan yapıtların,  izleyici nasıl kandırdığını, asıl amacın sadece rayting olduğunu, 100 binlerce izleyicinin nasıl ‘aptal’ yerine konulmaya çalışıldığını öğrenelim.

Bir arkadaşımın anlatıklarını paylaşayım.

Bursa‘da yaşayan arkadaşım bir gün evlilik programını izlerken, eski kız arkadaşını görmüş ekranda.

23-24 yaşlarındaki alımlı kızımız, bir adama talip olmuş.

Ancak adam, kızın teklifini kabul etmemiş.

Arkadaşım, programdan sonra eski sevgilisini telefonla arayarak tepkisini dile getirmiş:

-Seni evlilik programında gördüm, şaşırdım.  Ama, talip olduğun adama daha çok şaşırdım. O ‘oduna’ nasıl talip olursun?

Kızın cevabı:

-Ben talip olmadım ki. Programın yetkilileri, ‘o adama talip olacaksın” dediler, ben de kabul ettim. Benim niyetim evlenmek de değil, şöhret olmak!

Hadise bu…

Sanmayın ki paylaştığım örnek, istisnadır.

Evlilik gibi kutsal bir müesseyi dejenere eden, sömüren, ayaklar altına alan bu tür programlarda, izleyici kandırılıyor.

Koca bir kurgudur aslında izledikleriniz.

Ve bu kurguya, kısa yoldan şöhret olmak isteyen genç kızlar, bir gecede ünlenmeye çalışan adamlar da alet ediliyor.

Aslında düzmece işler sadece evlilik programlarında değil SMS ile sözde halk oylaması yapılan programların alayında oluyor.

Bu tip programlarda belirleyici olan halk oylaması değil rayting‘dir.

Hangi aday, hangi yarışmacı rayting alıyorsa, o kişi uzun zaman programda kalıyor.

Yarışmacının programda ne kadar uzun kalacağına izleyici değil, programın yetkilileri  karar veriyor aslında.

İlkesel olarak, şiddeti teşvik etmediği sürece hiçbir programın yasaklanmasından yana değilim.

Ancak, bu tür sahtekarlıkların mutlaka açığa çıkarılması ve izleyicinin zekasıyla alay eden tüm programların deşifre edilmesi gerekir.

 

O istifanın perde arkası

 

Referandumdan birkaç gün sonra, CHP Mustafakemalpaşa İlçe Başkanı Vahit Girgin, ilçe başkanlığı görevinden istifa etmişti.

Normal şartlarda bir ilçe başkanının istifa etmesi için, olağanüstü bir  durumun yaşanması gerekir.

Sağlık sorunları, ailevi meseleler, maddi sıkıntılar gibi…

Eğer bunlar yoksa, parti içi bir sorun var demektir.

İşte Girgin’in istifası tam da bundan kaynaklanıyor.

Kulağıma gelenlere göre Girgin, CHP İl Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özdemir‘e tepki vererek istifa etmiş.

Geçen hafta Ahmet Özdemir aramış ve bazı ilçe başkanlarını hedef alan açıklamalar yapmıştı.

Özdemir, bazı ilçe başkanları hakkında, “Bu parti Türkiye’de çok önemli bir mücadele verdi. Kılıçdaroğlu gelmeden önce Mustafakemalpaşa’da  3 gün yattık ve 110 köy dolaştık.  İlçedeki esnafı tek tek ziyaret ettik. Çok ciddi bir çalışma yaptık ve sonucunu da aldık bu ilçede. Referandum boyunca herkes gecesini gündüzüne katarak çalışırken, bir ilçe başkanı örgüt binasını kapalı tuttu. Buna ne hakkı var? Tüm bunları, enine boyuna tartışacağız. Bu partinin yeniden yapılanmaya ihtiyacı var. Çok çalışıp emek veren partililerimize teşekkür ederim ama ben de dahil ya adam gibi partiyi yönetmemiz lazım, ya da istifa etmemiz gerekir. Hiç çalışmamış ilçe başkanları ve yöneticiler yerinde duramaz. Biz kimin ne kadar çalıştığını çok iyi biliyoruz. Partiye uğramamış, bir tek broşür dağıtmamış yöneticiler var” suçlamasında bulunmuştu.

İddiaya göre, Özdemir’in bu açıklamasından rahatsız olan Vahit Girgin de basmış istifayı.

 

Girgin ne diyor?

 

İlçe başkanlığı görevinden istifa eden Vahit Girgin ile konuştum ve görevinden neden ayrıldığını sordum.

Partisiyle ilgili bir sorunu olmadığını özellikle söyledi.

Ahmet Özdemir‘in açıklamaları ise istifasını gerektiren nedenlerden biriymiş.

“Sadece ben çalıştım demek, diğer partililere haksızlık olur, doğru değil” diyen Girgin, bundan sonra da CHP‘ye emek vereceğini belirtiyor.