Referandumu bir yol ayrımı olarak görenlerden değilim.

Ancak, her iki sonuçta da, hiçbir şeyin değişmeyeceğine dönük bir düşünceye de katılmıyorum.

Nitekim, sistem tartışmaları bir yana, çıkacak sonuç toplumun bir kesimini  memnun etmeyebilir.

İşte bu nedenle AK Parti, sandıktan en az yüzde 55 evet çıkmasını istiyor.

Hedef ise yüzde 60’ın üzeri…

Ancak anketlerde şimdilik bu sonuç söz konusu değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti temsilcileri, her platformda, evet’lerin önde olduğunu söylüyor ancak açık ara bir sonucu dillendirmiyorlar.

Bu da evet oylarınının yüzde 60 veya üzerinde olduğunu gösteren bir anketin olmadığını ortaya koyuyor.

Önceki hafta sonu OLAY TV’de Olayın İçinden programına katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu da benzer şeyler söyledi:

“Gerek hayır, gerekse de evet kesiminde, seçmen yüzde 90 oranınında kararını vermiş durumda. Yüzde 10’luk bir kararsız kitle kaldı. Anketlerde, evet’in açık ara önde olduğuna dair bir cümle kuramam. Yüzde 10’luk bir kitle nasıl oy kullanacak bilmiyorum. Ancak kararsız kitlenin tamamı hayır dese bile, sandıktan evet çıkacaktır. Anketlerde evet’ler önde.”

Müezzinoğlu‘nun ve AK Partililerin açıklamalarından yola çıkarak, evet’in bir miktar önde olduğu sonucu çıkıyor.

Tabii bu, AK Parti‘nin elindeki anket sonuçları.

Peki bu oran ne olabilir?

Öyle anlaşılıyor ki, yüzde 53, yüzde 54 civarında evet çıkıyor anketlerde.

Ancak tekrar etmekte fayda var, bu oran AK Partilileri tatmin etmiyor.

O halde, bir kesiminin oyuna ihtiyaç var.

MHP seçmeninin ne kadarının evet vereceği belli.

CHP tabanından, sonucu etkileyecek oranda hayır çıkarmak olası değil.

Ancak Kürt seçmenin yekpare olmadığını biliyoruz.

Nitekim Kürtlerin önemli bölümü evet’e yönelmiş durumda.

Barzani’nin son Ankara ziyaretine bir de bu gözle bakalım.

Barzani, Türkiye Kürtleri üzerinde etkisi olan önemli bir siyasi aktör.

Hatırlayın çözüm sürecinde de Barzani Diyarbakır’a gelmişti.

Kürtler, evet’e, tahminleri alt üst edercesine yönelebilir.

Zaten anketler de, Kürt seçmenin yüzde 40’ının evet diyeceğini gösteriyor.

O halde, iki kilit seçmenden söz edebiliriz.

Biri Kürtler, diğeri de AK Parti’nin kararsızları.

 

Bakan Müezzinoğlu, kimin oyunu kazandı?

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, uzun yıllar İstanbul il başkanlığı yapmış, teşkilatçı yapısı güçlü bir siyasetçi.

Son zamanlarda Bursa‘da çat kapı ziyaretler yapıyor.

Vali’ye haber vermeden ve korumalarını almadan kah metroya binip yolcularla sohbet ediyor, kah bir kahvehaneye girip vatandaşla çay içiyor.

Geçen hafta sonu İnegöl’e yaptığı ziyarette, hayırcı bir siyasi partinin ilçe başkanı olduğunu söyleyen bir kişi, Müezzinoğlu‘yla referandum konusunda sohbet etmiş.

Müezzinoğlu, ilçe başkanına,“Eee artık evet oyu verirsin” demiş.

İlçe başkanının  yanıtı:

“Tek şartım var. Benim kahveye gelirseniz, evet diyeceğim.”

Müezzinoğlu, hay hay deyip soluğu kahvede alıyor.

Böylece, hayırcı partiden 1 oy devşiriyor Müezzinoğlu.

 

Emeklilikte yaşa takılanlarda son nokta

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu‘nun en sık karşılaştığı talep  bu.

Gününü doldurmuş ancak yaşı bekleyen 10 binlerce yurttaş, hükümetten bir düzenleme istiyor.

Ancak Çalışma Bakanı, bu konuda açık kapı bırakmayacak şekilde olumsuz konuşuyor.

Hadise şu:

Türkiye’de ortalama emekli yaşı 52…

Ancak hedef, 2036’ya kadar emeklilik yaşını kadınlada 58, erkeklerde 60′a çıkarmak.

Nitekim hükümet, gelişmiş Avrupa ülkelerindeki 70 olan emeklilik yaşını referans alıyor.

Ayrıca, sosyal güvenlik sisteminin bozulmaması için, emeklilik yaşından taviz vermek istemiyor.

Hal böyle olunca, ufukta yaşa takılan emekliler için bir düzenleme söz konusu değil.

Ayrıca Bakan Müezinoğlu, yaşa takılanları emekli etmelerinin maliyetinin 400 milyar lira olduğunu söylüyor ve şunu soruyor:

Bu para kimin cebinden çıkacak?