Umut K.’nin annesi Hanife K. (54) ise “Rebecca Sillaber uyuşturucu kullandığı için torunuma Almanya’da sosyal hizmetler el koyacaktı. Bu nedenle Türkiye’ye geldi. Nazar’ın elinden alınacağını bile bile Almanya’ya gitmek istemesi üzerine böyle bir olay gerçekleşti” dedi.
Almanya’da yaşayan Umut K., birlikte olduğu Rebecca Sillaber ve 11 aylık çocukları Nazar’la birlikte Ağustos ayında Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine geldi. Çift burada yaklaşık 1 ay Umut K.’nin annesi Hanife K.’nin evinde kaldı. Ancak daha sonra Umut K., Nazar’ı da alıp, kayıplara karıştı. Rebecca Sillaber de Mustafakemalpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek, şikayetçi oldu. Sillaber ifadesinde, “Türkiye’ye evlenmeye geldik ama burada yaşayamayacağımı anlayınca, gitmek istediğimi söyledim. Çarşıda gezerken tuvalete gittim, Umut çocuğumu alarak kayıplara karıştı” dedi.
‘REBECCA UYUŞTURUCU KULLANDIĞI İÇİN ALMANYA’DAN KAÇTI’
Olayın ardından Almanya’ya dönen Rebecca Sillaber, sosyal medya hesaplarından ağlayarak yayınladığı videosunda, Nazar’ın bulunması için yardım istedi. Ülkesinde gündem olan anne, çok sayıda Alman yayın organında haber oldu.
Umut K.’nin annesi Hanife K. ise Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirine, yaptığı açıklamada, Rebecca Sillaber’in Türkiye’ye tatile gelmediğini savunarak, “Rebeca uyuşturucu bağımlısı, hatta satıcılıktan soruşturması da var. Bu nedenle Almanya Sosyal Hizmetler Kurumu, Nazar’ı annesinin elinden alacaktı. Bunun üzerine Rebecca bana mesaj atarak, sosyal hizmetlerin her şeyi bildiğini belirtti. Daha sonra hiç parasının olmadığını, torunum Nazar’ın makarna yediğini, annesiyle de kavga ettiğini söyledi. Ama Rebecca’nın uyuşturucu madde kullandığını, bu nedenle Türkiye’ye gelmek istediğini öğrendim. Daha sonra Rebecca ile oğlum Umut, Türkiye’ye yerleşmek istediklerini söylediler. Yanımıza geldiler. İlk başlar iyi gidiyordu. İkinci hafta kriz geçirmeye başladı. Çocukla hiç ilgilenmiyordu, kavga çıkarıyordu, sürekli geziyordu” dedi.
‘HAMİLELİĞİ SIRASINDA BİLE UYUŞTURUCU KULLANMIŞ’
Rebecca Sillaber’in uyuşturucu bağımlısı olduğunu iddia eden Hanife K., “Yıllardır uyuşturucu kullanıyor. Bir yıldır oğlumla birlikte oturuyor. Hamileliği sırasında bile uyuşturucu kullanmış. Bunların hepsi doğumda çıkınca sosyal hizmetler olay el koydu. Haftanın 3 günü Rebecca ve torunum sosyal hizmetlerin gözetimi altındaydı” diye konuştu.
Umut K.’nin, kızıyla gittiği sabah Rebecca’nın telefonla konuşmasını duyduğunu söyleyen Hanife K. şunları söyledi:
“Oğlum Rebecca’nın annesiyle konuştuğunu, saat 16.00 sıralarında annesinin tanıdıklarının Rebecca’yı İstanbul’dan alacağını duymuş. Telefon konuşmasından sonra Rebecca kendisinin ve Nazar’ın eşyalarını topladı. Oğlum Rebecca’ya çok yalvardı. Almanya’ya döndüğü takdirde Nazar’a Sosyal Hizmetler Kurumu’nun el koyacağını söyledi. Ama Rebecca bunu umursamadı. Bu sırada Almanya’dan bana para yatmıştı. Ben de onları çarşıya gönderdim, hem parayı çeksinler hem de gezsinler, biraz yumuşasınlar diye. Çarşıya çıktıktan sonra Umut beni arayarak Rebecca’nın yumuşamadığını, kendisinin çocuğunu Almanya’ya göndermek istemediğini söyledi. Oğlumla Rebecca tartışmışlar. Umut beni tekrar aradı ve torunumu bir günlüğüne evden uzaklaştırmamı istedi. Bunun üzerine ben de torunumla halama gittim. Daha sonra Umut geldi. Rebecca’nın fikrinden vazgeçmediğini, Almanya’ya dönmek istediğini, Türkiye’den nefret ettiğini, insanların iyi olmadığını söyledi. Umut, Nazar’ı da alarak evden ayrıldı.”
‘TORUNUMUN ALMANYA’DA HİÇBİR GELECEĞİ YOK’
Rebecca Sillaber’in yalan söylediğini öne süren Hanife K., “Yapılan haberler asılsız tek taraflı haberler. Bugüne kadar bize kimse, durum hakkında bir şey sormadı. Oğlum soy ağacını korumak zorunda. Bu nedenle avukatımıza vekalet verdik. Ben Türk vatandaşıyım, oğlum Türk vatandaşı. Torunum da Türk vatandaşı olacak. Türk adaletine güveniyoruz ve sığınıyoruz. Torunumun Almanya’da hiçbir geleceği yok. Rebecca buraya gezmek için gelmedi. Sosyal Hizmetler Kurumu, Rebecca’nın madde kullandığını biliyordu. Bana Sosyal Hizmetler Kurumu’nun her şeyi bildiğini, acilen Almanya’yı terk etmesi gerektiği yönünde mesaj attı. Temelli gelmenin zor olduğunu söylesem de Almanya’yı terk etmesi gerektiğini belirtti. Çünkü uyuşturucu satıcılığı da yaptı. Yani hem satıcılıktan hem de kullanıcılıktan davası var. Aslında Rebecca Sillaber buraya tatile gelmedi, temelli yerleşmek amacıyla geldi” dedi.
Oğlunun Nazar’ın annesiyle Almanya’da iyi bir geleceğinin olduğunu düşünmediğini belirten Hanife K., torunlarının Türkiye’de daha iyi bir geleceği olduğunu ifade etti.
‘DAVA AÇTIĞIMIZI DUYUNCA TÜRKİYE’Yİ TERK ETTİ’
Nazar’ın velayetini alabilmek için dava açtıklarını belirten Avukat Figen Şahin Sarıbal da “Nazar, Türk bir babadan, Almanya’da, evlilik birliği dışında olmuş. Henüz Türk vatandaşlığını alamamış yaklaşık 10 aylık bir çocuğu, Alman vatandaşı olması ve velayetinin kendisinde olması sebebiyle annesi yurt dışına götürmek istemiş. Fakat babası da bazı nedenlerden dolayı, çocuğunun yurt dışına çıkmasını istememesinden dolayı, çocuğu annesinden uzaklaştırmış. Nazar bebeğin doğum belgesine Umut’un ismi baba olarak geçilmiş. Ancak Umut’un, Türk konsolosluğuna giderek, Nazar’ı kendi soyadına geçirmesi gerekiyordu. Rebecca Alman vatandaşı olduğu için ve doğum sırasında bekar olduğuna dair belge olmamasından dolayı, ivedilikle babalığın tespiti davası açtık. Bu davada Rebecca’nın Türkiye’de vermiş olduğu adrese tebligat yaptık. Bu tarihte Rebecca, Mustafakemalpaşa ilçesindeydi. Emniyet müdürlüğü tarafından kendisine Alman bir tercüman atanmıştı. Biz emniyeti aradık, davayı açtığımızı, dosyayı ve bu davadan Rebecca’nın haberdar edilmesini, varsa avukatının tarafımıza ulaşmasını, şayet avukatı yoksa da kendisine atanmış bir tercümanla birlikte aile mahkemesine giderek, dava dilekçesi alması gerektiğini söyledik. Fakat Rebecca bunları yapmak yerine, davanın açıldığını öğrendikten bir hafta sonra Türkiye’yi terk etti. Tebliğgatlar, Türkiye’de karşı tarafı temsil eden bir avukatın olmaması nedeniyle tebliğ edilemedi. Bu yüzden davanın taraf teşkilinin sağlanabilmesi için dilekçemiz Almanca’ya tercüme edilecek. Daha sonra Rebecca’nın Almanya’daki adresine tebliğ edilecek. Tebliğ yapıldıktan sonra da konsolosluk aracılığıyla Rebecca’nın doğum yaptığı tarihte bekar olduğuna dair resmi bir yazı aldıktan sonra bizim için artık Nazar tam anlamıyla Türk babadan olan Türk vatandaşı olacak” dedi.
‘REBECCA’NIN UYUŞTURUCU KULLANDIĞI DELİLLERLE SABİT’
Nazar’ın Türk vatandaşı olmasının ardından velayetle ilgili dava açacaklarını belirten avukat Figen Şahin Sarıbal, “Rebecca’nın Nazar’ın kaçırıldığını iddiasını yayınladığından beri sürekli uluslararası, ulusal basında ve sosyal medyada yüzlerce haber çıktı. Rebecca’nın ağlayarak çocuğunun kaçırıldığı, Türk polis ve yetkililerinin kendisiyle ilgilenmediği şeklinde, ülkemizi zor duruma sokacak doğru olmayan bir çok haber yapıldı. Rebecca’nın uyuşturucu bağımlısı olduğu delillerle belli. Rebecca’nın uyuşturucu bağımlısı olmasından kaynaklı çocuğunu emziremediği, anne sütü veremediği belgelerde mevcut. Ceza soruşturması geçirdiği belli. Bizim şu an tek korkumuz, Almanya yasalarına göre uyuşturucu maddesi annenin çocuğu elinden alınarak sosyal hizmetlere teslim ediliyor. Bu durumda sadece kayıtlarda baba olan Umut’un Nazar’ı kendi velayetine geçirmesi mümkün değil. Hızlı şekilde Nazar’ın Türk vatandaşlığının alınması gerekiyor” diye konuştu.
UMUT NAZAR’I TÜRKİYE’DE EN İYİ ŞEKİLDE YETİŞTİRMEK İSTİYOR
Velayet hususunun mahkemece değerlendirileceğini söyleyen avukat Sarıbal, “Eğer bizde kalırsa velayet, anne istediği zaman gelip görebilecek. Annede kalırsa, Türk olduğu için biz en azından Türk hukukundan doğan haklarımızı kadar kullanabileceğiz. Çünkü daha önce Rebecca, Umut’la tartıştığı dönemde Alman hukukundan güç bularak, aylarca bebeği Umut’a göstermemiş. Şimdi aynı korkuyu tekrar yaşıyor Umut. Çocuğunu kaybetmemek için, çocuğuna daha iyi bir gelecek vermek için, bir an önce vatandaşlığını kazandırıp, Türkiye’de Nazar’ı en iyi şekilde yetiştirmek istiyor” diye konuştu.