Günümüzde artık köylerde hizmet veren mahalle bakkallarındaki veresiye defterlerini bilmem hatırlar mısınız?

Kalın deftere yazdırılan veresiyeler biriktikçe birikir, pos bıyıklı bakkal amca ay sonunda alacak kalsa da idare ederdi müşterisi değil komşusu bildiği mahalle sakinini.

Henüz komşuların birbirlerinden Allah’ın selamını esirgemediği,

mahalle kasabının, terzisinin, sütçüsünün, şarküterisinin, ayakkabı tamircisinin hizmet verdiği yıllardı.

Hasılı, göğü delen yüksek katlı binaların inşa edilmediği ve mahalle kültürünün yaşandığı çok ama çok güzel yıllardı.

Bugün öyle mi?

Kibrit kutusunu andıran beton yığını binaların altında henüz inşaat halindeyken bitiveriyor süper marketler.

Kasabın da, şarküterin de, sütçün de o soğuk, ruhsuz marketlerdir artık.

Ve buralara da mahalle demeye devam ediyoruz.

Tüm bu olumsuz evrime rağmen, Bursa’nın belki de Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan mahalle komiteleri, Nilüfer Kent Konseyi çatısı altında 11 yıldır faaliyetlerini sürdürüyor.

Dün Nilüfer Kent Konseyi’nin yeni Genel Sekreteri Emre Karagöz ve Tolgay Ataokay gazetede konuğumuz oldular.

Nilüfer Kent Konseyi’nden ilk kez bir yetkili basınla iletişim kurdu ki, sadece bu bile Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in ne kadar isabetli bir karar verdiğini gösteriyor.

Emre Karagöz, genç bir harita mühendisi.

Belediyede bölge sorumluluğu görevini de yürüten Karagöz, çalışkan, üretken bir yönetici izlenimi bıraktı bende.

Mahalle komiteleri seçimlere hazırlanıyormuş.

Yani Nilüfer’in her  mahallesinde bir demokrasi şöleni yaşanacak.

Dileyen herkes, yürütme kuruluna aday oluyor ve mahalle sakinleri kendi yöneticilerini yine kendileri seçiyorlar.

Peki mahalle komiteleri ne iş yapar?

Belediye, mahallede çevre düzenlemesi mi yapacak veya park mı inşa edecek?

Mahalle komitesi toplanıyor,  görüşünü ortaya koyuyor ve karar belediye yönetimine iletiliyor.

Komitenin aldığı kararların hukuki anlamda bağlayıcılığı yok ama bugüne kadar komitelerin aldığı kararlara uyulmadığını gören de yok.

Mesela yıllar önce belediye yönetimi Gazi Caddesi’nde  bir yol düzenlemesi yapmak istedi ve karar meclisten geçti.

Mahalle komitesi, onlarca ağacın kesilmesine yol açacak düzenlemeye karşı çıktı.

Sonra ne mi oldu?

Meclis, mahalle komitesinin itirazını dikkate alarak kararı iptal etti.

Alın size demokrasi.

Bursa’nın kimliği

Avrupa’ya uçakla seyahat edenler, kuşbakışı devasa tarım alanlarının hemen yanında üretim yapan fabrikaları çok daha net görebiliyor.

Veya turistik bir beldede bacasından duman çıkan sanayi kuruluşlarını…

Bu şu demek:

Bir kent, hem tarım, hem turizm, hem de sanayi kenti olabilir.

Bunun için sadece sanayi tesislerinin çevreyi tahrip etmeyecek şekilde bilimsel yöntemlerle üretim yapması gerekir.

O halde Bursa’nın da hem tarım, hem turizm, hem de sanayi kenti olması için önünde hiçbir engel yoktu.

Son dönemin en güzel açıklaması

Türkiye’de darbe dönemleri kapandı. Bundan sonra kimse darbe yapmayı aklından bile geçirmesin. Böyle bir şeye tevessül edilirse, CHP göğsünü siper eder. Seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı (Recep Tayyip Erdoğan) kimse oradan indiremez. Buna gücü yetecek tank, top henüz icad edilmemiştir.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay.