Kaya, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Şehirde hayvancılık her geçen sene biraz daha kan kaybediyor, tarım bitmek üzere, sanayi ve turizm ise yok.
Hâliyle göç çok.
Ekonomik sıkıntılara kentte sosyal hayatın bulunmaması da eklenince gençler doğal olarak başka illere gidiyor.
Doğu Karadeniz’de Çoruh Nehri’ne yaslanan kent Bayburt’tan söz ediyoruz.
Bursa Büyükşehir Belediyesi; Bayburtlu ve Gümüşhaneli muhtarlar, dernek başkanları, meclis üyeleri ve gazetecilerle çeşitli programlara katılmak amacıyla Bayburt ve Gümüşhane’ye 3 günlük mini bir gezi düzenledi.
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum.
Bu tür etkinlikleri hayli kıymetli buluyorum.
Özellikle Bursa gibi geçmişte yoğun göç alarak âdeta Türkiye’nin mozaiği hâline gelmiş bir şehrin Anadolu ile bağlarını her zaman kuvvetli tutması gerektiğini düşünüyorum.
İlk durağımız olan Bayburt’a gitmek için İstanbul’dan uçakla Erzincan’a hareket ettik.
Ardından kara yolu ile kıraç arazileri katettik.
Dağların ortasındaki uzun ince, bol virajlı yollardan geçtik.
Doğanın nadide güzelliğini bazen cömertçe sergilemekten hiç çekinmediği bu coğrafyada çok sayıda doğal su kaynağını hayranlıkla gözlemledik.
Ancak kimi zaman hayıflanmadan da edemedik.
Zira madencilik faaliyetlerinin suların o eşsiz berraklığını bulanıklaştırdığına şahitlik ettik.
Bayburtlu dostlar dere yataklarının imar uygulamaları nedeniyle daraltıldığını söyleyince de ister istemez öfkelendik.
Yine neden dedik.
Yer ve zaman tanımayan bu rant hırsı neden?
Yaklaşık 85 bin nüfusa sahip Bayburt’a ulaşınca yolların boşluğu, bir büyükşehire göre son derece ıssız sokakları açıkçası bize dinginlik verdi.
İnsan burada huzur bulur dedirtti.
Aslında bizimkisi şüphesiz ki geçici bir histi.
Dürüst olmak gerekirse metropol yaşantısından bunalanların anlık tepkilerinden ibaretti.
Çok sayıda Bayburtlu ile sohbet edince bu düşüncem pekişti.
Neden mi?
Yazının başında belirttiğim gibi Bayburt’ta tarım, turizm, sanayi yok ki.
Diyelim ekonominiz iyi.
Sosyal yaşantı bağlamında eksiklikler de had safhada Bayburt’ta…
Zaten bu nedenle şehre hiç turist gelmiyor.
Oysaki Aydıntepe Yer Altı Şehri’nden Kenan Yavuz Etnografya ve Baksı Müzesi’ne, Sırakayalar Şelalesi’nden Dede Korkut Türbesi’ne kadar üzerine biraz düşülse cazibe merkezi olabilecek çok sayıda zenginliğe sahip bir kent Bayburt.
Ancak ne yazık ki şehrin tanıtımı, sosyal hayatın canlanması adına hiçbir şey yapılmıyor.
Kentte mutlaka görülmesi gereken yerler merkezden uzakta yer alıyor.
Bu noktalara belediye otobüsü seferlerinin dahi düzenlenmemesi turizmcilerin tepkisini çekiyor.
Öte yandan şunu da ifade edelim.
Türkiye’ye Bayburt da lazım Bursa da İstanbul da…
Her il potansiyelini sonuna kadar kullansın şüphesiz ancak herkes bir Bursa, İstanbul olmayı da düşlemesin.
Bu gerçekçi olmadığı kadar gerekli de değil.
Anadolu’daki kentleri ziyaret ettiğimizde Bursa’ya olan ilginin giderek yükseldiğini gözlemliyorum. Aslında sadece Anadolu’da değil yurt dışında da ilginin arttığı kaydediliyor. Bayburt özelindeki izlenimlerimin devamı diğer yazıda.

Flipboard