Aytaç Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğunda zorlu bir süreç yaşadığını ama bu sürecin karakterinin oturmasında önemli bir rol oynadığını belirterek, şöyle konuştu:
“Çoğu Türk futbolcusu zorluktan gelmiştir. Okula giderken arkadaşlarım bazen bana para veriyordu. Öyle zorluktan geldim. Bazen onlar yardım ediyordu. Vefa benim için çok önemli, hayatım boyunca her zaman olacak. Dediğim gibi elimden geldiğince kendi arkadaşlarıma, çevreme yardım etmeye çalışıyorum. Öyle ekstra yönünü değiştirdiğim kimse olmadı hayatımda ama sonuçta vefayı hiçbir zaman unutmadığım için çok mutluyum. Doğma büyüme İzmirliyim. Bütün çevrem, arkadaşlarım orada. Bir de benim çok fazla çevrem olduğu için onlarla hala güzel zamanlar geçiriyorum. Onlar da beni çok sever, sayar. Çünkü onlar da benim nasıl bir insan olduğumu bildikleri için hiçbir zaman yalnız bırakmazlar. Biz her zaman birlikteyiz, sonuna kadar da devam.”
“En büyük hedefim tekrar milli takıma dönmek”
Kasımpaşa’daki performansıyla yeniden milli takıma dönmeyi istediğini belirten Aytaç, “Kasımpaşa’da hedefler takımımızı daha ileriye taşımak. Zaten bu amaçla geldim. Kemal hoca ile daha önce çalışmıştım, beni tanıyordu. Altay’da oynadığım dönemden beri beni takip eden bir hocam. Onun isteği, başkanımızın desteği ile buraya geldim. Futbol oynadığım sürece hedeflerim her zaman devam ediyor, hiçbir zaman bitmeyecek. Kendimi de takımımı da ileriye taşıyarak, en büyük hedefim tekrar milli takıma dönmek. Bunu da inşallah bu sene gerçekleştiririm.” ifadelerini kullandı.
Gittiği takımlarda kendisinden beklentilerin hiçbir zaman üzerinde baskı oluşturmadığının altını çizen Aytaç Kara, “Hiçbir zaman baskı olmadı. Benim karakterim güçlü bir karakterdir, baskıyı kaldırabilecek de bir karakterdir. Benden beklentilerin ne kadar çok olduğunu biliyorum. Sahaya çıktığımda da dışarıda da insanların her zaman bana karşı farklı bir bakış açısı var. Bunun farkındayım, bunun bilincindeyim, hiçbir zaman sıkıntı yaşamadım. Sadece futbol oynadığım dönemde bir iki kritik sakatlığım oldu, bu tabii daha ileriye taşıyabilecekken kendimi biraz durma sebebim oldu. Bunlar da nasip kısmet, Allah böyle nasip etti. Onun için hiçbir sıkıntım yok baskıyla, bunu kaldırabilecek karakterde ve tecrübedeyim. Çünkü uzun yıllardır bu ligde oynuyorum.” şeklinde konuştu.
“Trabzonspor’da hiç kimse bana git demedi”
Aytaç, “Bursaspor tarihinin en sıkıntılı, Trabzonspor’un da yeniden yapılanma döneminde kadroda bulundun. Bunlar bir yana, beklenen çıkışı yapamamanda kendinde ne tür hatalar görüyorsun?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bazen her şey insanın kendisinde bitmiyor. O an bulunduğu ortamın da güzel olması, bulunduğu takımın da iyi olması gerekir. Oyuncuların bir bütün olup takım için mücadele etmesi gerekir. Tabii ki bahaneler yok ama kötü olduğum zamanlar oldu. Trabzonspor’da bir sakatlık geçirdim, 7 ay uzak kaldım. Dönüşünde çok kolay toparlayamadım, çünkü çok zor bir sakatlıktı. Bunlardan sonra dönüş kolay olmuyor, insanların düşündüğü gibi de olmuyor. O dönem kötü bir dönem geçirdim, zaten Trabzonspor’dan ayrılma sebebim de oydu. Trabzonspor’da hiç kimse bana ‘git’ demedi. Ama tekrar kendimi bulabilmek için ayrıldım. Bunu da gerçekleştirdiğimi düşünüyorum. Geçen sene değil, ondan önceki sene Malatya’da bir çıkış yakaladım, geçen sene Bursa’da kendi performansım olarak istediklerimi yaptım ve tekrar milli takıma döndüm. Ama dediğim gibi her şey insanın kendisinde bitmiyor, bulunduğu ortamın da bir bütün olarak olması gerekiyor.”
“Bursa’ya gittiğim için hiçbir zaman pişman olmadım”
Yeni Malatyaspor’da iyi bir çıkış yakaladığını ancak o dönemde tercihinin Bursaspor olduğunu aktaran lacivert-beyazlı oyuncu, şöyle konuştu:
“Malatya’ya kiralık olarak gitmiştim, Trabzonspor’a o yüzden geri döndüm. Tekrar teklif geldi (Yeni Malatyaspor’dan) ama Bursaspor teklifi olunca da Bursaspor’u tercih ettim. Sonuçta herkesin bir tercihi olabiliyor futbolda, profesyonel insanlarız. Bursa’ya gittiğim için hiçbir zaman pişman olmadım. Çünkü düşüncelerimi geçen sene tekrar gerçekleştirdim. Takımıma daha fazla katkı verebilmek, kendimi daha iyi geliştirmek, her yıl üstüne koymak ve tekrardan milli takıma gitmek. Bir Türk futbolcusunun en büyük hedefi budur zaten. Önemli olan kalıcı olabilmek, milli takımla alakalı şimdiki hedefim de budur. Oraya tekrar dönüp, kalıcı olabilmek.”
A Milli Futbol Takımı’nda yeniden yapılanma değil bir hava değişimi olduğunun altını çizen Aytaç Kara, “Bence bu yeni yapılanma değil, Lucescu da bu dönemde olan tüm genç oyuncuları çağırıyordu. Hatta ilk Lucescu çağırdı diye düşünüyorum. Sonuçta Cengiz bana göre milli takımın en önemli oyuncusu, Yusuf’u, Abdülkadir’i… sadece bir değişim oldu diye düşünüyorum. O hava değişimi iyi geldi. İnşallah bu şekilde milli takımımız devam eder.” şeklinde görüş belirtti.
Kasımpaşa’nın geçtiğimiz sezonun ilk yarısında gerçekleştirdiği çıkışı bu sezon da yapabileceğine inandığını kaydeden Aytaç Kara, şu ifadeleri kullandı:
“Ligimizin aslında sahaya çıktığında rakibinden daha fazla mücadele edersen, daha fazla istersen kolay bir lig olduğunu düşünüyorum. Çünkü baktığınızda ligimize, her takım her takımı yenebiliyor. Bunun kolay olduğunu görebiliyoruz ama sahada diğer rakibinden biraz üstün olman gerekiyor. Bunun için de bir bütün olarak hepimizin inanması gerekiyor. Şöyle söyleyeyim, biz arkadaşlarım, ben, ekibimiz, hocalarımız, başkanımız bir bütün olarak inanırsak bu ligde başarının çok kolay olduğunu düşünüyorum. Sekiz, dokuz senedir bu ligde oynuyorum, şu zamana kadar da hep öyle gördüm. Kasımpaşa da bunu tekrarlayabilir. Geçen sene bunun örneğini gösterdiler, ilk yarı ikinci sıradaydılar. Ona inanmak gerek, ona inanırsan çok kolay olduğunu düşünüyorum.”
“Takımımın kazanması için hırçınlığım var”
“Senin için hırçın futbolcu yorumları yapılıyor. Buna katılıyor musun?” sorusuna ise Aytaç Kara, şu yanıtı verdi:
“Katılıyorum ama ben bunu yeni olmadım. Sonuçta 16 yaşında Altay’da profesyonel oldum, o zamandan gelen bir şey. Bu benim saha içindeki karakterim. Saha içinde gerçekten hırçınım ama kötü anlamda bir hırçınlık değil bu. Her futbolcu takımı için bir şeyler yapar ama benim, takımımın kazanması için kötü anlamda değil iyi anlamda bir hırçınlığım vardır. Mesela gidip rakip takımdaki arkadaşıma tekme atma ya da onu sakatlayacak bir hareket anlamında değil. Sadece topa karşı bir sertliğim vardır, hırçınlığım vardır, kazanma hırsıyla. Benim hırçınlığım bu yöndedir, kötü yönde değil. Bundan da hiçbir zaman pişman olmadım, uyarılara rağmen, böyle de devam edeceğim diye düşünüyorum.”
Aytaç, kariyerindeki unutamadığı anlar sorulduğunda ise “Unutamadığım an, benim için dönüm noktası olan sakatlığım olabilir. Çünkü 20 yaşında yaşadım ve çok zor bir sakatlıktı. Kariyer olarak da sezon sonunda planladığımız şeyler de vardı. Bitime 3 hafta kala olunca bu benim için unutulmayacak bir andır. Bunun yanında attığım bütün gollerde çok mutlu olduğum için ekstra ‘şu gol böyle oldu’ diyemem. Attığım bütün gollerde dünyanın en mutlu insanıyım. Sivas’a da 90+3’te attım, Fener’e de 90+2’de attım, onlar öyle nasip oldu. Güzel anlardı onlar. Futbolcuya sorarsanız ‘en mutlu anın hangisi’ diye, attığı golleri söyler başka bir şey söylemez.” ifadelerini kullandı.