MHP Lideri Devlet Bahçeli, darbe girişimi sonrası ilk grup toplantısında, milletvekillerine seslendi:
“Türkiye şu anda kör bir çıkmazdadır.
Cumhuriyet tarihinin en kırılgan, en yürek yaralıyıcı dönemini yaşıyoruz. Bu nedenle ortak akılla hareket etmek zorundayız.
Türkiye yoğun bakımda, yoğunlaşmış risk altındadır.
Türk milleti demokraside karar kılmış, iktidar değişiminin nasıl olacağı yıllar önce belirlemiştir. Seçimle gelen seçimle gidecektir… Erken kalkanın darbe yaptığı dönemler artık geride kalmıştır, geride kalmak zorundadır.
Darbe demokrasinin uçurumdan atılmasıdır… Partimiz 47 yıllık şerefli geçmişinde darbelerden en çok zarar gören demokrasi anıtıdır. Hiçbir zaman darbeleri desteklemedik, demokrasinin yanında kaldık.
Uçakları Ankara semalarında gördüğümüz anda harekete geçtik, yaşananları izledik, olağan dışı askeri hareketlenmeyi gördük. Türkiye’nin büyük bir tehlike içinde olduğunu anladık. Hükümetin ve miletin yanıda olduğumuzu bizzat Başbakan’ı arayarak ilettik… Ama, ancak demedik; bize de yarar mı, bize de bir şey düşer mi diye düşünmedik.
Okyanus ötesi devlete sızarken bizim haricimizde rahatsız olan yoktu.
Milliyetçi Hareket Partisi, bedeli ne olursa olsun milletin onay vermediği hiçbir ilişki ağının içinde olmadığı gibi, buna tepkisiz de kalmayacaktır. Ülkenin huzur ve istikrarı için tek çare demokrasidir.
15 Temmuz’da kabus ve kapkara bir gece yaşanmıştır. Bu rezillerin PKK ve IŞİD’den ne farkı vardır. Asker görünümlü bu cahiller, vatan hainleri Türkiye düşmanlarıdır. Bunların paralel yapının uzantıları olmaları meselenin bir diğer yüzüdür.
Türkiye ipten alınmıştır. Millet, medya, STKL’lar, üniversiteler… 7’den 70’e tüm Türkiye darbeye direnmiştir.
TSK içinde kanun dışı bir yapılanma olduğu kesinleşmiştir. Bunun arkasında da Gülen cemaati olduğu anlaşılmaktadır. Tüm kritik yerlere bunlar gelmişler. Gün eleştiri günü değildir ama ama bazı sorulara cevap aramak sorumluluğumuzdur.
2. Ordu, Hava Kuvvetleri eski komutanı ve çok sayıda tuğgeneralin içinde bulunduğu darbeciler bu ülkeye karşı nasıl bir ihanet işbirliklerinin tarafı olmuşlardır. Terörle mücade bunlar tarafından sabote edilmiş midir? Şehit haberlerinin gelişinde, darbe planının altyapısı kurmak mı vardır? Vahim sorulardan bazıları bunlardır.
İdam talebi çok sık dillendirilmektedir. AKP hazırsa biz de varız, biz de bu cezanın verilmesine sıcak bakar, gereğini de gönül huzuruyla yaparız.
SOSYAL MEDYADAKİ FOTOĞRAF
Doğru olup olmadığı henüz belli değilse de, bir askerin kafasının kesilmesi tarif ve izahı olmayan bir canavarlıktır. Her şey bir yana, hayatını kaybetmiş bir mehmetçiğin başında bozkurt işaretiyle fotoğraf çektirip sosyal medayada yayınlayan iblis uşağı yaratık, neredeyse bulunup darbecilerle birlikte cezalandırılmalı; doğduğuna pişman edilmelidir.
12 Eyül’de haklı olmamıza rağmen asklere el kaldırmadık. Yıllarca davacı olmadık. İçin için ağladık ama ‘ne yapalım, devlete ne söyleyelim’ dedik, işimize baktık. Çile çektik… Demem odur ki, mehmetçiğe zulüm, TSK’yı topluca suçlamak, infaz etmek kime ne kazandırır. Mehmetlerimize kıymayalım…”