Melis Evcimen
Melis Evcimen

Avusturya’nın masalsı kasabası

Köşe Yazısını Dinle

Avusturya’nın büyülü kasabasına yolculuk yapmaya ne dersiniz?

Eşsiz doğa yapısı mimarisi ve kartpostal gibi görüntüsüyle sizi kendine çeken bir yer ‘Hallstatt’…

 

 

 

Ününü çok duymuştuk yakinen de şahit olmak bu eşsiz güzelliği görmek yaşamak inanılmaz bir deneyimdi…

Venedik’ten trenle Hallstatt’a dört saat süren bir yolculukla ulaştık. Bu tren yolculuğunun güzel tarafı özellikle Hallstat’a 1 buçuk 2 saat kala doğanın içinden geçerek yolculuk yaparak gitmek… Hele bizim gibi tatilinizi kışın yaparsanız lapa lapa yağan karı izleyerek gitmek tarif edilemez bir keyif gerçekten…

Tren yolculuğu sonrası kendisi ile aynı ismi taşıyan Hallstatt gölü sizleri karşılıyor. Buradan Hallstatt’a geçmek için belli saat aralıklarla gelen feribotlara binebiliyorsunuz.

Yaklaşık 15 dakika içinde sizi karşıya geçiriyor.Bu yoluculuğun bedeli kişi başı 7 euro.

Bu kısa süreli yolculukta bile Hallstatt Gölü’nün nefes kesen manzarası ve adeta bir masaldan fırlamışcasına doğasına hayran kalıyorsunuz ve vardığınız da sizi tarihi evler, büyük bir kilise ve küçük mimariye uygun kafeler karşılıyor.

Meydanda gezerken bir Türk dükkanına da denk geldik.

Burası oldukça işlek ve turistlerde özellikle ‘Turkish Kebab’a oldukça ilgi gösteriyorlar 🙂 Dönerden tutun acılı dürüme kadar… Bizim günlük rutin tükettiğimiz bütün yiyecekler var…

Kış ayında giderseniz oldukça sıkı giyinin oldukça soğuk. Isınmak ve kahve içmek için güzel yerler keşfettik. En güzeli de çoğu yerde ücretsiz Wifi oluşuydu.

Kasanın üst kısmına doğru yürüyüş yaptık ve bizi devasa birer kilise karşıladı.

Karşımızda Alplerin muhteşem manzarası... Herkesin fotoğraflarının odak noktası olan kilise, Hallstatt Gölü’nün yanında duruyor…

Peki bu kilisenin gelelim asıl olayına…

Tarihi 12. yüzyıla dayanan Katolik Kilisesi’ni ve bu kilisede sergilenen Beinhaus isimli kafatası mezarlığını mutlaka ziyaret edin derim.

Bu mezarlığın hikayesi oldukça ilginç. 1700lü yıllarda kilise; Hallstatt’ta mezarlık sıkıntısı yaşanınca yeni ölen insanlara yer açmak için mezarlardan kemikleri çıkarmış.

Bu kemikleri güneşte kuruttuktan sonra kemik sahiplerinin isimlerini, doğum ve ölüm tarihlerini yazmış. Böylece insanların mezarı olmasa bile hatırlanmaları sağlanmış. Bu geleneğin 1960lı yıllarda sona erdiğini öğrendik.

Hallsttat’ın her biri birbirinden masalsı sokaklarını keşfedip ve bol bol fotoğraf çekinebilirsiniz.

Göl boyunca sıralanan birbirinden tatlı dükkanlardan hediyelik eşya alabilirsin. Tuz madenleriyle meşhur olan bu minik kasabada tuz madenlerini simgeleyen değişik tuzluklar, ahşap ürünler ve magnetler her yerde…

Dünyanın en çok fotoğraf çekilen 5 yerinden biri olan ve ünü Viyana’yı bile geçen Hallstatt’ı mutlaka gezi listenize ekleyin derim…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X