Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Yılan hikayesine dönen Bursa Cezaevi’ne bir talip daha çıktı

Köşe Yazısını Dinle

Gerçekten de yılan hikayesine döndü şu Bursa Cezaevi’nin taşınması hikayesi.

Ekonomik ömrünü tamamlaması ve şehrin içinde kalması gibi nedenlerle taşınması gündemde olan cezaevinin önce Kestel Çataltepe’ye yapılmasına karar verildi.

Halk tepki gösterince rota aynı ilçenin Soğuksu Mahallesi’ne çevrildi.

Ancak mera alanına cezaevi istemeyiz diyen Soğuksu sakinlerinin eylemleri karşılık buldu ve bu kez Yenişehir’de bir yer bulundu.

Yenişehir’de bulunan yer de mera alanıydı.

Bu kez Yenişehirliler ayağa kalktı ve bu ilçeden de vazgeçildi.

Son gelişmelere gelince…

Yenişehir olmayınca cezaevinin  Mustafakemalpaşa’da 2 bin 900 dönümlük bir yere kurulması kararlaştırıldı.

Tarih tekerrür etti ve bu kez Mustafakemalpaşa kamuoyu tepki gösterdi.

Çünkü bu ilçede bulunan yer de 3 bin büyükbaş, 8 bin küçükbaş hayvanın otlandığı mera alanıydı.

Bu arada Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt,Hiç kimse ilçesine cezaevi istemiyorsa biz istiyoruz” diyerek resmen ilçesine cezaevi kurulmasını talep etti.

Talep etmekle kalmadı yer de buldu.

Aykurt, biri 170, diğeri 450 dönüm olmak üzere toplamda 620 dönümlük alanı cezaevine tahsis edebileceklerini Adalet Bakanlığı yetkililerine iletti.

Ne var ki Orhaneli’ne bir rakip çıktı.

Büyükorhan.

Önceki gün AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ile görüşen AK Parti Büyükorhan İlçe Başkanı Kamil Turhan,Cezaevine talibiz, ilçemizde yapılabilir” dedi.

Gürkan da, “O halde yer gösterin” dedi.

Kamil Turhan, şimdi uygun yer arıyor.

Yani 3 ilçenin istemediği cezaevi kıymete bindi ve ilçeler  arasında rekabete yol açtı!

Son durumu Davut Gürkan ile konuştum.

Henüz kesin bir karar verilmedi. Orhaneli, daha yakın görünüyor ama uygun bir yer bulunursa Mustafakemalpaşa ve Karacabey hattı da düşünülebilir” dedi.

Çünkü, yeni kurulacak cezaevi arazisinin mahkumların tarım yapabilmelerine uygun olması  gerekiyor.

Bu nedenle Mustafakemalpaşa-Karacabey hattı devre dışı değil.

Öyle anlaşılıyor ki cezaevi meselesi, uzun süre gündemde olmaya devam edecek.

 

Yıldırım gri pasaport suistimaline alet olmadı

Gri pasaport skandalları şu günlerde gün yüzüne çıktı ama bu işin suistimali geçmiş yıllara dayanıyor.

Özellikle vize almanın kolay olmadığı Schengen ülkelerine gidebilmek için gri pasaport kullanılır.

Gri pasaport almanın en kestirme yolu da yerel yönetimlerdir.

Yani yurt dışına çıkmak için gri pasaport alet edilir, gri pasaport alabilmek için de belediyeler kullanılır.

Geçmiş yıllara dönük ciddi bir araştırma yapıldığında suistimalin boyutu anlaşılacaktır.

Malatya Yeşilyurt Belediyesi üzerinden  Almanya’ya insan kaçakçılığı yapıldığı ortaya çıktıktan sonra, Yıldırım Belediyesi’ne de benzer bir başvuru yapıldığını öğrendik.

Talep geçen yıl gelmiş.

Bingöl İli ve İlçeleri Tanıtma Dayanışma ve Tanıtma Derneği, dilekçeyle Yıldırım Belediyesi’ne başvuruyor.

Başvuru dilekçesinde, “Türkiye ve Almanya arasında köprü oluşturmak, belediyecilik alanında çevre ile ilgili yapılan çalışmaları yerinde görmek ve Hamburg Eyalet Şehri Cuxhaven Belediyesi’ne ziyarette bulunmak üzere tüm masrafların davet eden tarafından karşılanmak üzere 23. 01. 2020 ile 30. 01. 2020 tarihleri arasında ekli listede isimleri belirtilen 5 kişi belediyeden olmak üzere toplam 56 kişilik heyetin gri pasaport alabilmeleri….” ifadeleri yer alıyor.

Peki Yıldırım Belediyesi, talebi kabul ediyor mu?

Dün olay.com.tr’de canlı yayın konuğum olan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, talebin Yıldırım Belediye Meclisi’ne geldiğini ancak uygun bulmadıkları için reddettiklerini anlattı.

Yılmaz, işin içinde suistimal olduğunu anladıklarını ve talebi geri çevirdiklerini ekledi.

Yani Yıldırım Belediyesi, o gün bir hemşehri derneğinden gelen talebi kabul etmiş olsaydı Malatya Yeşilyurt ve İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma açtığı 6 belediye ile aynı konuma düşecekti.

Neyse ki ucuz atlatılmış.

 

Kabine revizyonu

Ha bugün, ha yarın olacak denilen kabine revizyonu nihayet oldu.

Tabii son derece sınırlı bir değişiklik olacağını hiç kimse öngörmüyordu.

Revizyon söylentileri çıktıktan sonra sosyal medyada listeler dolaşmaya başlamış, bu işin meraklıları WhatsApp’tan birbirlerine listeler atmaya başlamıştı.

Sonuçta ne oldu?

O listelerin hiçbirinin gerçek olmadığı ortaya çıktı.

Çünkü mühür tek bir ismin elinde.

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Ve bu durum, yıllardır böyle.

 

Kısa çalışma ödeneğinin uzatılması herkesi rahatlattı

Kısa çalışma ödeneğinin uzatılması gerektiğini daha önce de birçok kez yazdım.

Uygulama ilk bakışta çalışanların aleyhine gibi görülebilir.

Ancak çalışanların asıl kaybı kısa çalışma ödeneğinin  sonlandırılması halinde ortaya çıkacaktı.

Düşünün, ülkemizde 10 binlerce iş yeri ya kapalı ya sınırlı şekilde hizmet veriyor.

O iş yerlerinde çalışanların maaşları kısa çalışma ödeneğinden gelen paralarla ödeniyordu.

Uygulama sona erseydi, milyonlarca çalışan ücretsiz izne çıkarılacak ve  bin 400 lira maaşla açlığa mahkum olacaktı.

Temennimiz bir an önce normalleşmenin sağlanması ve ekonominin canlanması.

Bu arada kısa çalışma ödeneğinin uzatılmasında BTSO Başkanı İbrahim Burkay ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katkılarının büyük olduğunu belirteyim.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X