Engin Özpınar
Engin Özpınar

Bağdat’tan Erbil’e: 2003 öncesi sınırlarına dön!

Irak’ta Kürt Bölgesel Yönetimi sınırlarının 2003 yılı öncesindeki çizgilere çekilmesi büyük bir değişimin habercisi ve ABD’nin tüm bölgeye dayatarak oluşturduğu IKBY’nin bitişidir. O dönemin simgesi olan Çekiç Güç’ün Barzani’nin kafasına indirilişidir.

Irak Başbakanı Haydar El İbadi, diyalog talep eden Erbil’e bir dizi koşul sıraladı.

Bu koşullar arasında en çok dikkati çeken de, “IKYB sınırlarının 2003 yılı öncesi çizgiye çekilmesi” oldu.

Diğer koşullar da çok önemli tabii.

Örneğin, peşmergenin Irak Savunma Bakanlığı’na bağlanması, tüm petrol ve petrol dışı gelirlerin Bağdat’a teslim edilmesi, sınır kapıları ve havalimanlarının federal yönetime devredilmesi…

Dışarıya da mesaj var…

Bağdat’ın izni olmadan Erbil’e ziyaret yasaklanıyor, aynı şekilde Erbil’den çıkışlar da izne bağlanıyor.

Örneklersek, hiçbir yabancı yetkili Erbil’de karşılanmayacak. Erbil yönetimi yetkilileri de Bağdat’ın bilgisi dışında yabancı ülkeleri ziyaret edemeyecek.

Bağdat yönetiminin IKBY’yle diyalog koşulları açıklanınca dikkatler, kaçınılmaz olarak, ABD’ye çevrildi.

Irak Başbakanı İbadi koşulları dayatıyor da, Washington ne diyecek?

Galiba bir şey demeyecek/diyemeyecek.

Aynen, Irak ordusunun Erbil ve Kerkük’e girişinde olduğu gibi sessiz kalacak.

ABD’nin çekiç salladığı dönemler çoktan geçip gitti.

Sonra Washington Ortadoğu’da hangi biriyle uğraşacak?

Sırtında taşıdığı İsrail ve Suudi Arabistan ona yetiyor, hatta fazla bile geliyor.

Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin dayattığı 2003 öncesi sınırlara çekilme koşulu ve diğerlerinin, Irak’ı paramparça eden ABD’ye de kafa tutma anlamına geldiği kesin.

Bunun arkasından Bağdat yönetimi, Irak topraklarında kalan son Amerikan askeri varlığının da ülkeden çıkıp gitmesini isteyebilir.

Önce kendi güvenliği açısından isteyebilir.

Sonra da bölgenin güvenliği açısından…

Bakalım ABD, bölgedeki radikal değişiklikler karşısında nasıl bir tavır takınacak?

Umalım da yorgunu yokuşa sürmesin…

 

Hariri operasyonu, Riyad’ın iç yüzünü gösterdi

 

Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından rehin alındığına ilişkin iddiaların gerçek olduğu ortaya çıktı.

New York Times gazetesindeki habere göre Hariri, Prens tarafından nazik bir şekilde davet edildi ama Riyad’a ayak basar basmaz tutuklandı.

Üzerindeki cep telefonları alındı, aşağılandı ve eline tutuşturulan istifa metni zorla okutturuldu. Eşiyle ve çocuklarıyla görüşmesine izin verilmedi.

Amaç, Hariri’nin İran’ı suçlayarak istifasını sağlamaktı.

Suudiler böylece Lübnan’da iç savaş çıkarmaya çalışıyordu.

Ama Hariri şu anda Lübnan’da eskisinden daha popüler bir Başbakan ve de çok daha güçlü.

Suudi Veliaht Prens ise bir hain olarak, bir zorba olarak, dünyayı kandırmaya yeltenen bir yalancı olarak, pis bir adam olarak anılıyor.

Prens Selman bugüne değin görülmemiş bir operasyonla Lübnan Başbakanı’nı rehin alırken yalnız değildi elbette. Kuşkusuz yanında İsrail vardı.

Acaba ABD de var mıydı?

Ayrıntılar New York Times’ta yayımlanmaya başlayınca akla ister istemez ABD’nin de adı takılıyor.

Ama ayrıca Trump’lı ABD’den her şey beklenebilir, diyenler de var.

(Kaynak: YDH)

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X