Önce Kestel Çataltepe, daha sonra Kestel Soğuksu, ardından Yenişehir derken, Bursa Cezaevi’nin yeni yeri 3. kez değişti.

4. yer neresi olur henüz bilmiyoruz ancak bu kez Adalet Bakanlığı yetkilileri ince eleyip, sık dokumalı.

Yani, taşınacak araziyi iyi incelemeli.

Bursa Cezaevi ile ilgili gelişmeleri yaklaşık 2 aydır yazıyorum.

AK Parti Bursa Milletvekili Atilla Ödünç ile CHP’li Mustafa Bozbey arasında polemiğe yol açan cezaevinin son olarak Yenişehir’e taşınması kararı alınmıştı.

Ancak belirlenen 455 dönümlük alan, mera arazisiydi.

Ve Yenişehir Belediye Başkanı, iktidar ve muhalefet partilerinin ilçe başkanları ile ziraat odası temsilcileri cezaevinin mera arazisine yapılmasına karşı çıktılar.

Yenişehirlilerin itirazları sonuç verdi.

Önceki gün Belediye Başkanı Davut Aydın başkanlığındaki Yenişehir heyeti, Ankara’ya çıkarma yaptı.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Adalet Bakan Yardımcısı Av. Zekeriya Birkan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Hidayet Vahapoğlu’nun olduğu heyetle görüşen Yenişehirliler, Bursa’ya mutlu döndüler.

Nitekim, bizzat Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yeni cezaevinin Yenişehir’deki mera alanına inşa edilmeyeceği sözünü verdi.

Böylece, Yenişehir defteri de kapanmış oldu.

 

Yeni rota  Orhaneli mi?

Bursa Cezaevi’nin Yenişehir’e yapılmayacağı kesinleşti.

Peki yeni yer neresi?

Dün Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, Ahmet Ağabey’e (Emin Yılmaz), “Cezaevi bizim ilçemize yapılsın” diye bir açıklama yapmış.

Kuşkusuz kararı  Adalet Bakanlığı verecek.

Ancak Kestelliler ve Yenişehirliler ilçelerine cezaevi istemezken, bir ilçenin belediye başkanı cezaevi istediklerini ilan ediyor.

Neden olmasın?

 

Savcılık taciz iddiasına el koyunca istifa geldi

CHP İlçe Başkanı Mete Akyolcular, taciz suçlaması nedeniyle görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

Zorunda kaldı diyorum çünkü dün Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, Akyolcular hakkında soruşturma açılması talimatı verdi.

Bursa Emniyeti, tacize uğradığı iddia edilen genç kızın ifadesine başvuracak veya başvurdu.

Soruşturmanın seyrinin nereye varacağını bilmiyoruz.

Ancak eğer gözaltı kararı çıkacak olsaydı, bu gelişme kamuoyuna “CHP’li ilçe başkanı taciz iddiaları nedeniyle gözaltına alındı” şeklinde yansıyacaktı.

İşte bu ihtimali göz önünde bulunduran CHP Genel Merkezi, önce İl Başkanlığı’ndan rapor istedi, savcılığın soruşturmasını duyduktan hemen sonra da Akyolcular’ı istifa ettirdi.

Yani genel merkez yöneticileri, olayı inceledikten sonra karar vermeyi planlarken, soruşturma açılmasıyla birlikte tavrını değiştirdi.

Dün tesadüfen taciz haberini yapan Sabah gazetesi muhabiri Tuna Çam ile karşılaştım.

Taciz iddiaları 2 yıl önceye dayanıyormuş.

O dönem 17 yaşında olan genç kız ve ailesi, ellerindeki çıktılarla CHP Genel Merkezi’ne gidip, Akyolcular’ı şikayet etmişler.

Ancak Çam’ın iddiasına göre CHP Genel Merkezi bu olayın üstünü örtmüş.

2 yıl sonra da genç kız ile Akyolcular’ın WhatsApp yazışmalarını içeren çıktılar Tuna Çam’ın eline geçmiş.

Bu hadise, Akyolcular’ın adının karıştığı ilk olay değil.

Neden hep bu tür iddialarla anılıyor Akyolcular?

Ve neden CHP’nin etkin isimleri her seferinde Akyolcular’ın arkasında durdular veya sessiz kaldılar?

 

Taciz siyasi partilere mal edilmemeli ama gereken de yapılmalı

Taciz olayını konuştuğum CHP’liler, “AK Partililer, Kılıçdaroğlu’nun bütçe konuşmasındaki performansını gündemden düşürmek için Türkiye’nin her yerinde taciz iddialarını kaşımaya çalışıyor” dediler.

Diyelim ki böyle.

Ancak bu durum, taciz hadiselerini masum kılmaz.

İşin gerçeği şu ki, her partide yüz kızartıcı suça bulaşanlar çıkabilir.

Önemli olan parti yöneticilerinin tutumudur.

Tüm partiler, ama’sız fakat’sız yüz kızartıcı suça bulaştığı kesinleşenlerle ilişkisini kesmeli.

Ve il başkanı belli oluyor

AK Parti Bursa’da il başkanlığı düğümü nihayet çözülüyor.

Bugün Gökay Bilir, Hasan Çepni, Mustafa Yavuz, Davut Gürkan, Ali Yılmaz ve Nazım Maral İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek.

Ve içlerinden biri Bursa’ya il başkanı olarak dönecek.