Bu ileti dün DOSAB çevresinde eğitim veren Ali Osman Sönmez Okulları`ndan bir öğretmen tarafından yollandı.
DOSAB yönetimi iyi okusun:
“Mustafa Bey, size ve Olay gazetesine, yapılması planlanan termik santralle
ilgili duyarlılığınızdan, Bursa halkının sağlığına, tarımının ve çevresel etkileri ile ilgili tespit ve doğru duruşunuzdan, olaylara kritik ve analitik tarzda bakarak ve düşünerek, maddeyi değil sağlığı ön planda tuttuğunuzdan dolayı kutlamak isterim. Mesleğimiz dolayısıyla derslerimizde, öğrencilerimize `çevre için temiz enerji`sloganıyla elektrik üretimini anlatmamız ve savunmamızla beraber, maalesef okulumuzun yanıbaşında kurulması planlanan termik santral hem bizde hem de öğrencilerimizde kaygı ve esefle karşılanmıştır. Konuyu Başbakanlık`a, çevresel şikayet kategorisinde ilettim. Konunun ÇED dahilinde incelendiği belirtildi. Şehrin tam orta yerinde termik santral projesinin nesini ve hangi kriterlerde değerlendirecekler bilmiyorum ama birkaç 100 sanayicinin 100 binlerce insanın hayatını ve geleceğini tehdit edecek bir projeye başlamayı düşünmeleri bile dehşet verici. Hangi insan çocuğunu elektrikten yüzde 10 tasarruf sağlanacak diye kanser veya kronik bronşit olmasını kabul eder? DOSAB sanayicileri evlerini önce bu çevreye taşınsınlar ve aileleriyle birlikte santralın birkaç kilometre yakınında yaşasınlar. Ya da şu an faaliyette olan bir termik santral civarında ev yapsınlar ya da tutsunlar. Kömür bacalarından çıkan partikülleri şöyle bir içine çeksinler, bacalardan çıkan kükürt, mutfaklarında pişen yemek kokularına karışsın, asit yağmurlarının altında yürüyüş yapsınlar, damarlarında yoğun zehirli gazdan dolayı sertlikler oluşsun da ondan sonra bizleri ikna etmeye çalışsınlar..İnsan mı, para mı? Elbette önce insan”.
Diyarbakır`da şaşırtıcı ilanda ne yazıyor?
Şanlıurfa sınır kapısından Türkiye`ye akın eden 10 binlerce Suriyeli adına, kelimenin tam anlamıyla bir insanlık dramı yaşanıyor.
Önce şunu belirteyim:
Türkiye, kapısına gelen hiçbir insanı geri çevirmediği için belki zor duruma düşüyor ama dünyaya insanlık dersi veriyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç`ın dediği gibi, canlarını kurtamak için yollara düşen 10 binler, Fransaveya Almanya`ya gitselerdi, onlara kapılarını açmaz, `Ne yaparlarsa yapsınlar, ölürlerse ölsünler, başlarının çaresine baksınlar` derlerdi.
Ancak, 1980`lerin sonuna doğru Halepçe katliamından kaçan Iraklı Kürtlere nasıl kapılarımızı açtıysak, bugün de Suriyeli Kürtlere kapılarımızı sonuna kadar açtık.
Bu çok değerli.
***
Son gelişmelere bağlı olarak, Güneydoğu`dan çok ilginç haberler geliyor.
Mesela, BDP`nin devamı olan DBP`li belediyelerin Suriyeli göçmenleri çeşitli mekanlarda tecrit ettiği ileri sürülüyor.
Nitekim Suriyelilerin, PKK aleyhine konuşmaları istenmiyor.
***
Bölge çok kaotik…
Peşmergeler ile PKK ve PKK`nın Suriye kolu PYD arasında gerginlikten söz ediliyor.
Mesela, Kuzey Irak`ın Şengal bölgesindeki Ezidilere saldıran IŞİD güçlerine karşın, PKK ve PYD`nin peşmergeyi bölgeye sokmak istemediği ve bazı Ezidileri saflarına kattığı ileri sürülüyor.
Neyse, bölgeden bir hayli uzak olduğumuz için burada duralım.
***
Dün Diyarbakırlı bir okuyucumdan son derece ilginç bir ileti aldım.
Fotoğrafta da gördüğünüz gibi, DBP Diyarbakır İl Başkanlığı`nın Suruç`a sabah, akşam otobüs kaldırdığı belirtiliyor.
“Kobane direniyor, bizden destek bekliyor” ifadesinin yer aldığı A-4 kağıdı, bir aparmanın giriş kapısına asılmış.
İletiyi okuduktan sonra kısa bir araştırma yaptım ve Diyarbakır`da neredeyse her apartmanın giriş kapısına bu ilanlardan asıldığını öğrendim.
***
Olayın aslı şu:
DBP ilçe başkanlıklarından kalkan otobüsler, önce Suruç`a gidiyor ardından Kobani`ye.
Yani savaşmaya götürülüyor halk.
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Kürtleri,IŞİD`le savaşmaya çağırmıştı.
Ancak, bu işin apartman girişlerine ilan asmak suretiyle, aleni bir şekilde yapılması, herkes gibi beni de hayrete düşürdü.
Bulgaristan erken seçimi
Bulgaristan`da 5 Ekim`de erken seçim var.
Bir Avrupa Birliği ülkesi olmasına rağmen, Bulgaristan`daki Türk azınlık, bunca kazanımına rağmen, kültürünü rahatça yaşayamıyor, dilini serbestçe konuşamıyor.
Tek çıkış, anayasal düzenlemelerle bu durumu değiştirmek.
Bulgaristan`da yılladır Türkleri, Hak ve Özgürlükler Hareketi temsil eder.
HÖH`ün hedefi, 5 Ekim`de yapılacak seçimde, 48 milletvekili çıkarıp, anayasa değişikliği yapma hakkını elde etmek.
Bunun için de özellikle Bursa`da yaşayan Bulgaristan göçmenlerini sandıklara davet ediyorlar.
Bursa`da da sandık kurulacak ancak dar bölgeli seçim sistemi olduğu için, Bulgaristan`da kullanılcak oylar daha etkili olacak.
Önceki gün Halk ve Özgürlükler Hareketi Bölge Temsilciliğ`inin düzenlediği, milletvekilleri adayları HÖH ve temsilcilerinin katıldığı toplantıda Türkler`den Bulgaristan`da oy kullanmaları istendi.
Sözün özü, 5 Ekim`de çifte bayram yaşamak için sandık başına gidilecek.
Not: Bal-Göç toplantısında CHP İl Başkanı Metin Çelik dışında hiçbir siyasetçi yoktu.