Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hakim karşısına çıkarılan sanıklardan İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üssü’nün eski komutanı tümgeneral Kubilay Selçuk, pek çok darbe girişimi sanığı gibi delilleri kabul etmeyerek inkarı seçti.
Sözde yurtta sulh konseyi üyesi olduğu da belirtilen eski tümgeneral Selçuk, o gece İzmir’den Ankara’ya gelmesini de darbe girişiminin yönetildiği Akıncı Üssü’nde yakalanmasını da tesadüflere bağladı.
Selçuk, 30 Mayıs 2017’de hakim karşına çıkıp ilk savunmasını yaparken savcılık ve emniyetteki ifadelerini baskı altında verdiğini ve bazı bölümlerini kabul etmediğini söyledi.
Asıl birliği İzmir’de olmasına rağmen sözde atama yeri Ankara’ya gelmesiyle ilgili Selçuk, savcılık ifadesinde ve ilk savunmasında hafta sonunu kardeşinin evinde geçirmek, Hava Kuvvetleri Komutanlığını ziyaret etmek üzere başkente geldiğini ancak kendisini olayların içinde bulduğunu iddia etti.
Selçuk, darbe girişiminden haberdar olmadığını öne sürerek savunmasında Akıncı Üssü’ne ise kursiyer teğmenleri ziyarete gittiğini anlattı.
Orgeneral Hulusi Akar’ı Akıncı Üssü’nde darbe girişiminin başına geçmesi için ikna etmeye çalışanlar arasında olduğu belirtilen Selçuk, bu suçlamayı da kabul etmedi.
Selçuk, darbenin yönetim yeri olan 143. Filo’nun komutanını görmeye gittiğini ancak orada bulamadığını, beklediği sırada filo gazinosunda bir kısmı sivil, bir kısmı resmi kıyafetli farklı kuvvetlerden kişileri görünce yanlış şeyler olduğunu düşünüp ayrılmaya karar verdiğini, karargahta üs komutanının odasına gittiğinde Genelkurmay Başkanı’nı gördüğünü öne sürdü.
Hakim karşısına çıktığı son savunmasında Selçuk, Akar ile karşılaştığını ve büyük bir şaşkınlık yaşadığını, ona brifing vermediğini, zaten kalkışma planına ya da yaşananlara dair bilgisinin de olmadığını savundu.
Selçuk, Akar’ın “Gidin adamlarla konuşun, onları ikna edin” şeklindeki emirleri üzerine 143. Filo’ya gittiğini öne sürerek, “143. Filo’ya Sayın Genelkurmay Başkanının temsilcisi olarak gittim, bir yönetici olarak değil.” şeklinde beyanda da bulundu.
Görüntüsüne rağmen bildiri provasını kabul etmedi
Hazırlık aşamasındaki ifadelerinde, darbecilerin kendisine zorla bildiriyi okutmak istediklerini ancak buna şiddetle karşı çıktığını iddia eden, savcılık ifadesinde “Sözde bildiri metnini imzalamam ve okumamı istediklerinde elimi bile sürmedim, okumadım hatta bana okuduklarında önemsiz ve alaycı bir şekilde dinledim” ifadelerini kullanan Selçuk’un, bildirinin provasını yaptığı belirtilen görüntüleri de mahkeme sürecinde dava dosyasına girdi.
Selçuk’un, “Elimi bile sürmedim.” dediği ve sözde bildirinin ilk paragrafını okuduğuna dair görüntü, Akıncı Üssü’nde yapılan aramalarda olay yeri ekiplerince bulunan bir amatör kameradan çıktı.
Yapılan incelemeye göre tören kıyafetli Selçuk, cuntanın sözde darbe bildirisinin ilk paragrafını okuyarak prova yapıyor.
Mahkeme huzurundaki savunmalarında karargah önünde bulunduğu sırada yanına gelen bir kişinin yaklaşıp “Komutanım, bir sunumumuz var. Sunum yapmasını planladığımız kişiyi yetiştiremedik. En az sizin rütbenizdeki biri tarafından yapılması lazım. Bize yardımcı olur musunuz?” demesi üzerine yardımcı olduğunu iddia eden Selçuk, şeref salonunda gerçekleşen çekim sırasında metni okumaya başladığını ancak darbe bildirisi olduğunu anlayınca ilk paragraftan sonra okumayı bıraktığını ileri sürdü.
Akıncı Üssü’nde teğmenlerle de görüştüğünü hatırlatan Selçuk, bir numaralı üniformasını da teğmenlere verdiği önemi ve güveni göstermek için giydiğini öne sürdü.
Savunmasını Akın Öztürk çürüttü
Eski Yüksek Askeri Şura Üyesi orgeneral Akın Öztürk, Selçuk’un darbe girişimine karışmadığına yönelik iddiasını çürüttü.
Öztürk, Akıncı Üssü davasında alınan beyanında Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın istemesi üzerine üsse gittiğini belirterek, gitmeden evvel üs komutanı Hakan Evrim’i aradığını ancak telefona sesinden sonradan emin olduğu Kubilay Selçuk’un çıktığını söyledi.
Akın Öztürk, Selçuk’un savunmasını çürüten şu beyanda bulundu:
“Telefona yanılmıyorsam Kubilay Selçuk çıktı. Bana, ‘Komutanım operasyon var.’ dedi. Ben de ‘Ne operasyonu?’ diye sordum. Selçuk’un, ‘Komutan da burada sizi bekliyor’ demesi üzerine, ‘Tamam’ diyerek üssün lojmanlar bölgesinden karargah bölgesine geçtim. Üs bölgesinde beni karşılayan kimse yoktu. Karargah binasının önünde silahlı ve maskeli kişilerce karşılandım. Etrafım çevrilerek üs karargahına götürüldüm. Oraya gidince içeride Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancık, Mehmet Dişli diyeceğim ama Dişli biraz sonra geldi, bunlar vardı. Doğruca Hulusi Akar’ın yanına gittim. ‘Hayırdır komutanım?’ diye sorunca, komutanın, odada bulunanları göstererek bana, ‘Bunlar bu işi yaptılar. Bunlarla konuş, bunları ikna et. Bunlar darbeye kalkıştı’ demesiyle konuya vakıf oldum. Bu sırada odadakiler buradan ayrıldı.”
Selçuk, Genelkurmay çatı davasındaki savunmasında “Genelkurmay Başkanı’nın talebiyle Akın Öztürk’ü siz mi çağırdınız?” şeklindeki soruya ise “Ben de telefon etmiş olabilirim. Bilmiyorum yani. Yanımdaki arkadaşlarımız da konuşmuş olabilir.” şeklinde cevap vermişti.
Akın Öztürk ise telefonla görüştüğü ve ilk etapta Hakan Evrim’le mi yoksa Kubilay Selçuk’la mı görüştüğüne kanaat getirip bu kişinin Selçuk olduğunu savunması sırasında sorulan bir soru üzerine söylemişti.
Akıncı Üssü davası sanıklarından eski astsubay Murat Taşar da savunmasında, 143. Filo’da dolaştığı esnada eski tümgeneral Kubilay Selçuk ile uzun saçlı sivil şahsı kapısı açık bir odada harita incelerken gördüğünü, sivil şahsın Selçuk’a TÜRKSAT ile ilgili bir şeyler anlattığını söyledi.
Örgütle bağı olmadığı iddiasını da eski emir astsubayı çürüttü
Kubilay Selçuk, Genelkurmay çatı ve Akıncı Üssü davalarında yaptığı savunmalarında, FETÖ üyesi olduğuna yönelik iddiayı da reddetti.
Akıncı Üssü davasındaki savunmasında, örgüt içinden, farklı seviyelerde çok sayıda itirafçı çıktığını ancak bu kişilerden hiçbirinin aleyhinde beyanının bulunmadığını iddia eden Selçuk, “41 yıllık meslek hayatım var. Bu kişilerden bir tanesinin ismimizi bilmesi, ‘Tanıyorum’ demesi lazım. Ben 41 yıllık personelim, teğmen, üsteğmen, yüzbaşı değilim.” dedi.
Ancak Selçuk’un bu savunmasını, eski emir astsubayı Enis Çakır’ın beyanları çürüttü.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmada itirafçı olarak beyanda bulunan Çakır, şunları söyledi:
“Daha önceki ifadelerimde, Kubilay Selçuk ve Zekeriya Kuzu’nun söylem ile davranışlarından tutuklu sanıklar eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Hasan Hüseyin Demirarslan, eski Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı tuğgeneral Veyis Savaş ve eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Eğitim Komutanı albay Ramazan Elmas’ın bu yapıdan olduğunu söyledim. Bu şahıslarla bir husumet ya da garezim yok. Selçuk ve Kuzu’nun söylemlerinden bu isimleri verdim. Kuzu ve Selçuk birbirinden hiç ayrılmazdı. Bir gün ben, Selçuk ve Kuzu sivil kıyafetlerle Urla ilçesine gidiyorduk. Yola çıktığımızda Selçuk, araçta Fetullah Gülen’in bir vaazını dinlettirdi. Şaşırdım. Selçuk bana, dini bir terim sordu, buna cevap veremedim. Dönüşte beni Karşıyaka ilçesindeki Örnekköy semtine bırakmadan önce, Selçuk, Kuzu’ya Gülen’in vaazını açtığı için ‘Biraz ileri gittim.’ diye söyledi.”
Kendisinin örgütle nasıl tanıştığın da anlatan Çakır, mahkeme başkanının “Kubilay Selçuk ve Zekeriya Kuzu senin örgütle bağlantını bilmiyor muydu?” sorusuna “Kesinlikle bilmiyorlardı. Örgütten bize ‘Cemaatten olan kişilerle ilgili, bunlar babanızın oğlu olsa da bu tür şeyler konuşmayın.’ diye talimat verilmişti.” cevabını verdi.
Çakır, ayrıca Kuzu’nun Selçuk’la ilgili “Kubilay Selçuk, İzmir’de görev yapan havacı generallerin abisidir.” dediğini iddia etti.
Son savunmasında da iddiaları kabul etmedi
Selçuk, 27 Şubat 2019’da son kez hakim karşısına çıkarak duruşma savcısının esasa yönelik mütalaasına karşı savunma yaptı.
Hava harekatını yönettiğine yönelik iddiayı da kabul etmeyen eski tümgeneral Selçuk, girişimin bir an önce durdurulması hususunda çalıştığını savundu.
Selçuk, iki gün süren savunmasında suçlamaları reddetti.
Sözde yurtta sulh konseyi üyesi olmakla da suçlanan ve dosyası Akıncı Üssü davasından ayrılan Selçuk’un yargılandığı Genelkurmay çatı davası ise sürüyor.