Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Ne olacak bu piyasanın hali?

Ekonomi yazan arkadaşların alanına girecek değilim.

Bugün sadece bir tüketici olarak gördüklerimi ve yaşadıklarımı yazmak niyetiyle klavyenin başına geçiyorum.

Yoksa  freni boşalmış ve yokuş aşağı giden kamyon misali tutulamayan doların akıbeti, aylar hatta yıllar önce uçuşa geçen altının geleceği, ihracatın durumu, dış borç, iç borç, faiz gibi meseleler bu yazının konusu değil.

Yazının başlığında her ne kadar piyasa kelimesi geçiyorsa, ortada bir piyasa kaldı mı, çok emin değilim.

Ne demek piyasa?

Satıcıların mallarını satmak için biraraya geldikleri pazar değil mi?

Piyasanın oluşması için ise 2 şey olmazsa olmaz:

Satıcı ve alıcı.

İktisat terminolojisiyle ifade etmek gerekirse arz ve talep…

Arz ve talebi belirleyen şeye de fiyat diyoruz.

İşte arz ve talep dengesine göre şekillenen fiyat da eklenince piyasa, yani pazar meydana geliyor.

Ancak şöyle bir durumla karşı karşıyayız:

Mesela 0 kilometre araç piyasasında, ortada epey alıcı var ancak mal, yani araç yok. (Bakmayın siz  O kilometre araçların kampanya haberlerine. Olmayan araçların kampanya haberlerini servis edip duruyorlar)

Yani talep var ama arz yok.

İkinci el araç piyasasında ise tersi bir durum var.

Hatırı sayılır miktarda satıcı var ama alıcı yok.

Yani ikinci el araç piyasasının da alıcı kısmı eksik.

Bu piyasada da, tüm iktisat teorilerini tersyüz edecek bir gelişme yaşanıyor.

Talep olmamasına rağmen, malın fiyatı değişmiyor, hatta yükseliyor!

Gelelim konut piyasasına

Tıpkı ikinci el araçta olduğu gibi konut piyasasında da deyim yerindeyse yaprak kımıldamıyor.

Faizlerin düşmesiyle birlikte yalancı baharını yaşayan konut piyasası, çift haneye yükselen faizlerle birlikte kelimenin tam anlamıyla ‘kara kış’ı yaşıyor.

Ancak talebin olmadığı bu piyasada da fiyatlar aşağıya düşmüyor.

Şimdi…

Piyasanın meydana gelmesi için alıcı ve satıcıların, yani arz ve talep dengesinin oluşması gerekiyor dedik.

Ancak alıcının olduğu yerde satıcının olmadığı; satıcının olduğu yerde de alıcının olduğu; talep daralmasının ise fiyatları düşürmediği, nevi şahsına münhasır bir dönemi yaşıyoruz.

Ve bunun adına da piyasa diyoruz.

Hadi canım siz de…


Su faturası

Su faturası işi gün geçtikçe dallanıp budaklanıyor.

Muhalefetin aylardır sürdürdüğü ‘su eylemlerine’ yanıt, katı atık bedellerini faturadan çıkaran Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’tan gelmişti.

Aktaş’ın hamlesi karşısında ilçe belediyeleri büyük bir gelir kaybından oldu.

Pazar yazımda, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in sözlerine yer vermiştim.

Erdem, Büyükşehir Meclisi’ndeki karara rağmen, ilçe belediyesi olarak vatandaştan katı atık bedeli toplamayacaklarını, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu görevin Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu öne sürmüştü.

Tabii Erdem, gerekçesini yasalara bağlıyordu.

Öte yandan Erdem aynı yazıda muhalefetin tutumunu da eleştirmiş, ‘Muhalefet eylem yaptı ama kaybeden ilçe belediyeleri oldu’ demişti.

Ancak yazıda sadece bir cümlede yanlış anlaşılma olmuş.

Nitekim, “Nilüfer Belediyesi’nin yıllık 40 milyon liralık kaybını Selçuk Türkoğlu, kendi cebinden mi ödeyecek?” ifadesi Erdem’in değil benim yorumumdu.

Turgay Erdem’in söylediği tam olarak şu:

“Muhalefet bana sorsaydı ben eylem yapmayın derdim. Ancak Alinur Başkan’ın da yaptığı yanlış.


İşte çok beğendiğiniz Avrupa

Şu habere bakar mısınız:

Avrupa’da koronavirüs önlemlerine karşı gösteriler devam ediyor. Bu hafta sonu İngiltere ve Almanya’da binlerce kişi sokağa inerek, salgının ikinci dalgası nedeniyle sıkılaşan bazı önlemleri protesto etti. Londra’daki Trafalgar Meydanı’nda biraraya gelen binlerce kişi salgına karşı alınan önlemlerin insanları kontrol altına almak için büyük bir uydumaca oldu.

Bu haberi şunun için paylaştım.

Her fırsatta, ‘Kurallara uymuyoruz, düzensiz bir toplumuz. Oysa Avrupa öyle mi?” diyerek, kendi toplumunu kötüleyip, Avrupa ülkelerine güzellemeler yapanları deşifre etmek için…

Elin Avrupalısı kurallara uymadığı gibi, protesto gösterisi düzenleyip kalabalıklar yaratarak, bir kez daha kural ihlali yapıyor.

Hasılı, kendimize biraz fazla haksızlık yapmıyor muyuz?


Nilüfer’de tablet kampanyası tuttu

CHP Nilüfer örgütü, ‘Online Eğitim Dayanışması’ isimli bir kampanya başlatmıştı.

Pandemi sürecinde online eğitim sistemine erişemeyen öğrencilere destek olmayı amaçlayan kampanyada, vatandaşa, “yeni veya eski tablet bilgiyasarları ihtiyaç sahiplerine bağışla” çağrısı yapılmıştı.

Kampanya kısa sürede tutmuş.

Öyle ki bağışlanan tablet ve bilgisayarlar Nilüfer ilçe binasında ihtiyaç sahipleri öğrencilere dağıtılmaya başlandı bile.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X