İzmit’in Gültepe Mahallesi’nde oturan Yalçın-Emine Şen çiftinin 2 çocuğundan Zeynep Sene Şen’e geçen yıl lösemi teşhisi koyuldu. Tedavi gören Zeynep Sene Şen, bugün sabaha karşı yaşamını yitirdi.
Şen’in cenazesi, Gültepe Hicret Camisi’nde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Kent Mezarlığı’nda toprağa verildi.
ELİF HEMŞİRE, KANSERİ YENDİĞİ HASTANEDE HASTALARIN ÜMİDİ
Elif Dedeoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Hemşirelik Bölümü’nden mezun olduktan 2021 yılında lenf kanserine yakalandı. Ankara’daki Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 1 yıl tedavi gören Dedeoğlu, hastalığı yenmeyi başardı. Hastalığı nedeniyle 1 yıl hemşirelik yapamayan Dedoğlu, KPSS’ye girip, ilk tercihini de hastalığı yendiği hastaneyi yazdı. Kanseri yendiği hastaneye ataması yapılan Dedeoğlu, yaklaşık 1,5 yıldır kemoterapi ünitesinde görev yapıyor. Dedoğlu, kanser hastalarına tıbbi yönden hizmet ederken, kendi hikayesiyle de onlara moral vererek, hastalıkla mücadelelerinde destek oluyor.
‘ATAMALARDA TERCİH YAPARKEN BURAYI İSTEDİM’
Elif Dedeoğlu, 2020 aralık ayında boynundaki bezeyi fark ettiğini söyleyerek, “Mercimek büyüklüğündeydi ve çok dikkate almadım. Mart ayında ise beze nohut büyüklüğüne ulaşmıştı. Ertesi gün doktora gittim ve lenfoma teşhisim biyopsi ile konuldu. Daha sonra da Ankara sürecim başladı. Onkoloji Hastanesi’ne geldim, iyi ki de buraya gelmişim. Çok tatlı bir ekiple karşılaştım. Kemoterapi görürken de o kadar sevdim ki, atamalarda tercih yaparken burayı istedim ve burası da görev yerim oldu. Haziran 2021’de tedaviye başladım. 6 kür kemoterapi gördüm. Neredeyse bütün yan etkileri yaşadım; kas-kemik ağrıları, yorgunluk, halsizlik, tırnaklarda sararma, ağızda yaralar, saç dökülmesi gibi. Saç dökülmesi beni biraz daha fazla etkilemişti; ama kemoterapi bitip, saçlarım küçük çıkmaya başladıktan sonra seviyordum onları. Zor bir süreçti ama sonu güzel geldi” dedi.
‘ONLARA BÜYÜK MORAL OLUYORDU’
Kemoterapi görüp tedavi olduğu hastanede hemşire olarak çalıştığı için çok mutlu olduğunu belirten Dedeoğlu, “Bardağın 2 tarafında da yer aldım. Hemşire olarak işe başladığımda kemoterapi ünitesini tercih ettim. Bize gelen genç hastalar genelde lenfoma hastasıydı. Onların yaşadıklarını bire bir anladığım için iletişimimiz daha kolay oluyordu. Çoğu hastadan ‘senin sayende tedaviye uyumluyum, senin sayende ayaktayım’ gibi geri dönüşler alıyordum. Kanlı canlı örnekleri karşılarında. Onlara da büyük moral oluyordu. İyi ki de bu bölümü seçmişim” diye konuştu.
‘ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ’
Tüm kanserlerde olduğu gibi lenf kanserinde de erken tanının önemine değinen Dedeoğlu, “Mercimek büyüklüğünde beze elime geldiğinde doktora gitseydim belki de birkaç tür kemoterapi görecekken, 6 kür kemoterapi gördüm. Tedavi görürken rahat bir süreç geçirdim. Tedavilerimi aksatmadım, beslenmeme dikkat ettim, enfeksiyondan korundum ve moralimi bozmadım. Hastalara önerim şu; beslenmelerine dikkat etsinler, enfeksiyondan korunsunlar, morallerini asla bozmayarak umutsuzluğa kapılmasınlar. Lenfoma tedavi edilebilir bir hastalık ve tam kür ile çok fazla sağ kalım başarı oranı elde edebiliyoruz” ifadelerini kullandı.