Akıncı Üssü davasında dördüncü celse sona erdi

FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin davada dördüncü celse sona erdi. Davanın görülmesine 7 Ağustos Pazartesi devam edilecek.

Akıncı Üssü davasında dördüncü celse sona erdi

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin davada, koruma Astsubayı İsmail Keskin’in “karargah binasında açık renk polo yaka tişört giyen sivil kişi gördüğü” yönündeki beyanı hatırlatılan eski Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesi sanık Akın Öztürk, sivil birini görmediğini ileri sürdü.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşmada çapraz sorgusuna devam edilen Öztürk, soru üzerine kardeşi Aydın Öztürk’ün Ege Üniversitesinden emekli olduğunu, daha sonra Yaşar Üniversitesi, ardından da İzmir Üniversitesinde derslere girdiğini söyledi. Bu üniversitenin KHK ile kapatıldığını daha sonra öğrendiğini belirten Öztürk, üniversitenin kime ait olduğunu bilmediğini savundu.

Öztürk, sanıklardan damadı Hakan Karakuş’un ABD ziyaretine ilişkin soru üzerine ise ABD’ye NATO tatbikatı kapsamında gittiğini, onun dışında ziyarete ilişkin bilgisi olmadığını öne sürdü.

Akın Öztürk, 15 Temmuz öncesinde askeri üslere ziyarette bulunup bulunmadığı sorusunu yanıtlarken, Hava Kuvvetleri Komutanlığı döneminde gidemediği bazı birliklere, Hava Kuvvetleri Komutanının izniyle veda ziyaretinde bulunduğunu söyledi.

Soru üzerine, Mehmet Partigöç ile görüşmediğini, temasın emir subayı tarafından kurulduğunu öne süren Öztürk, Partigöç’ün telefonla görüştükleri sırada kendisine “Komutanı Akıncılara tahliye ettik. Siz de oraya geçin” dediği yönündeki tanık beyanını kabul etmediğini, Partigöç’ün de Genelkurmay çatı davasında bu anlatımını doğruladığını savundu.

Bir avukatın, “Neden Ömer Halisdemir gibi şehit olmayı göze almadınız? Siz orada ikna turlarındayken sokakta insanlar şehit oluyordu” sözleri üzerine Öztürk, “Bunlar insanın kanına dokunan şeyler. Ben bu soruya cevap vermeyeceğim” dedi. Öztürk’ün bu sözlerine salondan tepki geldi.

Akın Öztürk, başka bir soru üzerine, lojmandan çıkarken telefonunu yanına alıp almadığını hatırlamadığını, telefonlarının emir subayında bulunduğunu savundu.

“Karargahta sivil görmedim”

Öztürk’e, sanıklardan koruma Astsubayı İsmail Keskin’in ifadesinde, “üsteki karargah binasında açık renk polo yaka tişört giyen bir kişi gördüğü” yönündeki beyanı aktarılarak, tarifteki gibi sivil kişi görüp görmediği soruldu. Öztürk, karargah binasında sivil görmediğini öne sürdü.

“Açık renk polo yaka tişört giyen kişi Nurettin Oruç olabilir mi?” yönündeki soru üzerine Öztürk, karargahta sivil görmediğini tekrarlayarak, “Bunu Sayın Genelkurmay Başkanımıza sorun” dedi. Sanıklar ile avukatları bu sözleri alkışladı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Giray, sanıkları uyardı. İzleyiciler de sanıklara tepki gösterdi. İzleyicilerden ayağa kalkarak “Vatan hainleri, alçaklar” diye bağıranlar oldu. Kolluk güçleri izleyicilerle sanıklar arasında tedbir aldı.

Öztürk, daha sonra, “İsmail Keskin’in lafına inanıyorum, o görmüştür. Ben görmedim. Genelkurmay Başkanı beni birkaç kez filolara gönderdi. Ben yalan söylüyor olabilirim. Genelkurmay Başkanının kendisine soralım. Böyle bir sivil girdi mi, girmedi mi? Ben görmedim. Keskin, görmüş olabilir.” diye konuştu.

Torunlarının, sanıklardan Hakan Çiçek’e ait olan ve kapatılan Anafartalar Kolejinde eğitim gördüğünü anlatan Öztürk, bu okullara, torunlarının gösterisi ve ödül töreni için iki kez gittiğini, ziyaretlerinden birinde yanında bir CHP milletvekili ile okulun müdürünün oturduğunu söyledi.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a verdiği 60 kişilik listede bulunan kişilerden hatırladıkları sorulan Öztürk, listenin önemli bir operasyon yürüttüğü sırada eline geçtiğini, isimleri hatırlamadığını, müsteşara vererek, “Bu çok acele geldi. Lütfen gereğini yapın” dediğini iddia etti.

Üsse girdikten sonra dışarı çıkmadığını öne süren Öztürk, üs civarında vatandaşları görmediğini, bulundukları yerle tel örgüler arasında uzun mesafe olduğunu söyledi. “Üsse giriş çıkış yaptığınız, bu andan 5 dakika sonra halka ateş edildiği iddia ediliyor. Bu konuda tanık beyanları var.” değerlendirmesi üzerine Öztürk, halka ateş edildiğine dair bir bilgisinin bulunmadığını, ancak Yaşar Güler’den bir çatışma olduğunu duyduğunu söyledi.

Akıncı’da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile yan yana bulundukları sırada diğer askerlerin odadan çıktığı hatırlatılarak, “Herkes çıkıyor, Hulusi Paşa ile yalnız bırakılıyorsunuz. Hulusi Paşa’yı ikna etmeniz için yapılmış olabilir mi?” sorusu üzerine Öztürk, Akar’ı iknaya yönelik hiçbir çabasının bulunmadığını, bunun Akar’a da sorulabileceğini söyledi. Akar, “Soralım Hulusi Paşa’ya, bir tek kelime bu konuda konuşmuş muyum, sorun” dedi.

“Odada enterne edilmiş bir paşa var. Kime güvenerek bırakıp gittiler?” sorusu üzerine Öztürk, “Dışarıda silahlı askerler var.” dedi. “Bu kadar rahat dolaşabilmek için onlardan olmak gerekiyor” değerlendirmesi üzerine Öztürk, “Böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Böyle bir şey yok. Bunu Genelkurmay Başkanına lütfen sorunuz.” diye konuştu.

Müştekilerden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın’ın, 15 Temmuz’da damadı sanık Hakan Karakuş’u iki defa niçin aradığı sorusunu yanıtlayan Öztürk, birincisinde İzmir’den Kara Kuvvetleri Komutanının uçağıyla Ankara’ya döndüğünü bildirdiğini, ikincisinde ise Karakuş’un evine gideceği için “Evde misiniz?” diye sorduğunu ifade etti.

Öztürk, Aydın’ın sorusu üzerine derdest edilen komutanların yerini Kubilay Selçuk’tan öğrendiğini bildirdi.

Başbakanlık avukatı İskender Minar’ın, “Mahrem imamlar” soruşturmasında geçen bir ifadede Fetullah Gülen’in eşine saat gönderdiği “Büyük Patron”dan bahsedildiğini belirterek, “Fetullah Gülen eşinize saat hediye etti mi?” diye sordu.

Öztürk, buna, “Polis araştırma yapmıştır, evde ne var ne yok görmüşlerdir” karşılığını verdi.

Hava Kuvvetleri Komutanlığının ambleminin bulunduğu saatin bir sahibinin de Adil Öksüz olduğuna dikkat çekilmesi üzerine Öztürk, bu saatlerin kendisinden önceki komutanlarca sınırlı sayıda yaptırıldığını, ancak sonradan, istendiği zaman yeniden üretildiğini kaydetti.

“Balyoz kumpas soruşturmaları nedeniyle bazılarının önünün FETÖ tarafından kesilirken kendisinin önünün açıldığı” yönündeki soru üzerine Öztürk, “Ben önü açılarak gelen biri değilim” dedi, önceki yıllarda “terfi ettirilmemek için önünün kesildiğini” ileri sürdü.

FETÖ yapılanmasına ilişkin flaş bellek

Öztürk’e, Tuncay Özkan tarafından Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki FETÖ yapılanmasıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığına verilen, oradan da Hava Kuvvetleri Komutanlığına iletilen flaş bellek soruldu.

“Sizin İstihbarat Başkanı olduğunuz dönemde Güneş Çalışma Grubunca, listedeki herhangi birinin FETÖ’cü olduğuna dair delile ulaşılamadığı iddiası var.” denilmesi üzerine Öztürk, “Basında maalesef, Akın Öztürk’ün içinde bulunduğu çalışma grubunca belleğin imha edildiği” şeklinde haberlerin çıktığını söyledi ve şöyle devam etti:

“Güneş Çalışma Grubunda ben yoktum. Çünkü Hava Kuvvetleri Karargahına Ağustos 2008’de atandım. Flaş bellek İlker Başbuğ Kara Kuvvetleri Komutanıyken geliyor. Bunun gereği 2007’de yapılıyor. İş benden önce yapılmış ve bitmiş. Ben karargaha gittikten 6 ay sonra evrak geliyor. Altında görevlendirilenlerin hepsinin parafı imzası var. Ne yapıldı, diye okudum. Ben de alıp kurmay başkanına ve o zamanki Hava Kuvvetleri Komutanına ilettim. Yani kapatmadım. Sadece komutanlığa arz ettim.”

Öztürk, “Damadınız Hakan Karakuş’un bu olayın içinde olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine, yargılamanın devam ettiğini söyledi.

Müşteki avukatlarından Şule Nazlıoğlu Erol’un, “Balyoz ve Ergenekon davaları sırasında FETÖ’cü internet sitelerinde ismine hiç rastlanmadığını” söylemesi üzerine Öztürk, “Şu andaki yüksek tansiyonumu ona (soruşturmalara) borçluyum. ‘Bu iş sarpa sarıyor, gelin istifa edelim’ diyen kişi benim” ifadesini kullandı.

Öztürk, bir başka soru üzerine, Hakan Evrim’in 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a “Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştüreyim” dediğini duymadığını, böyle bir şeyi hatırlamadığını iddia etti.

Bir soruyu yanıtlarken, “Bir, ben darbenin bir kişisi değilim. Bu darbeyi FETÖ taraftarları yapmıştır iki” diyen Öztürk, “Kardeşiniz FETÖ’nün okullarında çalışıyor. Damadınız FETÖ’cü subay. Damadınızı, kızınızı verirken araştırdınız mı?” sorusuna ise, “Abim, kesinlikle bir Cumhuriyet çocuğudur. Bu işlerle alakası olmayan bir insan. Damadımla ilgili yaptığım tek soruşturma, biz hemen komutanını arar, sorarız. Ziya Güler’e ‘Ne diyorsun?’ diye sordum” dedi.

Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanına suikast düzenlemek üzere harekete geçen ekipteki eski Astsubay Zekeriya Kuzu’yu Çiğli Üs Komutanı olduğu dönemden tanıdığını anlatan Öztürk, “Bu Zekeriya Kuzu sizi her istediğinde telefonla arayabiliyor, görüşebiliyor” denilmesi üzerine, “Böyle bir şey yok. Kabul etmiyorum. Beni direkt telefonla arayamaz. Ben Çiğli’de Hava Eğitim Komutanıyken denize düşen uçaklarımız oldu. Bu arama kurtarma ekibinin şefi olduğu için orada görüşmüş olabiliriz” diyerek kendini savundu.

Öztürk, bir müşteki avukatının, “Rahatsızlığı nedeniyle güneşte durması yasak olan eşinizi sahile götürüyorsunuz ama düğüne götürmüyorsunuz. Çelişki değil mi?” sorusuna ise “Ben bu soruyu cevapladım. Cevaplamayacağım” karşılığını verdi.

Öztürk’ün çapraz sorgusuna 7 Ağustos Pazartesi günü devam edilecek.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X