Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı oda ve borsalarda seçim hareketliliği yükseldi.

İstanbul, İzmir’de seçim tarihleri belirlendi.

Gözlerse Bursa’ya çevrildi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda (BTSO) seçimle ilgili şu ana kadar karar alınmadı.

Ancak önümüzdeki hafta seçim tarihinin belirlenebileceği bilgisini edindim.

Öte yandan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 29-30 Ağustos tarihleri arasında Bursa’da temaslarda bulunacak.

Aynı zamanda TOBB Yönetim Kurulu Üyesi olan Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı, yaptığımız görüşmede, “TOBB Başkanı’mız Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB’a bağlı 365 oda ve borsanın başkanıyla birlikte 29 Ağustos’ta Bursa’da olacak. Oda ve borsa başkanlarına TOGG’un tanıtımı yapılacak. Ardından 30 Ağustos’ta borsamızın hizmet binasının açılışı gerçekleştirilecek. Daha sonra Mustafakemalpaşa ve Yenişehir’de de programlara katılacağız” dedi.

Hisarcıklıoğlu, 29 Ağustos akşamı BTSO’nun Büyükşehir Belediyesi ve TÜBİTAK iş birliğiyle kente kazandırdığı Avrupa’nın en büyük uzay ve havacılık temalı eğitim merkezi Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’nde oda ve borsa başkanlarıyla yemekte buluşacak.

30 Ağustos’taki açılıştan sonra da BTSO meclis üyeleriyle ortak toplantı yapacak.

Hem oda ve borsa seçimlerinin tarihinin netleşmesi hem de ekonomiye dair önemli mesajların verilmesi bekleniyor.

Özer Matlı, “Şahsi kanaatim oda seçimleri erken bitirilmeli. Siyasetin en az etkilemesi gereken yerler odalar… Siyasi seçim atmosferine girilmeden bitirilmeli. Siyasi seçimler yaklaştığı zaman özellikle ilçelerde daha büyük sıkıntı başlıyor. Siyaset belirlediği adaylarla kendi bahçesi gibi görmek isteyebiliyor kurumları” görüşünü de dile getirdi.

Her ne kadar bazı odalar kendi seçim tarihlerini açıklasalar da nihai kararı TOBB verecek.

TOBB’a bağlı oda ve borsalardaki seçim takvimi genel seçimlerin ne zaman yapılacağını da gösterecek.

Odaların, TOBB Kanunu’na göre her 4 yılda bir seçimlerini yenilemesi şart.

Kanuna göre oda seçimleri genel seçimden 6 ay önce ya da sonra yapılmak zorunda.

Karar alındıktan sonra minimum 45, maksimum 90 gün sonra odaların seçime gitmesi gerekiyor.

Normal takvim işlerse ekim ya da kasımda oda seçimlerinin yapılması gerekiyor.

Görünen oda seçimlerinin ekim ve kasım aylarında, genel seçimlerin de 2023’te zamanında yapılacağı…

Sürecin Hisarcıkoğlu’nun Bursa ziyaretinde tam olarak netleşeceğini ifade edebiliriz.

İZNİK GÖLÜ’NÜN KALBİNE VURULAN HANÇER

28 Temmuz’da bu köşede gündeme getirmiştik…

29 Eylül-2 Ekim tarihlerinde İznik Gölü’nün çevresinde yapılacak 4. Dünya Göçebe Oyunları nedeniyle sazlık yerlerin doldurulduğu ve engebeli alanların tıraşlandığı iddiası akademik odaların gündemine taşınmıştı.

Bölgedeki yapılaşmanın arttığı da ortaya çıkmıştı.

Dünya Göçebe Oyunları için İznik Gölü çevresinde yapılan tahribata CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal da tepki gösterdi.

600 dönümlük arazide yürütülen çalışmaları yerinde inceleyen Sarıbal, “Bu ihanettir” dedi ve ekledi:

“Bu toprakları, bu gölü kimsenin katletme hakkı yoktur. Bunu bütün dünyanın bilmesi, bütün Bursa’nın bilmesi gerekmektedir. Burası bir tek kişiye, bir zümreye, bir şahsa özel katledilemez, yağmalanamaz. Bu ekosistem yok edilemez. Burası bu ülkenin 84 milyon insanına aittir. İznik’e aittir. En önemlisi İznik Gölü’ne aittir. İznik Gölü’nün yaşam alanıdır.”

Şöyle devam etti:

“Bir tarafta nektarin, bir tarafta erik, bir tarafta kivi, bir tarafta üzüm ve hemen yanında İznik Gölü. Bu büyük bir yağmadır. Büyük bir talandır. Bu toprakta mera olabilir, üretim sahası olabilir. Ama en önemlisi kamışlık alan yok edilerek yani gölün biyoçeşitliliği yok edilerek, ekolojisi yok edilerek, maalesef üzerine hafriyatlar dökülmeye çalışılmakta. Buna razı değiliz, kabul etmiyoruz.”

Göçebe oyunları için yapılan düzenlemeler İznik Gölü’nde senelerdir süren hoyratlığın üzerine tuz biber ekmiş gözüküyor.

Bilim insanlarının uyarıları dikkate alınarak ekosistemi bozacak uygulamalara derhal son verilmezse yarın Bursa için çok geç olabilir.

BİR DOLANDIRICIYLA SOHBET

Halkı uyaran sayısız haber yapıldı.

Kamu spotları yayınlandı, SMS’ler yollandı.

Ancak Türkiye’de senelerdir önlenemedi telefon dolandırıcılığı…

Benzer olaylara hâlâ rastlanmasının temel nedeni cezaların caydırıcı olmaması.

Bir diğer etken ise bazı vatandaşların ikazlara kulak asmama ısrarı!

Önceki gün bizzat şahit oldum.

Bir akrabamın eşi korkuyla aradı.

Hikaye klasik.

Kendini avukat olarak tanıtan telefondaki kadın sesi alışverişinizin parasını ödememişsiniz diyor.

Para talep ediyor.

İstanbul Barosu’na kayıtlı olduğunu dile getirerek kafasından bir sicil numarası zırvalıyor.

Değişik ikna yöntemleriyle karşısındakini âdeta hipnotize ediyor.

Hemen kendilerini arayan numarayı göndermelerini istedim akrabamdan.

Ardından dolandırıcıları aradım.

Sanki çağrı merkezi kurmuşlar…

Telefondaki şahısla konuşurken etraftan bolca benzer diyaloglar duyuluyordu.

Biraz tartıştık.

Fazla detay verip uzatmak istemiyorum meseleyi.

Konuşmamızın sonunda diyalog farklı bir noktaya geldi.

Telefondaki kadın dolandırıcı olduklarını kabul etti.

“Ne yapalım beyefendi, biz de ekmek parası peşindeyiz” dedi.

Onlar da maaşlı çalışanmış!

Hem fazla para talep etmiyorlarmış, insanların en fazla 500 lirasını alıyorlarmış!

Aslında bu şebeke internetten bitkisel ürün satışı da yapıyormuş.

Zayıflatıyor, güzelleştiriyor, cinsel gücü artırıyor diye sipariş verdiğinizde önce gelen kargodan ne idiği belirsiz küçücük bir krem çıkıyormuş.

Bitkisel ürün alanlar potansiyel av olarak sisteme kaydediliyor, bir süre geçtikten sonra bilhassa 70 yaş ve üzerindekiler aranarak para talep ediliyormuş.

Kurdukları sistemi o kadar rahat anlattı ki…

Başına bir şey gelmeyeceğinden o kadar emin ki!

Ülkenin gerçekten çıkmış çivisi…

Arayanların dolandırıcı olduğunu söylemek, telefondaki kadınla yaptığım konuşmayı aktarmak için aradığımda akrabamın eşi hâlâ sicil numarasını bir sorgulasaydık deyince onun 500 lirasını kaptırmadan rahatlamayacağını anladım.

Tüm bunları bari başka birileri gafil avlanmasın diye yazdım.