‘Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’a teessüf ediyorum’

Cumhurbaşkanı Erdoğan,”Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier iyi arkadaş olduğumuz halde bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı yapmasından dolayı, kendisine teessüf ediyorum keşke böyle bir açıklamayı yapmamış olsaydı.” dedi.

‘Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’a teessüf ediyorum’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üzülerek, hiç istemezdim böyle bir şey olsun. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier iyi arkadaş olduğumuz halde bir açıklama yaptı. Beni hedef alan bir açıklama. Adımı zikrederek yaptı. Bu açıklamayı yapmasından dolayı, kendisine teessüf ediyorum keşke böyle bir açıklamayı yapmamış olsaydı. Eğer ben Almanya’daki faşizan baskıları söylüyorsam, bunu tanımı içinde söylüyorum. Nazi benzetmesini yaparak bunu yapıyorsam bunu tanımı içinde söylüyorum. Aynı şey Hollanda içinde geçerli.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk ve Kanal D ortak yayınında gündeme dair soruları yanıtladı ve değerlendirmede bulundu.

16 Nisan’da Türkiye’nin geleceğinin şekilleneceği bir halk oylamasının yapılacağı hatırlatılarak, bunun insanların hayatını nasıl etkileyeceği ve yöneltilen eleştirilerin sorulması üzerine Erdoğan, televizyonlarda, ekranlarda veya sosyal medyada gerçekten bu hazırlanan yasayla ilgili yaklaşım tarzlarının hazmedilerek gündeme getirilmediğini gördüğünü söyledi. Erdoğan, bunun, üzerinde durmanın hakikaten gerekliliğine kendisinin de inandığı husus olduğunu vurguladı.

Konunun tamamen kapsamı dışında bir yere çekilmek istendiğini, “Ağzı olan konuşuyor” şeklinde bir durumun ortaya çıktığını vurgulayan Erdoğan, “Bu şekilde konuşuyorlar. Burada bir gerçeği yakalamamız lazım, bu 18 madde nedir önce buna bir bakalım. Bu 18 maddeyi önce bir hazmedelim. 18 maddenin tamamıyla dışına çıkmak suretiyle eğer çok farklı şeyler konuşursak bu bir aldatmaca olur. Biz ülkemizin geleceğine yönelik, ülkemizin kaderiyle alakalı ciddi bir adım atıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, “450 idi yetmiyor muydu, 400’ü yetmiyor muydu?’ Yeter yetmez o ayrı bir şey. Bu parlamento ne işe yarar? 339 milletvekilinin halk oyuna gidilmesiyle alakalı burada karar verildi, şimdi de millete gidiyoruz. Millet, kalkar da derse ki ‘Uygundur’ çıkacak, ‘Uygun değildir’ diyorsa yapılacak bir şey yok. Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse ki biz milletin olduğuna inanıyoruz, o zaman çıkacak karara da ‘Evet’ diyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

‘Niye biz gencimize güvenmiyoruz?’

Milletvekili seçilme yaşının 25’ten 18’e indirilmesine yönelik yapılan eleştirilere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Benim de şu anda en çok olması gerektiğine inandığım en önemli madde bu. Bugün, bizim çok dinamik bir parlamentoya sahip olmamız gerektiğine inanıyorum. Böyle bir dinamik parlamentoyu açtığımız zaman bu gençliğimizin ufkunu genişletecektir. Benim gencim ‘Benim için bu ülkenin kaderinde rol oynama imkanı var’ diyecek. Üniversitesini bitirdiği zaman hatta üniversitede belki okurken kalkacak, ‘Ben, siyasette varım’ diyecek. Şu anda bizim geldiğimizde 30 yaş, seçilme yaşıydı. Biz bunu 25’e indirdik.”

Şu anda Türkiye’de 18 ile 25 yaş arasında bu seçimde oy kullanacakların sayısının yaklaşık 7 buçuk milyon olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

“Biz bu gençliğe güveneceğiz ki gençlik de yüklenecek bir şeyleri. Dinamik bir parlamentoya sahip olacağız. Bu dinamik parlamentoda diyelim ki 600’e çıktı. 600’de 600 burada 18-25 yaş arası olacak bir şey var mı? Yok. Mesela şu andaki tabloda, bizim 25 ile 30 yaş arası 5 kişi var. Niye bu kadar çekiniyoruz? Bu oran düşük tabii. 18 ile 25 yaş arasında da bu sayı 5, 10,15 mi olur onu göreceğiz. Demek ki ana muhalefet bu tür gençlere güvenmiyor, bu tür gençleri aday göstermekten de çekiniyor. Ben diyorum ki ‘Bu gençliğe güvenin’. Çünkü bu gençliğin tarihimizden gelen bir kaynağı, menşei var.”

‘Başaramadılar ama zaman kaybına uğradık’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, güven oylaması gibi gensorunun da kaldırılacağı yönündeki ifadesi üzerine, “Bunu biraz Meclis’in önünü tıkayan ve bloke eden bir şey olarak mı görüyorsunuz?” sorusuna, konunun çok fazla suistimal edildiği yanıtını verdi.

Şu ana kadar 484 gensoru verildiğini anımsatan Erdoğan, “Biliyorlar ki bu gensoruyu verenler, ‘Buradan ben bir netice alamayacağım’ ama bunu bildiği halde bu gensoruyu veriyor, niye biliyor musunuz? Meclis’teki çalışmayı tıkamak için.” şeklinde konuştu.

Bugüne kadar verilen gensorulardan yalnızca dördünün kabul edildiğini, 480’inin reddedildiğini belirten Erdoğan, “Niye parlamentoyu tıkıyorsun kardeşim? Biz bu ülkenin evlatları değil miyiz, bu ülkenin parlamentosu değil mi bu parlamento? Niye hızımızı kesiyorsun? İhtiyacımız var, çok çalışmamız lazım, çok gayret etmemiz lazım, bu ülkenin muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkması için bizim sıçrama yapmamız lazım ama ne yazık ki işleri güçleri hep gensorularla ön tıkamak oldu. Başaramadılar ama zaman kaybına uğradık.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanının görev süresinin beş yıl olacağını ve bir kişinin en fazla iki defa seçilebileceğini söyleyen Erdoğan, “Üçüncü yok, bu iki olmayabilir, bir olur o ayrı mesele. Mesele nerede? Millette, millet kararı nasıl verirse bu öyle devam edecektir.” ifadesini kullandı.

Yeni değişiklikle 100 bin seçmenin seçim zamanında bir cumhurbaşkanı adayı gösterebileceğini anlatan Erdoğan, “Bu da millete verilen önemin, güvenin en önemli değişiklik maddelerinden bir tanesi ama 100 bin seçmen olacak.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, olası seçim sonuçlarında farklı görüşlere sahip cumhurbaşkanı ve Meclis yapısının ortaya çıkması ihtimali hatırlatılarak, “Fesih yetkisi var ya bu fesih yetkisi mi kullanılır, yoksa başka bir yöntem mi?” şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanının fesih yetkisi yok. Saf tipler var, televizyonlara çıkıyorlar, bazıları sosyal medyada diyor ki ‘Cumhurbaşkanı burada fesih yetkisiyle güçlendiriliyor, fesih yetkisi kullanacak’ diyor, cumhurbaşkanın böyle bir yetkisi yok, yalan. Bakın o dönem tabii geçmişte kaldı, bu dönemde böyle bir şey söz konusu olmuyor. Bu yeni düzenlemeyle beraber cumhurbaşkanı böyle bir fesih yetkisine sahip olmadığı gibi eğer ülke bir erken seçime gitme durumundaysa erken seçime gitme kararını parlamento alır. Cumhurbaşkanının erken seçime götürme yetkisi dahi yok. Bunu ancak Meclis’le burada bunu yapma şeyi var erken seçimle ilgili bunun da oranları var tabii. O oranı parlamentoda yakalaması gerekiyor o oranı yakalayamadığı takdirde bunu da sağlayamaz ve böyle bir seçime gitme sadece parlamento veya sadece cumhurbaşkanı değil, aynı anda hem parlamento hem cumhurbaşkanı, böyle bir erken seçim.”

“‘100 yardımcı’ filan diye böyle safsata şeyler olmaz”

Başkan yardımcısı sayısına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, bunu söylemenin çok erken olduğunu belirterek, “Normal şartlarda şu anda cumhurbaşkanlığı seçimi, aynı şekilde parlamento seçimi 2019’un Kasım’ında olacak. O seçim geldiği zaman zaten o seçime giderken bunun da nerede, ne, nasıl olacak onlar hepsi yasalarla da düzenlenmek suretiyle ortaya çıkacaktır.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı şeyler görüşülmeden konuşulmasının doğru olmayacağına işaret ederek, “Fakat sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi de böyle yani çok çok kusura bakmayın o da kusura bakmasın yani ‘100 yardımcı’ filan diye böyle safsata şeyler olmaz.” dedi.

‘Erken seçimlerle idare edilen bir ülkede istikrarı bulamazsınız’

Bir erken seçimin söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Erdoğan, “Başbakanımızın açıklamalarına baktığımız zaman, ‘Biz erken seçim filan düşünmüyoruz’ diyor.” ifadelerini kullandı.

“Değerlendirmeniz referandumdan ne çıkarsa çıksın seçim yok anlamına mı geliyor?” sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu birinci derecede hükümetin tasarrufudur. Bana sorulsa ben de aynı kanaatteyim. Çünkü erken seçimlerle idare edilen bir ülkede istikrarı bulamazsınız. Dikkat edin hep istikrar diyoruz. Onun için de bizim 15 yılık süreçte erken seçim bir kere, o da yani erken seçim sayılmaz, 5 yılı 4 yıla indirdik ondan dolayı oldu. Onun dışında böyle bir şey asla olmadı, olmaz. Onun için de biz istikrarlı yönetimlerle bugüne geldik”.

‘Bağımsız yargı tarafından yargılanacaklarını gördükleri için kaçıp gitttiler’

Adalete yönelik eleştiriler anımsatılarak “Bu konu gerçekten bir sorun olmaktan çıkabilecek mi?” sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

“Dünyanın hiçbir yerinde adalet, sorun olmaktan çıkmaz. Mesela Amerika. Amerika’da adaletten şikayet etmemek gibi bir şey var mı? Avrupa’da var mı? Başta Almanya, Hollanda, İsviçre var mı? Bu ülkede devleti yıkma eylemine giren terörist başı FETÖ’yü bütün evrakları göndermemize rağmen alamadık, alamıyoruz. Şu anda biz halen belge gönderiyoruz. Aynı şekilde Almanya, PKK, FETÖ. Sadece 4 bin 500 dosya Almanya’ya verildiği halde bölücü terör örgütü PKK’nın o teröristlerini Türkiye’ye teslim etmiyor. Nerede adalet.

Biz sadece ülkemizi görüyoruz. Kusura bakmasınlar, eğer biz yargının bağımsız olduğuna inanıyorsak, o zaman onların vereceği karara da herkes saygı duyacak. Şimdi ülkemizden kaçıp giden bazı hakim ve savcılar, dün o makamdaydı, niye kaçıp gittiler? Çünkü o makamda bulundukları zaman yaptıkları yanlışlar sebebiyle. Şu anda onlar tarafsız ve bağımsız yargı tarafından yargılanacaklarını gördükleri için kaçıp gitmek durumunda kaldılar ve şu anda Almanya’da yaşıyorlar, başkaları da var. O tür şeyler sebebiyle kamuoyu araştırmalarından bu tür şeyler çıkabilir. Bunu kısmen de olsa iyileştirme noktasında bütün gayretlerimizi gösteriyoruz.”

‘Şu anda gündemimde böyle bir şey yok’

Erdoğan, Almanya’ya gitme konusunda, “Şu anda gündemimde böyle bir şey yok. Bütün bu gündemlerin hepsini artık 16 Nisan belirleyecek. 16 Nisan’dan sonra çok sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. Onlar da karşılaşabilir.” diye konuştu.

‘2019’a kadar bir hükümet var’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanı yardımcılığına ilişkin sözleri hakkında şöyle konuştu:

“Biz kendisi ile bir araya geldiğimizde, bazı şeyleri görüşme fırsatımız oldu ama bunlar şu anda çok erken. Çünkü 2019 hedef. 2019’dan önce neler olabilir? Onlar da ayrı bir konu. Ortada şu anda 2019’a kadar bir hükümet var. 2019’a kadar olan mevcut hükümetimizin tasarrufunda olan bir çok şeyler var. Benim tasarrufumda olan değil de hükümetimizin. 2019’dan sonra yapılacak bir seçimde diyelim ki eğer şahsım aday gösterilirse ayrı bir konu. Gösterilmezse ayrı bir konu. Gösterilip çıkacak netice birçok şeyin de değerlendirilmesinin önünü açacaktır. Bu da ne zaman? Kasım 2019’dan sonra.”

‘Bunun abartılı bir hale gelmemesi gerekir’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD seyahatlerinde uçakta elektronik cihaz kısıtlamasıyla ilgili, “Temennim odur ki bir an önce bu yanlıştan vazgeçilir. Güvenlik üzerinde durulabilir doğrudur. Ama bunun abartılı bir hale gelmemesi gerekir diye düşünüyorum. Yalnız Türkiye için değil diğerleri için de bu haksızlık. Modern bir dünyada laptopuna varıncaya kadar A’dan Z’ye X-ray’larda aranan ve o şekilde gönderilen bunlar içinde akademisyenleri var, işadamları var.” dedi.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X