Zaman zaman bu köşede israf konusuna  değiniyorum.

Çünkü konu, nedense yeterince gündeme gelmiyor.

Oysa, israfın önüne geçilmesi halinde, açlık ve yoksulluk büyük ölçüde azalacak.

Bakın mesela sadece İstanbul’daki restoranlardan günde 3 kamyon garnitürün çöpe gittiğini biliyor muydunuz?

Hani şu karnımızı değil gözümüzü doyurmak için masamıza istediğimiz  envai çeşit garnitürler…

İşte tamamını tüketmediğimiz o garnitürler, çatalımız değdiği için çöpü boyluyor.

Yani sadece birkaç çeşidiyle karnımızı doyurabilecekken, ana yemek öncesi tüketerek, çoğunu israf ediyoruz.

Sadece İstanbul’daki restaronlarda çöpe giden garnitürlerin miktarı 3 kamyon ise yılda  bin kamyondan fazla gıda çöp oluyor demektir.

Bin kamyon garnitür ile İstanbul’da kaç aile doyar, varın siz hesaplayın.

***

İsrafla başladık madem devam edelim.

Son yıllarda yine milletin karnını değil, gözünü doyurmak için dadandığı, adına serpme denilen kahvaltı  salonlarındaki  israf ile dünyalar doyar.

Serpme kahvaltı hizmeti sunan bir restoran çalışanı, her gün çöpe giden kahvaltı malzemeleriyle 400 ailenin doyabileceğini söylemişti bana.

“Peki o zaman, neden sistemi değiştirmiyor veya porsiyonlarınızı küçültmüyorsunuz?” diye sorduğumda ne yanıt almıştım dersiniz?

“Abi inan denedik ama bu kez de müşteriler itiraz ettiler.”

Bursa’da sadece bir kahvaltı salonunda 400 kişinin doyabileceği gıda çöpe  atılıyorsa, israfın ne kadar büyük olduğu ortaya çıkar.

Galiba karnımızı doyurmak için değil, gözümüzü doyurmak için yiyor, yaşamak için değil, yemek için yaşıyoruz.

***

Geçen hafta spor kulüplerinin borç miktarını veren bir haber okudum.

Sadece Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın borcu 10 milyar, yani eski parayla 10 katrilyonu geçmiş.

10 milyar, dile kolay…

Bu parayla yüzlerce fabrika inşa edilir, istihdama dönüşür, binlerce okul yapılır, eğitime katkı olur, çok sayıda hastane dikilir, hastalara şifa olur.

Oysa milyarlar bir avuç futbolcunun cebine giriyor.

Futbolcunun kazandığı parada gözümüz yok ama biraz insaf artık.

***

Bursa’da vergi rekortmenleri açıklandı.

Aslında kısmi açıklandı dersek daha doğru olur.

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın şu açıklamasına bakar mısınız:

Bursa’da gelir vergisinde 9 milyon 269 bin 391 bin lira tahakkuk eden vergiyle Şükrü Karagül ilk sırada yer aldı. Bu ismi 5 milyon 738 bin 788 lira ile Muharrem Yılmaz izledi. 3. sıradaki vergi şampiyonu adını gizledi. Kurumlar vergisi kategorisinde de 2. ve 3. şirketler isimlerinin  açıklanmasını istemediler. Gelir vergisi sıralamasında ilk 10’da 4, ilk 100’de 49 şampiyon adını gizledi. Kurumlar vergisi sıralamasında ilk 10’da 6, ilk 100’de 46 rekortmen adını açıklamadı.

Geçmiş yıllarda da bazı vergi rekortmenleri ismi açıklamak istemezlerdi.

Ancak ilk kez bu kadar fazla sayıda kendisini gizleyen vergi rekortmeni gördük.

***

Dolar, euro ve yabancı para birimlerinin durumu ortada.

Yerlerde sürünüyorlar adeta.

Gerçi dövizdeki düşüşün fiyatlara yansımaması bizim ülkemize özgü bir çelişki olsa da, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri ve dış borçlar penceresinden bakarsak olumlu bir gelişme.

Ancak…

Kur böyle giderse, ihracatçının, ‘Yandım Allah’ diyeceği günler yakındır.

Unutmayalım, özellikle Bursa ekonomisini en zor günlerinde ayakta tutan ihracatçı sanayicidir.

***

Bursa Akademik Odalar Birliği, önceki gün Boğaziçi Üniversitesi olaylarıyla ilgili bir basın açıklaması daha yaptı.

Bir hafta önce de üniversitedeki rektör atamalarıyla ilgili bir açıklama yapmışlardı.

Son açıklamada birçok meslek odasının imzası varken, Mehmet Albayrak başkanlığındaki İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin imzası yine yok.

İMO Bursa Şubesi, uzun zamandan bu yana ilk kez diğer akademik odalarla bu kadar keskin ayrışıyor.

***

Pazar Söyleşileri’nin bu hafta iki konuğu var.

Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ve İstanbul Kültür Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Neslihan  Dostoğlu.

Hanlar Bölgesi ile ilgili tüm detayları bu söyleşide okuyabilirsiniz.

İyi pazarlar.