“27 Mayıs’ı birlikte lanetleyelim”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, “27 Mayıs’ı birlikte lanetleyelim, 12 Mart’a, 12 Eylül’e birlikte tavır koyup, sivil anayasayı birlikte yazalım” dedi.

“27 Mayıs’ı birlikte lanetleyelim”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefet liderlerine çağrıda bulunarak, “27 Mayıs’ı birlikte lanetleyelim, 12 Mart’a, 12 Eylül’e birlikte tavır koyup, sivil anayasayı birlikte yazalım. 28 Şubat’ın kalıntılarını birlikte temizleyelim. Ama onlar yapmadılar. Hala ses veriyoruz, sesleniyoruz ama çıkıp da mertçe ne Kılıçdaroğlu ne Bahçeli ‘bütün darbelere karşıyız’ diyemedi. ‘İşte 27 Mayıs darbesini lanetliyoruz’ desinler ve milletin huzuruna öyle çıksınlar” dedi.

Başbakan Davutoğlu, partisince Sıhhiye Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.

Dün, Yassıada’da şehit Başbakan Adnan Menderes’in huzurunda bulunduklarını anımsatan Davutoğlu, “Orada bir yiğit daha vardı, Hasan Polatkan. Allah rahmet eylesin, bu Miraç Kandili’nde sizlerin miracınızı tebrik ediyorum hem de şehitlerimize rahmet diliyorum” diye konuştu.

“Milli iradeden bir santim dahi taviz vermeyeceğiz”

Vatandaşlardan, 7 Haziran’da bir demokrasi dersi vermesini isteyen Davutoğlu, bu ilden AK Parti için 5 milletvekili istedi. “Siz, bize 5 milletvekili verin, inşallah 6. milletvekiliniz, enişteniz Ahmet” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi gelin hep beraber muhasebe yapalım. Bundan 65 yıl önce, 1950’de, 14 Mayıs’ta, Adnan Menderes, milli iradeyle iktidara geldi. Daha önemlisi, Eskişehir’in farkını gösteren, özellikle, 1 Mayıs 1948’de demokrasi yoluna çıkarken, Adnan Menderes’in ilk miting yaptığı şehir, Eskişehir. Çünkü, Menderes biliyordu ki Eskişehir’i arkasına alan, milli iradeye sahip çıkar. Eskişehir, Türk demokrasinin beşiği olacak. O mübarek insan, demokrasi fatihi ve şehidi millete hizmetten başka bir şey düşünmedi ama darbeciler onu ve aziz iki arkadaşını şehit ettiler. Dışişleri Bakanı olduğumda, İstanbul’a ilk ziyaretimde, Zorlu’yu ziyaret ettim, Hasan Polatkan’a Fatiha bağışladım. Başbakan olduğumda, Ebu Eyyüb-el Ensari’den, Fatih Sultan Mehmet’ten sonra Adnan Menderes’in huzuruna vardım. Demokrasi fişeğini, işaret fişeğini burada yaktığı için buradayım. Kim ne yaparsa yapsın, hangi tuzağı kurarsa kursun, Eskişehir şahit olsun ki demokrasiden, özgürlüklerden, milli iradeden bir santim dahi taviz vermeyeceğiz.”

“Bir daha kimse, bu milletin iradesine set vuramayacak”

Yassıada’nın özgürlük adası olacağını, bu adada gençlerin demokrasinin kıymetini bilmesi için müze kuracaklarını söylediğini anımsatan Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Bir çağrıda daha bulundum. Bugün de bulundum; muhalefet liderlerine, ‘gelin hep beraber geçmişteki bütün darbelerin, vesayet planlarını, milli iradeye set vuran bütün teşebbüsleri birlikte lanetleyelim.’ Bir kez daha sesleniyorum, 27 Mayıs’ı birlikte lanetleyelim, 12 Mart’a, 12 Eylül’e birlikte tavır koyup, sivil anayasayı birlikte yazalım. 28 Şubat’ın kalıntılarını birlikte temizleyelim. Ama onlar yapmadılar. Hala ses veriyoruz, sesleniyoruz ama çıkıp da mertçe ne Kılıçdaroğlu ne Bahçeli ‘bütün darbelere karşıyız’ diyemedi. ‘İşte 27 Mayıs darbesini lanetliyoruz’ bi desinler ve milletin huzuruna öyle çıksınlar.

Davutoğlu, “Perde gerisinde iş bölümü yapmışlar, paralelcilerin aklıyla. Diyorlar ki ‘AK Parti nerede kuvvetliyse, onun karşısında kim varsa onu destekleyelim.’ Bazı yerlerde paslaşıyorlar. Şu şehirde AK Parti kuvvetli mi karşısında HDP mi var, paralelciler, CHP, MHP hepsi onu destekliyor. Başka bir şehirde MHP mi öne çıkıyor? CHP ile MHP paslaşıyor veya CHP öndeyse onlar paslaşıyor. Arkada da bu orkestrasyonu paralelciler yapıyor. Onların arkasında da uluslararası bir üst akıl” dedi.

Davutoğlu, “Aynen Yasıada mantığı, Salim Başoğlu mantığı. ‘Sizi buraya getiren irade böyle istiyor’ diyen mantık. Şimdi bu kumpası kuran savcılardan biri diyor ki ‘bunların akıbeti de bunların dediği Cumhurbaşkanımız ve ben, Adnan Menderes gibi olacak’ diye, bizi tehdit ediyor. Ey Eskişehir, bizi tanıyan Eskişehir, biz bu tehditlere pabuç bırakır mıyız? Bakın ne güzel yazmışsınız Hoca Ahmet Yesevi’nin izinde yürüyenler bunlara, bu tehditlere hiç kulak asar mı? ” diye konuştu. 

Siyasette bir doğru dört yanlış götürüyor

ÖSYM sınavlarında, dört yanlışın bir doğruyu, siyasette ise bir doğrunun dört yanlışı götürdüğünü belirten Davutoğlu, buradaki doğrunun AK Parti olduğunun altını çizdi. 

AK Parti meydana çıktığında dört yanlışın birden gideceğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Yanlış bir, millete tek parti döneminde zulmeden 27 Mayıs’a açıkça karşı çıkamayan, vesayetçilerle işbirliği yapan CHP. Yanlış iki, milliyetçilik demekle birlikte 2002’de Türkiye’yi namerde muhtaç edip sonra koltuğu bırakıp giden MHP. Yanlış üç, batıda ‘özgürlük, barış’ deyip, doğuda 6-7 Ekim provokasyonu yapan, ‘Kudüs Yahudilerin mekanıdır’ diyen, HDP. Yanlış dört, bütün bunlarla işbirliği yapan, paralel. Şimdi Eskişehir bu dört yanlışı bir doğruyla götürecek miyiz? Bir doğru var onlar paralel, onlar üçgen, 3 parti bir paralel. Biz neyiz biliyor musunuz? Dümdüz, istikamet üzere yürüyen, sırat-ı müstakim yolcularıyız. Sırat-ı müstakim. Doğru yolun yolcuları, istikamet üzere olanlar, Miraç Kandili’niz mübarek olsun.”

Davutoğlu, “2002’den bu yana Türkiye öylesine bir kudrete, öylesine bir güce sahip olduki artık ayakları üzerinde doğrulmuş bir dev var. Kimse bu devin diz çökmesine sebep olamaz. Bu dev bir daha diz çökmeyecek” dedi.

Bu devletin Balkanlar’a, Ortadoğu’ya Kafkaslar’a, Afrika’ya bir gölgelik olduğunu ve 7 iklime hükmettiğini anlatan Davutoğlu, küçülmeye başladığında, birçok uluslararası komployla vatan toprağı işgal edildiğinde, bütün o topraklardakilerin Anadolu’ya sığındıklarını anımsattı.

Kırım Tatarlarının, Balkanlardan muhacirlerin Eskişehir’e geldiklerini belirten Başbakan Davutoğlu, “Eskişehir bizim millet harmanımız oldu” ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen yıl Eskişehir’e geldiğinde “Bu 2 milyon Suriyeli niye Türkiye’ye geldi bunun sorumlusu kim?” dediğini hatırlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan, Kırım’dan gelen burada milli harmanı oluşturanlar, Suriye’de bıraktığımız Bayırbucak Türkmenlerini zalim Esed’e teslim eder miyiz? Eğer emin olun bunlar o dönemde parti başkanı olsalardı Ziştovi’den kaçıp gelen, mazlum Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımıza karşı çıkarlardı. Kırım Tatarlarına karşı çıkarlardı. Şimdi biz nasıl bırakırız Türkmenleri, oradaki kardeşlerimizi, Suriye’deki mazlumları, Araplar’ı, Kürtleri, Müslümanları, Hıristiyanları… Bilsinler, Eskişehir’den söylüyorum, Ya Rab bize öyle bir kudret ver ki bütün mazlumları bağrımıza basabilelim.” 

Azerbaycan’da 1944 yılında Stalin’in zulmünden kaçan 176 Azerinin Iğdır’da Boraltan Köprüsü’nde Türkiye’ye sığınmak istediklerini hatırlatan Davutoğlu, CHP’nin talimatıyla Azerilerin, Ruslara teslim edildiğini ve şehit edildiklerini söyledi.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X