Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Göç ve Bursa

93 Osmanlı-Rus Harbi’nin ardından, Osmanlı Devleti’nin saflarında savaşan 1,5 milyon Çerkez, Çeçen, Abhaz, Dağıstanlı ve Gürcü, Rus Çarlığı tarafından göçe zorlanır.

Anadolu’ya yönelen 1,5 milyon göçmenden sadece 400 bin kadarı Türkiye topraklarına ulaşabilir.

Yıl 2020…

Eşimiz, komşumuz, köylümüz ya da arkadaşımız olan Çerkezler, Çeçenler, Abhazlar, Dağıstanlılar ve Gürcülerin ataları 200 yıl önce Kafkaslardan Anadolu topraklarına göç edenlerdir.

Anadolu demek Bursa demek, Bursa demek göç demek.

Bursa, sadece Kafkaslardan değil, dünyanın dört bir yanından göç alan bir kenttir.

Balkan Harbi sonrası Balkanlardan, Kurtuluş Savaşı sonrası mübadeleyle Yunanistan’dan, 1950’lerde Yugoslavya’dan, 1980’lerin sonunda Bulgaristan’dan, 2000’li yıllarda Bosna Hersek’ten ve son olarak Suriye’den, yüz binlerce, milyonlarca göçmene kucak açmış bu kadim kent.

Ne acılar, ne dramlar, ne de çok insan hikayeleri vardır bu göçlerde.

Hep merak etmişimdir, bir insanlık dramı olan zorunlu göçlerle ilgili neden çok az film çekilmiş, az sayıda  belgesel yapılmış, yeteri kadar kitap yazılmamıştır?

Belki arşivlerin yetersiz oluşu belki de acılarla yoğrulmuş göç kurbanlarının tanıklık etmek istemeyişi…

Efendim 18 Aralık, Dünya Göçmenler Günü’dür.

İşte bu anlamlı günde Osmangazi Belediyesi, Göç ve Bursa temalı sergi açtı.

Sergi, Bursa göç tarihinin bir izdüşümü.

Göçlerin tarihçesi, göçmenlerin ilk yerleşim birimleri, göçlerin hikayeleri gibi bilgiler, siyah beyaz fotoğraflar eşliğinde panolarda sergileniyor.

Meraklısına duyurulur, sergi 1 ay açık kalacak.

 

Pandemi müzeleri de etkiledi

 

Göç sergisi açılışı öncesi Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ve Panorama 1326 Fetih Müzesi Müdürü Orhan Mollasalih ile sohbet ediyoruz.

Müzenin ziyaretçi sayısı pandemi nedeniyle düşmüş.

Normal şartlarda ayda 100 bin üzerindeki ziyaretçi sayısı 10 binlere kadar düşmüş.

Ancak bugüne kadar da 1 milyon 70 bin kişi müzeyi ziyaret etmiş.


Bile bile lades

Malum cuma akşamı, 56 saatlik sokağa çıkma yasağının başladığı ilk akşamdı.

Yani insanlar sanki büyük bir fırsatı kaçıracaklarmışcasına yollara dökülmüştü.

Trafik bazı yerlerde kilitlenmişti.

Mesela bir uçtan diğer uca 3 kilometrelik Atabulvarı 45 dakikada katedildi o akşam.

Tıkanıklık 23 Nisan Mahallesi’ndeki ana kavşaktan kaynaklanıyordu.

Çünkü kavşak 4 yönden gelen araçlarla kelimenin tam anlamıyla Arap saçına dönmüştü.

Kavşağı aşarsanız, karada ölüm yok.

Yani aslında yolun kavşak kısmına müdahale etmeniz halinde trafik  akıcı olabilirdi.

Kim müdahale edecek trafiğe?

Trafik polisleri elbette.

O akşam sadece Atabulvarı’nda değil, Bursa’nın belli başlı noktalarında trafik durma noktasına gelmişti.

Trafik normal şartlardaki seyrine bırakıldığı için, insanı çileden çıkartan sıkışıklık da kaçınılmaz oldu.

Oysa belli noktalarda trafiğe müdahale edecek polisler görevlendirilmiş olsaydı böyle bir yazıya da gerek kalmazdı.


Bu hafta aşıyı konuştuk


Pazartesi Söyleşileri’nde
bu hafta aşıyı konuştuk.

Malum, gönüllülere Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde aşı vurulmaya başlandı.

Konuğumuz da Uludağ Üniversitesi’nden Enf. Hast ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halis Akalın.

Aşı konusunda merak edilen her şeyi konuştuk.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X