Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İsviçre’nin Crans Montana kentinde temmuz ayında yapılan Kıbrıs Konferansı’nda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in taraflara sunduğu çerçeveye yönelik yaptığı çağrıyı Rum lideri Nikos Anastasiadis’in reddettiğini bildirdi.
Akıncı, yaptığı açıklamada, 30 Nisan’da yaptığı “Rum tarafı, Guterres çerçevesini sulandırmadan, olduğu şekliyle kabul etmeye hazırsa, stratejik bir paket anlaşması olarak ilan edelim.” çağrısını Rum lideri Anastasiadis’in kesin bir dille reddetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Çağrısına olumsuz cevap veren Rum liderinin kaygı verici bu tutumunun sürpriz olmadığını ifade eden Akıncı, Kıbrıs’ta çözüm istediğini söyleyen Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların, onların örgütlerinin, aynı zamanda başta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası toplumun bu durumu objektif olarak değerlendirmelerinin şart olduğunu vurguladı.
Akıncı, Anastasiadis’in söz konusu açıklamasıyla bir kez daha siyasi eşitlik kavramını ve tarafların yönetime etkin katılımını reddederek kararların basit çoğunlukla alınabileceği bir düzeni istediğini tekrarladığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs Rum liderliği bu tavırla, tersini söylemesine rağmen, adada statükonun devamını tercih ettiğini ortaya koymaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Rum tarafının çerçeveyi benimsemediğinin bir kez daha ortaya çıktığını kaydeden Akıncı, şu ifadeleri kullandı:
“Anastasiadis, Crans Montana’dan itibaren Guterres çerçevesini benimsediğini defalarca tekrarlamış olsa da gerçekte durumun böyle olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Verdiği mülakatta, bu çağrımı kesin bir dille reddetmiş bulunmaktadır. Şunu ifade etmek isterim ki 30 Haziran 2017’de sunulan tek bir çerçeve vardır ve bu çerçeveyi, 23 Eylül 2017 tarihinde New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığımız görüşmede de teyit ettiğimizi daha önce de açıklamıştım. Çünkü Crans Montana’da da aynı noktadaydı, bugün de o noktadadır. BM Genel Sekreteri’ne yazdığı mektuplarda da 30 Haziran tarihli çerçeveye atıfta bulunsa da belirttiği görüşlerle çerçevenin dışında olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Atmış olduğum bu önemli adımın daha önceki örneklerde olduğu gibi bu defa da karşılıksız kalmış olmasından dolayı elbette üzüntü duymaktayım. Bu adım, tarihi sorumluluk bilinciyle, Kıbrıs’ın bir bütün olarak barış içinde daha güzel bir geleceğe ulaşabilmesi ve her iki toplumun eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde çağdaş bir yaşama kavuşabilmesi için alınmış bir inisiyatifti.”
Kıbrıs müzakereleri, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın göreve gelmesinin ardından BM Genel Sekreterinin eski Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin arabuluculuğunda Mayıs 2015’te yeniden başlamış, geçen yıl temmuz ayında İsviçre’nin Crans Montana kentinde yürütülen Kıbrıs Konferansı’ndan sonuç çıkmamıştı.
Müzakereler, “Ekonomi”, “Avrupa Birliği”, “Mülkiyet”, “Yönetim-Güç Paylaşımı”, “Toprak” ile “Güvenlik ve Garantiler ” olmak üzere 6 temel başlıktan oluşuyordu.