Antik Çağ’ın en önemli liman kentlerinden biri olan, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü sınırları içindeki Assos, 1800’lü yıllardan bu yana aralıklarla, 1981’den sonra da aralıksız kazı çalışması yürütülen dünyanın sayılı antik kentleri arasında yer alıyor.
Antik Çağ’da “Troas” diye adlandırılan bölgenin güney ucunda volkanik bir tepenin zirvesi ve yamaçlarında, Yunanistan’ın Midilli Adası’nın karşısında kurulan kent, yüz yıllar boyunca birçok topluma ev sahipliği yaptı.
ABD’li arkeologların 1800’lü yıllarda kazı yaptığı ilk antik kent olan Assos, verilen uzun aranın ardından ise 1981’de yeniden kazılmaya başlandı.
Türk bilim adamlarınca 38 yıldır kazı çalışması yürütülen kentte arkeoloji tarihi için yeni veriler gün yüzüne çıkarken, yeni bilim insanları da yine burada yetiştiriliyor.
“Dünya arkeoloji tarihi için önemli bir bölge”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Assos’un dünya arkeoloji tarihi için önemli bir bölge olduğunu söyledi.
Bu yılki kazıların İÇDAŞ ana sponsorluğunda başladığını ifade eden Arslan, “Kültür ve Turizm Bakanlığının yaptığı planlamada, Türkiye’de 12 ay boyunca sürdürülecek olan kazılar içinde Assos da yer alıyor. Önümüzdeki yıllarda Assos kazısı bir yıl boyunca devam eden kazı statüsünü almış olacak.” dedi.
Kazılarda Türkiye’den farklı üniversitelerde arkeoloji bölümlerinden, mimarlık bölümlerinden öğrenciler olduğunu, yurt dışından gelecek bazı araştırmacıların da kazı çalışmalarına katılacağını aktaran Prof. Dr. Arslan, şöyle devam etti:
“Bu ekiple beraber kazı çalışmalarına devam edeceğiz. Bu yıl Assos’ta özellikle ulaşım ağları olan caddelerin açığa çıkarılması için büyük çaba harcayacağız. Epey bir yol katettik. Gelen ziyaretçilerin antik yoldan bütün kalıntıları ziyaret etmelerini istiyoruz. Bunun dışında yine ‘ikselelon’ dediğimiz han yapısının bazı mekanlarına kazılar henüz bitmemişti. Bunları tamamlamak istiyoruz. Agora’da çalışmalar devam ediyor. Bunun dışında bu yıl zaman olacak, muhtemelen ki böyle ‘kutsal alan’ dediğimiz alanlarda, açık hava kutsal alanlarında araştırmalar yapmak ve bu alanlarda kazılar yapmayı planlıyoruz. Kazıların 12 aya çıkmasıyla, Türk Tarih Kurumu resmi 2’nci sponsorumuz oldu.”
“Assos Antik Kenti 1800’den bu yana kazılıyor”
Kazı Başkanı Arslan, bölgedeki kazıların ilkinin 1800’lü yıllarda Amerikalılar tarafından yapıldığını hatırlattı.
Assos’un Amerikalıların yaptığı ilk kazı olduğuna da işaret eden Nurettin Arslan, şunları söyledi:
“Amerikan Arkeoloji Enstitüsü bir kazı merkezi arıyor. İtalya, Yunanistan, Mısır ve Türkiye konusunda bazı yerleri gözden geçiriyorlar. Ancak kazı başkanlıkları yapan Clark ve Belkin ikilisi ve aynı zamanda oradaki enstitü müdürü, Yunan kentleri arasında en güzel korunmuş kent olarak Assos’un olduğuna karar veriyorlar ve o yüzden de Amerikan Arkeolojisi ilk kazı merkezi olarak Assos’u seçiyor. Biz yaptığımız araştırmalarda aslında Assos’un bir Yunan şehir devleti olarak iyi korunmuş örneklerden biri olduğunu daha iyi anlıyoruz. Çünkü kazılarda yeni alanlar ortaya çıkarıyoruz. Örneğin işte meclis binasının Anadolu’daki en eski meclis binalarından bir tanesi olduğunu biliyoruz. Yine tiyatro aynı şekilde. Baktığınız zamanda bir Yunan kentinde olması gereken resmi yapılar vardır.”
“En iyi korunmuş antik kent”
Assos’taki kamusal yapıların tamamı Helenistik Çağ’dan bugüne kadar korunmuş yapılar olduğunu anlatan Arslan, bunun da kentin ne kadar iyi korunan bir alan olduğunu gözler önüne serdiğini belirtti.
Buranın sadece bir antik kent olmadığını, aynı zamanda yaşayan bir kent olduğunu ifade eden Prof. Dr. Arslan, şunları kaydetti:
“İlk kurulduğu dönemden bugüne kadar Assos hiçbir zaman terk edilmiyor. ‘Behramkale’ dediğimiz köy bu yaşamın son halkasını oluşturuyor. Bu yüzden de yaşayan kentlerin hem zorlukları var ama hem avantajları var. Çünkü ziyaretçiler sadece antik kentleri gezmeyip, yakın çağımıza etnografik konularla ilgili olan köy kültürüyle yaşayabilirler, kalabilirler ve orada dinlenebilirler. O yüzden yine aynı zamanda antik liman da bugün halen kullanılabilen nadir limanlardan. Bozulmamış doğal yapısı, köy kültürü, antik kalıntıları, limanı gibi birçok neden dolayı da aslında her yıl çok fazla sayıda turistin ilgisini çeken merkezden bir tanesi.”