Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Kitaplar, Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlık kararı ve bıçak parası

Yoğun iş temposunun yarattığı kaotik ortamdan uzaklaşıp dinlenmek, iyi geliyor insana.

Beden yorgunluğunu atmak, birkaç günlük iş.

Hatta fazlası, vücudu hantalaştırabiliyor.

Ruhunu ise dinlendir, dinlendirebildiğin kadar.

***
 

Kitap, ruhu dinlendirirken, zihni beslemenin de en iyi yolu.

İzin dönemimde ben de öyle yaptım.

Fikret Başkaya’nın, Korkut Boratav’ın okumadığım kitaplarını, Zülfü Livaneli’nin son romanını ve nicedir kütüphanemde durup, sayfaları açılmayan Ergun Kağıtçıbaşı ile Enis Yaşar’ın 3 ciltlik Bursa Ekonomi Tarihi’ni okudum.

Kağıtçıbaşı ve Yaşar’a buradan selamlarımı yolluyorum.

Gerçekten çok güzel eserlere imza atmışlar.

Sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da önemli ticaret merkezlerinden olan Bursamızın ekonomik tarihçesini sade bir dille özetleyip, zengin bir arşiv ortaya çıkarmışlar.

İlerleyen yazılarımda  bu kitaplardan alıntılar yapacağım.

***
 

Bir yandan gündemden de uzak kalmadım.

Ramazan ayının yarattığı dingin ve manevi hava gündeme de yansımıştı.

Ancak, hem Türkiye hem de Bursa’da kayda değer haberler de yok değildi.

Pempe vagon uygulması yerel gündemde yerini koruyor.

Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasıysa, sıradan bir hadise olmayıp, uzun zaman tartışılacağına şüphe yok.

Umarız bu hadise, yeni gerginliklerin ve kamplaşmaların kapısını aralamaz.

Berberoğlu tutuklandığında, birçokları gibi benim de aklıma, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda Kılıçdaroğlu’nun tutumu geldi.

Bazı CHP’liler, bugünleri görürcesine ret oyu vermişlerdi.

Ancak Kılıçdaroğlu, halkın vereceği tepkiden çekinerek, kararlı bir tutum izlemişti.

Sonuç, ortada…

Bilmem Kılıçdaroğlu, o günkü kararından pişman olmuş mudur?

Gazeteciler olarak bunu mutlaka Kılıçdaroğlu’na sormalıyız.

***
 

İzin dönüşü beni ümitlendiren bir haber vardı.

Haber şu:

Bursa’da solunum sıkıntısı yaşayan ve burnundaki eğriliği düzeltmek isteyen 18 yaşındaki Kübra S. geçtiğimiz cuma günü Onkoloji Hastanesi’nde Kulak Burun Boğaz Uzmanı olarak görev yapan Dr. Ümit Ç.’ye ameliyat oldu. İddiaya göre ameliyat sonrası Kübra S.’nin babası Hacı Ahmet S.’nin yanına giden Dr. Ümit Ç. dikişlerin alınması için önce kendisine 2 bin 500 lira bıçak parası vermesini istedi. Babanın o kadar parası olmadığını söylemesi üzerine bu kez Ümit Ç. bin liraya  dikişleri alabileceğini söyledi. Parayı vermeden birazdan geleceğim diyen Hacı Ahmet S.  yaşadıklarını anlattı. Hacı Ahmet S. odasına girip doktora parayı verdikten sonra polis baskın yaptı. Seri numarası alınan para üzerinden çıkan Ümit Ç. suçüstü yakalandı.

Haber bu…

Söz konusu doktor, hasta babasının ihbarı üzerine gözaltına alındı.

Ancak, bıçak parası alınması, ülkemizde sıradan bir hadise.

Yani bunun gibi onlarca, yüzlerce hadise var ancak kamuoyuna yansımadığı için sadece hasta yakınları biliyor.

O halde, bu son olaydan hareketle, başta hastane başhekimleri olmak üzere sağlıktaki yetkililerin, bıçak parası adı altındaki soyguna son vermesi gerekmez mi?

Hep, cesur babalar çıkacak değil ya.

 

CHP Yıldırım  iftarı

 

CHP’liler iftar verir mi demeyin.

CHP Yıldırım İlçe Başkanı Güner Aklan, mahalle temsilcilerine iftar verdi önceki akşam.

Sadece mahalle temsilcileri davet edilmemişti iftara.

Bazı ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri, İl eski Başkanı Gürhan Akdoğan gibi eski il ve ilçe başkanları ile CHP İl Disiplin Kurulu Başkanı Turgut Özkan da oradaydı.

Yaklaşık 40 mahalle temsilcisi katılmıştı davete.

Ayrıca hayır blokunu temsil eden siyasi partilerin temsilcileri de   katılımcılar arasındaydı.

Ancak CHP İl Başkanı Şadi Özdemir yoktu.

Sordum, Şadi Özdemir davet edilmemiş.

Bu köşede paylaştığım gibi Özdemir, Orhangazi’deki örgüt toplantısında adaylığını açıklamıştı.

Öyle anlaşılıyor ki CHP’de adaylık yarışı erken başladı.

Kulislerde Aklan’ın da ismi adaylık için geçiyor.

Sohbetimizde, adaylığını sorduğum Aklan, renk vermedi.

Yani ne evet dedi ne de hayır dedi.

Galiba Özdemir gibi erken açıklama yapıp kendisini bağlamak istemiyor.

 

Bursa trafiğine doğal çözüm

 

Bursa trafiğinin son yıllardaki hali ortada.

Araç sayısı artıyor ancak alternatif yollar açılmadığı için, trafik sıkışıklığı sürüyor.

Denetimsizlik de işin cabası.

Araç sürücüleri fark etmiştir, bu ramazanda da trafik adeta nefes aldı.

Çünkü sürücüler, iftar saatini de dikkate alarak, eve dönüş saatlerini değiştirdiler.

Hal böyle olunca, mesai saatlerindeki yoğunluk yayılmış oldu.

Aslında bu durum fırsata çevrilebilir.

Mesai saatlerinin yeniden düzenlenmesinden söz ediyorum.

Bursa Valiliği bir adım atıp, özel sektörün mesai saatlerinde düzenlemeye gitti.

Ancak yeterli olmadığı kısa zamanda anlaşıldı.

Gelecek dönem, kamu kurumlarının mesai  ve okulların ders çıkış saatlerinin de yeniden düzenlenmesi gerekir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X