Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Yeni bir Kürt partisi kurulmalı

Defalarca yazmaktan, kalemin mürekkebi kurudu.

HDP, 7 Haziran ve 1 Kasım’da aldığı milyonlarca oya ihanet etti, seçmenin güçlü iradesini Kandil‘e devretti.

Oysa sırtını eli silahlı eşkiyaya değil, yüzde 13’e dayasalardı bugün dokunulmazlıkları kalkmayacak ve Meclis çatısı altında mücadelelerini sürdüreceklerdi.

Evet, 90’lı yıllarda olduğu gibi milletvekillerinin yaka-paça gözaltına alındığı bir Türkiye‘yi kimse istemez.

Ancak, dünyanın hiçbir ülkesindeki yasalar da, askeri, polisi şehit eden, canlı bombalarla sivil halkın canına kasteden terör örgütleriyle işbirliği yapan milletvekillerinin faaliyetlerine de izin vermez.

Hiçbir Fransız parlamenter, IŞID’li canlı bombanın taziye evine gitmez, gitse bile hakkında soruşturma açılır ve emin olun milletvekilliği düşer.

Veya bir Alman milletvekili, ülkesini kana bulayan bir terör örgütü militanının cenazesine gitmeyi aklının ucundan geçirmez, gitse de ertesi gün sokağa çıkamaz.

Çünkü o ülkelerde, vatandaşın can güvenliği herşeyin üstündedir ve kendinlerini tehdit eden terör örgütlerine sıfır tolerans vardır.

Dokunulmazlıkların kaldırılması, hiç kuşkusuz terör örgütünün eylemlerini daha da keskinleştirecek, HDP‘yi daha da marjinalleştirecektir.

Kırsal daha güvensiz, kentler daha tekinsiz, metropoller daha tehlikeli olacak belki de.

Ve belki de ciddi bir siyasi kriz çıkacak.

Ancak krizi fırsata çevirmenin tam zamanı.

Bugüne kadar Kürt seçmenin kahir ekseriyette oyunu alan HDP‘nin dokulunmazlıklarla zayıflaması, yeni bir Kürt partisini gündeme taşımalı.

Gücünü sadece halktan alan, terör örgütünün güdümünde olmayan, gerçek bir Türkiye partisi kurulabilir.

Bu partiye, terörden yana olmayan, sağduyulu HDP’liler de destek verebilir, kuruluşunda yer alabilir.

Evet, Kemal Burkay’ın genel başkanlığını yaptığı Hak ve Özgürlükler Partisi gibi PKK şiddetinin karşısında olan partiler, taban bulamadı bugüne kadar.

Ancak, terör örgütünün silahlı tehdidine karşı örgütlenmek hiç de kolay değil.

Bu noktada yeni Kürt hareketlerinin daha cesur olması gerekir.

Ve devletin de bundan böyle, terörle mücadelede kararlı, Kürtlerin hakları konusunda da daha titiz olmalı.

 

MHP’de kurultay bilmecesi

 

MHP’de olanları şaşkınlıkla izliyoruz.

Tam bir yılan hikayesi…

Mahkeme kararları havada uçuşuyor.

Bir mahkemenin kararını diğeri bozuyor, bir başka mahkeme de bozma kararını bozuyor.

Oysa MHP tüzüğü, bu tüzüğün tabi olduğu Siyasi Partiler Kanunu ve bu kanunun da bağlı olduğu Anayasa‘nın ilgili hükümleri çok açık değil mi?

Orada, bir siyasi partide nasıl kongre yapılacağı belli değil midir?

Aradan günler geçmesine rağmen, kesin karar verilememişse, hâlâ karar veremeyenler hicap duymalı.

 

Bir okur mektubu

 

“Merhabalar. Olay Gazetesi’ni her gün okurum. Sizin Bulgaristan izlenimlerinize de bir iki cümleyle katkıda bulunmak istedim. HÖH partisi kurulduktan birkaç yıl sonra ilgili milletvekili arkadaşlar, Bursa ve diğer şehirlere gelip seçim propagandası/toplantı düzenliyorlardı. Hiç unutmam, Kestel’de bir toplantı düzenlenmişti. HÖH’lü milletvekili arkadaş bizlere şöyle hitap etti: arkadaşlar, ne olur yazın yıllık izinlerinizi gelin doğduğunuz topraklarda geçirin. Bizim oralara İngiliz, Fransız, Alman turist gelmiyor. Halk perişan, sanayi yok, işsizlik var. Söylediklerine aynen katılıyoruz. Evet her yazın imkan olduğu zaman doğduğumuz toprakları ziyaret ediyoruz. Orada yatan büyüklerimizin mezarlarına dua ediyoruz. Ana vatanımıza dönüşte elbette bir şeyler alıyoruz. Örneğin bazı şeylerin manevi değeri var. Çok şükür ülkemizde yok yok. Ama örneğin sınırda çok büyük sorunlar yaşanıyor. Belki sizin de dikkatinizi çekmiştir, et, alkol ve benzeri ürünler ülkemize göre ucuz. Kaçakçılık yapanlara sözümüz yok ama geçen yaz İpsala Gümrüğü‘nde 10 kavanoz kavurmamızı attırdılar. Eğer biz orada yaşayan köylüden alışveriş yapmazsak, köylerde ne genç, ne de insan kalacak. Zaten işsizlik nedeniyle gençler Avrupa’ya göçmüş. Oradaki hükümet, ister muhalefet, ister iktidar olsun, azınlıklara karşı bir karar alınırken hepsi birleşiyorlar. Zaten Türklerin yaşadığı bölgelere yatırım yaptırmıyorlar. Halkı göçe zorluyorlar. Bir de ülkemiz, gümrükte sorun çıkarınca, orada yaşayan vatandaş perişan oluyor. Bir sözle o insanlara ambargo uygulanıyor. Ben siyasetçi değilim ama oradaki siyasi oluşumların geçmişlerini okudum. Komünist rejimi bilirim. Türkçe konuştuğum  için para cezası ödedim. Türklük davası üzerine hapislerde yatanlar oldu. Şehitler verildi. Hepsini rahmetle anıyorum. Orada yaşayan insanlarda o parti, bu parti telaşı yok. İnsanlar geçim derdinde.”

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X