İnşaat sektörü buhranda.

Müteahhitler zorda.

Zira maliyet yükselişleri had safhaya ulaştı.

Malzeme endeksi geçen seneye göre yüzde 100’e yakın arttı.

İşçilikte de %50’yi bulan artımlara rastlandı.

Haliyle konut fiyatları uçtu.

Vatandaşın alım gücü ise yüksek enflasyonist konjonktürde eriyişini sürdürüyor.

Özel projelerdeki sıkıntının aşılması için vergi düzenlemesi planlanıyor.

KDV’nin sadeleştirilmesiyle sektörün rahatlatılmaya çalışılacağı ifade ediliyor.

Kamuoyuna yansıyan bilgileri hatırlatmak gerekirse…

150 metrekarenin üzerindeki evlerde yüzde 18’lik KDV yükünün azaltılması düşünülüyor.

Örneğin 1 milyon liralık 150 metrekarelik daire için 80 bin lira KDV ödenirken, 155 metrekarede 180 bin lira KDV veriliyor.

Yeni sistemle 5 metrekarelik bölüm yüzde 18’den vergilendirilecek, tutar 5.805 lira olacak.

Bu durumda ödenecek vergi 180 bin liradan 85 bin 805 liraya inecek.

Söz konusu düzenleme can suyu işlevi görecek mi?

Enflasyon böyle seyrettiği müddetçe etkisinin kısmi olacağı kesin gibi.

Zaten kamuoyuna yansıyan düzenleme sektör temsilcilerinin yıllardır beklentisiydi.

Müteahhitlerin esas isteği yeni bir kredi paketi.

Uygun oranlı konut kredileriyle ilgili düzenlemenin önümüzdeki ay hayata geçirileceğinin Ankara’da konuşulduğunu da aktarmış olalım…

Sektörün içinde bulunduğu darboğazın bir de kamuya iş yapan müteahhitler boyutu var.

Yeni bir fiyat farkı kararnamesi çıkarılmazsa…

Çok sayıda müteahhit iflas edebilir.

Ocak ayında Meclis’ten geçen yasal düzenlemeyle fiyat farkı kararnamesi yalnızca 2021 yılının ikinci yarısını kapsamıştı.

İnşaat demiri, çimento, alçıpan, seramik, PVC ham madde…

Fiyatı fahiş zamlanmayan ürün kalmadı.

Döviz kurundaki yukarı yönlü hareketlilik ihracatı artırırken yurt içine ürün arzı daraldı.

Bu durum piyasadaki öngörülemezliği katladı.

Özel çalışan müteahhitler zamları direkt ev fiyatlarına yansıtabiliyor.

Ancak kamuya iş yapanların böyle bir şansı bulunmuyor.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Şenocak’la görüşmemizde sektördeki son durumu değerlendirdik.

Şenocak; demirde, betonda fiyatların artık saatlik verilmeye başlandığını söyledi.

Maliyet hesabı yapmakta zorlandıklarını ifade ederek önemli bir noktaya dikkat çekti:

“Devletimiz firmaları yaşatmazsa iflaslar kamuya pahalıya patlayabilir. İhalalerin iptal olduğunu düşünürsek bu ortamda yeni ihaleler çok daha yüksek fiyatlı gerçekleşebilir. Kamuya iş yapan firmalara belli ölçekteki iyileştirmelerle fahiş ihale bedeli artışları ile karşılaşılmadan projeler tamamlanabilir.”

Mevcut duruma baktığımızda…

Piyasa koşullarını gözeten yeni fiyat farkı kararnamesi çıkarmak ve talep eden müteahhitlere tasfiye hakkı vermekten başka çözüm yolu yok denebilir.

BURSA, TARIMSAL SULAMADA NE DURUMDA?

Dün, Dünya Su Günü’ydü.

Günümüzde 2,2 milyar civarında insanın güvenli suya erişemediğini düşündüğümüzde…

Suyun ne kadar hayati olduğunu bir kez daha vurgulamak şart.

Bu bağlamda tarımda vahşi sulamayı önlemek, kaynaklarımızı israf etmemek büyük önem taşıyor.

Türkiye’nin ekonomik sulanabilir arazi varlığı 8,5 milyon hektar.

Sulamaya açılan arazi miktarı ise 6,7 milyon hektar.

1,8 milyon hektar civarında arazi sulamaya açılarak üretim artışı sağlamak mümkün.

Tarımsal sulama suyunun yüzde 72’si açık sulama sistemleri ile sadece yüzde 28’i kapalı basınçlı sistemlerle sulanacak arazilere ulaştırılıyor.

Ülke genelinde sulamaya açılan alanlarda sulama oranı yüzde 65, sulama randımanı ise %45 düzeyinde.

Kapalı basınçlı sulama sistemlerine geçilirse kayıp kaçak oranları minimize edilerek sulama suyunda yüzde 50’ye yakın tasarruf elde etmek mümkün.

Yağmurlama sulama ile yüzde 35, damla sulama ile yüzde 65 oranında su tasarrufu sağlanabiliyor.

Bursa’yı inceleyecek olursak…

Sulama imkanı fazla.

Ancak sulanabilecek arazinin yüzde 40’ında hala sulama altyapısı mevcut değil.

Bursa’daki 369.728 hektarlık tarım arazisinin 290.456 hektarı sulanabilir araziyken toplam sulanan alan 155.073 hektar.

Kentteki yaklaşık 135 bin hektar alan tarımsal sulama altyapısına kavuşturulup, kapalı sulama sistemleri uygulanırsa yüzde 50’yi bulan verim artışları elde etmek mümkün.

Bu çarpıcı bilgileri paylaşan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Fevzi Çakmak’ın da sunum gerçekleştireceği Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından bugün düzenlenecek “Bursa tarımı konuşuyor” başlıklı panelin Bursa’nın tarımsal kalkınmasında milat olmasını temenni ediyoruz.

BURSA’NIN GELECEĞİYLE İLGİLİ KRİTİK SORULAR

“Bursa’nın yok edilen kayıp planları!” başlıklı yazımın ardından 2009-2014, 2014-2019 Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Cemil Aydın, 2040’ı hedefleyen 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’yla ilgili bir açıklama gönderdi.

Geçtiğimiz sene de benzer soruları yönelttiğini ifade eden Aydın, şunları kaydetti:

Turanköy ve civarına yeni organize sanayi bölgeleri uygulamaya konulurken şehir dinamikleriyle istişare edilip, başta Tarım Müdürlüğü olmak üzere Karayolları ve Devlet Su İşleri’nin görüşü alınmış mıdır?

Bu görüşlerden kamuoyunun bilgisi var mıdır?

Epey süredir gündemde olan 2040 yılını hedefleyen Bursa 1/100.000 Çevre Düzeni Planı’nda tüm Bursa mutabık mıdır?

Teknik odaların itirazları mevcut mudur?

Alt belediye başkanlık ve meclislerinin bölgeleriyle ilgili görüş ve önerileri alınmış mıdır?

Şehrin batı kısmı da sanayi ve uydu kent planlamaları ile karşı karşıya olup; ortak akıl, ortak irade…”

Uzun süredir Bursa’nın fahri kent müfettişliğini üstlenen Aydın’ın sorularına verilecek yanıtlar şehrin geleceğinin nasıl şekilleneceğini göstermesi bakımından oldukça kritik.

İlgililerin kamuoyuna planla ilgili tatmin edici açıklamalar yapması gerekli.