Salgında kelle koltuk çalışan hekimlere ve sağlık emekçilerine ne kadar teşekkür etsek az.

Her gün yüzlerce müşteriyle temas eden, kirli paralara dokunmak zorunda olan market çalışanlarına ve yolcu sayısı düştüğü için mazot parasını bile çıkaramamalarına rağmen, sağlıklarını tehlikeye atma pahasına direksiyon sallamaya devam eden  taksi, minibüs ve özel halk otobüsü esnafına da ne kadar minnet duysak az.

Bir de pek kimsenin görmediği ancak gece gündüz demeden çalışanlar var.

PTT ve kargo çalışanları.

Gece, gündüz ifadesini boşuna yazmadım.

Çünkü gerçekten de gece, gündüz çalışıyorlar.

Ekonomik İstikrar Paketi kapsamında  yoksullara yapılan nakdi yardım PTT aracılığıyla dağıtılıyor.

PTT’de yığılma olmaması için parayı PTT çalışanları hak sahiplerinin evlerine götürüyor.

Bursa’da yaklaşık 80 bin kişiye biner lira yardım yapılmış.

PTT çalışanları bu 80 bin ailenin evine tek tek giderek, paralarını teslim ettiler.

PTT ve kargo çalışanlarının çalışma saatlerini arttıran tek neden nakdi yardımlar değil.

Salgın nedeniyle evlerine kapanan insanlar, e-ticaret yoluyla ihtiyaçlarını karşılıyorlar.

Hal böyle olunca, kargo siparişleri 1 iken 10 olmuş.

Şu zor günlerde temel tüketim ürünlerinin sipariş edilmesini anlarım.

Ancak internetten rimel, küpe, saç tokası gibi olsa da olur olmasa da olur  cinsinden, salgın günlerinde fantezi sayılayacak çok sayıda ürünün siparişi veriliyormuş.

Konuştuğum bir kargo çalışanı isyanını şu sözlerle dile getirdi:

“İş yükümüz çok arttı. Her gün onlarca siparişi zamanında götürmeye çalışıyoruz. Temel ihtiyaç maddelerini anlıyoruz ama rimel çok mu büyük bir ihtiyaç? Çok gerekli olmayan ürünlerin sipariş edilmesi daha fazla teslimat yapmamızı sağlıyor. Ne kadar maske ve eldiven taksak da tedirgin oluyoruz. Çünkü her gün onlarca kişiyle temas edip, sağlığımızı riske atıyoruz.”

PTT ve kargo çalışanları haklı.

Çünkü gereksiz sipariş verenler, hem kendi sağlıklarını hem de kargo çalışanlarının sağlıklarını tehlikeye atıyorlar.

 

Koçoğlu su kesintisinin gerekçesini anlattı

 

Dün Beşevler Küçük Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Koçoğlu aradı.

Konu, geçen hafta sokağa çıkma yasağı günlerinde sanayi sitesinin su vanasının kapatılması.

Konuya değindiğim yazıda araya CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın ve BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç’in girmesiyle suyun açıldığını ve sorunun giderildiğini yazmıştım.

Koçoğlu, 2 nedenden dolayı suyu kestiklerini söyledi.

Birincisi kayıp oranının fazla olması nedeniyle maddi neden.

İkincisi de su tüketimin az olması nedeniyle basıncın yükselmesi. Yani tedbir amaçlı.

Zaten ben de yazımda, salgın günlerinde maddi nedenlerle su kesintisinin doğru olmadığını belirtmiştim.

Koçoğlu’nun Erkan Aydın’a bir de sitemi vardı.

Aydın’ı Küçük Sanayi’de hiç görmediklerini hatırlatan Koçoğlu, “Gelsin, sorunlarımızı yerinde dinlesin” diyerek çağrı yaptı.

Koçoğlu’nun BUSKİ’ye de bir çağrısı vardı.

Küçük Sanayi’nin alt yapısı kötü.

Kötü olduğu için de kayıp oranı yüksek.

Koçoğlu, BUSKİ yetkililerinden alt yapıyı onarmalarını istiyor.

 

Bankalar ana baba günü

 

Salgının ekonomiye olumsuz yansımalarından etkilenen vatandaşlara, bankalar kredi veriyorlar.

Ancak krediyi kısa sürede almak imkansız.

Hele internet ortamında çok daha zor.

Çünkü bankaların çağrı merkezlerindeki personel sayısı talebe yetişemiyor.

Hal böyle olunca, vatandaş bankalara hücum etmiş durumda.

Esnafı, işçisi, memuru, işvereni…

Bu yoğunluk bankalarda uzun kuyruklara yol açıyor.

Ve haliyle sosyal mesafe kuralı da ihlal ediliyor.

İnanmayan varsa, herhangi bir bankanın önünden geçebilir.

 

1 Mayıs

 

Efendim malum bugün 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı.

Ve maalesef ilk kez sessiz sedasız kutlanacak.

Alanlar boş kalacak olsa da milyonlarca işçi ve emekçi  internetten, sendikalar ise yazılı açıklamalarıyla seslerini duyuracaklar.

Salgın yine en çok işçileri  etkiledi.

Kimi gelirinden oldu, kimi işinden.

Daha insanca bir yaşamın, daha adil bir düzenin, daha eşit bir dünyanın egemen olacağı 1 Mayıs’lar dileğiyle, işçi ve emekçi bayramı kutlu olsun.