Yenişehir ilçesi Akbıyık mahallesindeki hazineye ait 375 ada 12 parsele ilişkin hazırlanan uygulama imar planı TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu’nun (İKK) gündemine taşındı.

Zira söz konusu düzenlemeyle bahsettiğimiz bölgeye biyokütle enerji santrali kurulmak isteniyor.

Ovanın ortasındaki 72.503,47 metrekarelik alanda faaliyete geçmesi beklenen tesisin çevresel etkilerinden endişe ediliyor.

Ayrıca imar düzenlemesiyle ilgili detaylar da araştırılıyor.

Bursa şehir merkezinin yaklaşık 51 kilometre doğusunda, Yenişehir ilçe merkezinin ise 10 kilometre güneyinde yer alacak biyokütle enerji santralinin kurulacağı yer 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda “Tarım Alanı” olarak geçiyor.

Tesisin riskleri ve faydaları ayrı bir konu…

Burada ilk aşamada sorulması gereken esas soru ise şu:

Başka yer mi kalmadı yahu?

Tarım alanları sanki yeterince mahvedilmemiş gibi ovanın göbeğine biyokütle enerji santrali kurma fikrinin üzerinde düşünülmeli.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından projeye ön lisans verilmiş.

Ön lisans sahibi Yenişehir Elektrik Üretim A.Ş. şirketi.

Kamuoyunda tartışılmadan, yeterli çevresel etki analizleri yapılmadan birinci sınıf tarım arazisine biyokütle enerji santrali kurulmasına onay verilmemesi gerekir.

TMMOB Bursa İKK süreci hassasiyetle takip ediyor.

Akademik odaların santralle ilgili çekincelerini paylaşmayı sürdüreceğiz.

ÇATALTEPE’DE İBRE YENİDEN TOKİ’YE DÖNDÜ

Şehrin yeni anayasası niteliğindeki 2040 yılı Bursa Çevre Düzeni Planı’yla ilgili, Büyükşehir Belediyesi geçen hafta bir bilgilendirme toplantısı düzenlemişti.

O toplantıda Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (BESOB) Başkan Vekili Bahattin Korkmaz’ın Çataltepe’yle ilgili sözleri de dikkat çekti.

Kestel ilçesindeki Çataltepe mevkinde 2011’de yapımına başlanan ancak daha sonra TOKİ’nin el çekmesiyle yarıda kalan ve bir yılan hikayesine dönen sanayi sitesi projesinin durumu üzerine yapılan son istişarelerde işin kooperatif mantığı ile tamamlanamayacağı fikri üzerinde birleşilmiş.

Altyapısının yüzde 87’si biten Çataltepe’de tekrar TOKİ’nin devreye sokulması istenmiş.

Projeyi yine TOKİ’nin üstleneceği bir formül üzerinde duruluyor.

Esnafın da sadece TOKİ’nin 10-15 yıllık vadelerini ödeyebilecek gücü olduğundan yarım kalan iş ancak böyle tamamlanabilir gibi.

Korkmaz, çevre düzeni toplantısına katılan tüm paydaşlardan destek istedi.

Beşyol bölgesi başta olmak üzere kent içindeki trafik sıkışıklığının açılması için Çataltepe tamamlansın dedi.

Seçimi düşünen yerel iktidarın bu iş bitmiştir, asla düzeltilemez zihniyetinden çıkarak daha pozitif yaklaşımlar sergilemesi; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Çataltepe’de incelemelerde bulunması esnafın umudunu artırsa da mağdurların seçimden önce somut adım beklendiği net.

BURSA’NIN YENİ ANAYASA TASLAĞI MERCEK ALTINDA

2040 yılı Bursa Çevre Düzeni Planı toplantısından bahsetmişken kentin yeni anayasasının taslağı elimize ulaştı.

İncelemeye başladık.

Daha uzunca bir süre Bursa Çevre Düzeni Planı’nı yazacağız.

Büyükşehir’in plan rafa kalktıktan sonra süreci yeniden başlattığı ilk toplantı katılımcıları açıkçası pek tatmin etmedi.

Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, süreç bilgilendirme toplantısında yaptığımız görüşmede temel bir itirazını dile getirdi.

Bugünlük Büyükşehir Belediyesi’ne yazılı olarak da iletilen o itirazı aktarmakla yetinelim:

“Çevre düzeni planı incelendiğinde alt ölçekli planlarla da belirleneceği söylenen kentsel dokuların (konut, sanayi) 1/100.000 ölçekli planda zaten işlenmiş olduğu görülecektir. Meslek odaları bilgilendirme toplantısında da dile getirildiği üzere 1/100.000 ölçekli planda halen yapılaşmamış, sanayileşmemiş, ticaret alanına dönüşmemiş alanlar bile (kurum görüşleri, paydaş görüşleri alınıp alınmadığı belli değil) lekeler halinde tanımlanmıştır. 2040 planında halen geçerli olduğu söylenen planlarda konut veya konut gelişme alanı tanımı getirilmiş tüm tanımlara hatta daha fazlası (bazı zeytinlik alanları dahil) sanki bütünüyle yerleşilmiş gibi gösterilmesi gerçeği yansıtmamaktadır. Bu durum alt ölçekli planlarda daha fazla arazi kullanımına neden olacaktır.”