Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın TBMM’ye gönderildiğini hatırlattı.
Tasarı kapsamında aralarında İcra ve İflas, Türk Ticaret, Kooperatifler, Hukuk Muhakemeleri, Milletlerarası Tahkim, Tebligat, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında kanunlar olmak üzere bazı kanunlarda değişiklik öngörüldüğünü ifade eden Gül, düzenlemeyle 2003’ten bu yana uygulanan iflas ertelemenin yürürlükten kaldırılacağını bildirdi.
İflas ertelemeden beklenen iyileşme, mali durumun düzeltilmesi ve şirketlerin yeniden yaşayabilir hale gelmelerinin gerçekleştirilemediğinin tespit edildiğini anlatan Gül, bunun yanı sıra borçludan alacaklı olanların da alacaklarını tahsil edemedikleri için zarara uğradığına dikkati çekti.
Reform niteliğindeki değişiklikle, iflas ertelemenin yerine konkordatonun uygulanacağını dile getiren Gül, konkordato talep edebilmek için “borca batık hale gelme” şartının aranmayacağını belirtti.
Adalet Bakanı Gül, borçlarını ödeme konusunda güçlüğe düşen veya yakın bir gelecekte ödeme güçlüğü yaşayabilecek olan borçlunun konkordato talep edebileceğini söyledi.
Borçlardan indirim yapılması ya da borçların vadeye bağlanması talebini içeren konkordato kapsamında borçluların mali durumlarını gösterir belgeleri mahkemeye ileteceklerinin altını çizen Gül, konkordato çerçevesinde mahkemelerin borçlulara 3 aylık geçici süre vereceğini, bu sürenin de en fazla 2 ay daha uzatılabileceğini dile getirdi.
Gül, geçici mühlet kararıyla birlikte artık rehinli alacaklılar dışındaki alacaklıların, borçlu aleyhine icra takibi başlatamayacağını belirtti.
Mal varlığının muhafazası için tedbirler de alacak olan mahkemeler tarafından konkordato komiserlerinin görevlendirileceğini ifade eden Gül, söz konusu komiserlerin borçluların faaliyetlerine nezaret edeceğini bildirdi.
“Hem borçlunun hem de alacaklının menfaati korunacak”
Gül, konkordatodaki geçici mühlet süresi içinde borçlunun mali durumunun iyileşebileceğinin tespit edilmesinin ardından borçluya bir yıllık kesin mühlet verileceğini aktardı.
Kesin mühlet süresinin en fazla 6 ay daha uzatılabileceğini vurgulayan Adalet Bakanı Gül, böylece konkordatodaki geçici ve kesin mühlet sürelerinin 23 ayı geçemeyeceğine işaret etti.
Bakan Gül, “Yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar kapsamında hazırladığımız kanun tasarısıyla kötüye kullanıldığı belirlenen iflas erteleme kurumunu yürürlükten kaldırıyoruz. Hem borçlunun hem de alacaklının menfaatini koruyan yeni bir reformu, düzenlemeyi hayata geçireceğiz.” diye konuştu.
Mahkemelerin bazı durumlarda “Alacaklılar Kurulu” oluşturacağını belirten Gül, bu kurul sayesinde de alacaklıların haklarının korunacağına dikkati çekti.
Gül, işçinin ve nafaka alacaklıların konkordatoya tabi olmayacağını ve söz konusu alacaklıların borçluya yönelik icra takibi yapabileceğini kaydederek, şöyle devam etti:
“İflas sürecine ilişkin de önemli bir düzenlemeyi uygulamaya koyarak işletmenin faaliyetine devam etmesini öngörüyoruz. Bu kapsamda artık müflisin yani iflas eden kişinin imalathanesi, mağazası, iş yerleri kural olarak kapatılmayacaktır. Ticari faaliyetin devamını sağlayan bu önlemle işletme, çalışarak, üreterek borçlarını ödeyecek ve istihdam da sürdürülecektir.”
“Yeni mahkemeler kurulacak”
Tasarının yasalaşmasıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından iflas ve konkordato taleplerine bakacak uzman mahkemelerin belirleneceğini anlatan Gül, tasarıda yer alan önemli bir düzenlemenin de Tebligat Kanunu’na yönelik olduğunu ve kanunda yapılacak değişiklikle elektronik tebligatın zorunlu hale getirileceğini bildirdi.
Abdulhamit Gül, aralarında mahkemelerin de bulunduğu tebligat çıkarmaya yetkili merciler tarafından kamu kurumlarına, arabuluculara, bilirkişilere ve belirlenen gerçek, tüzel kişilere elektronik ortamdan tebligatların iletileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Yeni düzenleme kapsamında tebligatlar daha hızlı ve güvenilir şekilde ulaştırılacak. Zorunlu hale getirilecek elektronik tebligatla, yargılamaların hızlanması sağlanacak, tebligatların ulaştırılmasında yaşanan sorunlar ortadan kaldırılacak ve tebligattan doğan yargılama masrafları azalacak. Böylece, yıllık ortalama 40 milyon tebligattan yaklaşık 30 milyonu elektronik ortam üzerinden yapılmış olacaktır.”