Cumartesi sabahı gazetede çayımı içerken Hürriyet’in manşetini okuyorum.

Manşet fotoğrafını Hürriyet’in sağlık yazarı Osman Müftüoğlu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın selfiesi süslemiş.

Müftüoğlu ile Koca nerede söyleşi yapıp, bu fotoğrafı çektiler?

Bursa’da.

Bakan Koca’nın programında, pandemi gerekçe gösterilerek yerel basına nerede sansür uygulandı?

Bursa’da.

Yani Bursa basınına sansür uygulanırken, İstanbul’dan sağlık yazarı getirilip söyleşi yapılıyor ve yakın mesafeden fotoğraf çektiriliyor.

Koca’nın Bursa programı sosyal medyaya da düştü kısa zamanda.

Halkla iç içe görünen Bakan Koca ile fotoğraf çekmeyen kalmamış.

Ancak pandemi koşulları gerekçe gösterilerek bu kentin gazetecilerine yasak konuluyor.

Ayrıca gittiği tüm kentlerde Koca’yı adeta bir gazeteci ordusu takip etti ve yerel basına da sansür uygulanmadı.

Yani İstanbullu sağlık yazarlarına sansür yok, diğer kentlerin yerel basınına sınırlama yok, Koca ile fotoğraf çekmek isteyenlere yasak yok ama Bursalı gazetecilere var.

Ne yani, virüs Bursalı gazetecilerden mi bulaşıyor sadece?

Dün de yazdım, bu kentin gözü kulağı olan yerel basına sansür uygulanması doğru değil.

Umarız, yaptıkları hizmetleri duyurmak için Bursa basınının kapısını çalan iktidar partisinin Bursa Milletvekilleri, bir daha sansüre sessiz kalmazlar.

***

Kent merkezinde hizmet verirken Şehir Hastanesi inşa edildiği için kapatılan Memleket Hastanesi yeniden hizmete açılacak.

Ancak, izaha muhtaç bir nokta var.

Memleket Hastanesi, sadece pandemi sürecinde mi açık kalacak yoksa sürekli mi hizmet verecek?

Eğer sürekli hizmet verecekse, ‘neden kapatıldı?’ sorusu kaçınılmaz olur.

***

Nilüfer Belediyesi, Sercan Yıldırım Spor Akademisi açtı.

Hayırlı, uğurlu olsun…

Belediyelerin, çocukları spora teşvik etmeleri fevkalede güzel bir hizmet.

Ancak, akademinin neden Sercan Yıldırım adına kurulduğunu anlamadım.

Nitekim Sercan Yıldırım çok uzun zamandan bu yana spor sayfalarını değil, magazin sayfalarını süslüyor.

Son olarak da kendisini yeşil sahalarda değil Survivor’da gördük.

Oysa Sercan henüz 30 yaşında.

Uzun zamandır kulüp bulamadığı için de futbol oynamıyor.

Yani bir zamanların süper yeteneği henüz 30 yaşındayken futbolla ilgisini kesmek zorunda kaldı.

“Çocuklara böyle bir sporcu mu futbolu öğretecek?” diye sormaktan kendimi alamıyorum.

***

Kış bu yıl kapımızı epey geç çalacak belli ki.

Havaların soğumaması yüksek doğalgaz faturalarını öteliyor, bu iyi bir gelişme.

Havaların soğumaması ve yağış olmaması kuraklığı bereberinde getirir, bu kötü bir durum.

Havaların soğumaması, kış hastalığı olan Covid-19’u frenler, bu sevindirici bir hadise.

Havaların soğumaması, mevsimlerin değiştiğini gösterir, bu geleceğimiz adına tedirgin edici bir işaret.

O halde, kış gelmediği için sevinelim mi, üzülelim mi?

***

Malum, Süper Lig maçlarında locaların yarısı kadar seyirci alınmasına izin verildi.

Ancak bu kez de localar boş kaldı.

Ayrıca stadyumun farklı noktalarındaki locaların bir kısmını dolduran seyirci sayısı da, seyircili maç havası vermekten çok uzak.

Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, yüzde 30 kapasiteyle seyircili maçlara izin verilmesi için Bilim Kurulu’na başvurduklarını açıkladı.

İsabetli bir adım.

Nitekim, seyircisiz maçın tadı tuzu yok.

***

Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu HasTavuk Genel Müdürü Şahin Aydemir.

Konumuz da elbette beyaz et.

Söyleşide şu soruların yanıtını aradık:

Endüstriyel tavuk zararlı mı?

Köy tavuğu sağlıklı mı?

Tavuk dönerin sağlığa etkileri?

Pandemiden gıda sektörü nasıl etkilendi?

HasTavuk yeni yatırımlar yapacak mı?

Tavuk sektörünün geleceği?

Bilgilendirici bir söyleşi oldu.

Efendim iyi pazarlar.