Bahçeli’den kritik randevu öncesi çağrı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerine ilişkin, açıklamalarda bulundu.

Bahçeli’den kritik randevu öncesi çağrı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti ve CHP arasındaki koalisyonun bir an önce kurulması gerektiğini belirterek, “AKP ile CHP’den beklentimiz, Türkiye için istikşafi görüşmelerden sonra inisiyatif almaları, inkişafi bir koalisyon hükümetinde buluşmalarıdır. Bir hükümet kurulması için gerekli olan anayasal sürenin geride kalan 13 günlük takvim süresi boşa harcanmamalı, istikrarsızlık planı yapan çevrelere fırsat verilmemelidir” ifadesini kullandı.

Bahçeli, AK Parti-CHP arasındaki koalisyon görüşmelerine ilişkin yazılı açıklamasında, milletvekilliği genel seçiminin üzerinden 65 “uzun” gün geçmesine rağmen demokratik normalleşme, siyasi uzlaşma ve istikrar özlemlerinin henüz vasat bulamadığını kaydetti.

Ekonomik dengelerdeki bozulma, sosyal gerilim ve siyasal cepheleşmelerdeki yoğunlaşmanın, bölücü terör örgütünün “hain” saldırılarının eş zamanlı mesafe aldığını bildiren Bahçeli, olağanüstü bir dönemden geçen Türkiye’nin “tam bir istikrarsızlık ve belirsizlik sarmalında” olduğunu, şartların oldukça ağırlaştığını ve gelişmelerin vahim bir sınıra dayandığını savundu.

Bahçeli, Türk milletinin her yönden ateş altına alındığını ifade etti.

AK Parti-CHP arasındaki koalisyon görüşmeleri

AK Parti ile CHP heyetleri arasındaki istikşafi görüşmelerin 24 Temmuz’da başladığını ve 3 Ağustos itibarıyla sona erdiğini anımsatan Bahçeli, aradan geçen bir haftalık süre zarfında, istikşafi toplantılarla somutlaşan görüş ve değerlendirmelerin, hazırlanan raporlar vasıtasıyla muhatap genel başkanların bilgisine sunulduğunu aktardı.

Bahçeli, bundan sonra, AK Parti-CHP arasında kurulması gündemde olan bir koalisyon hükümetine son karar ve şeklin bu iki partinin genel başkanları tarafından verileceğini hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:

“Anlaşılmaktadır ki, AKP’nin kafası karışık, onlarca saat görüşmesine rağmen CHP’yle ortaklığa soğuktur. Sayın Davutoğlu’nun hükümeti kurma görevi almasından bu yana geçen 33 günlük sürede koalisyon teşekkülü konusunda umut verici bir mesafe alınamadığı ve güven ortamı tesis edilemediği aşikardır. Türkiye’nin bu denli sıcak ve sorunlu bir gündemi varken; AKP ile CHP’nin kaçak güreşmesi, birlikteliğe yanaşmaması, masayı devirmek için bahane arayışları bir defa siyasi sorumsuzluk örneğidir. Bugüne kadar heyetler arasındaki görüşmelerin verimli ve yararlı geçtiği ısrarla vurgulanmış, beklentiler hep canlı tutulmuştur. AKP’nin açıkladığı 10 maddelik koalisyon ilkeleriyle CHP’nin kamuoyuyla paylaştığı 14 maddelik ilkeler demetinin benzerlikler taşıdığı da taraflarca ifade ve iddia edilmiştir. Ne var ki, 5 tur süren istikşafi görüşmelerin makul ve mutlu bir neticeye ulaşmak yerine, zaman geçirmek için sürdürüldüğü, zevahiri kurtarmaya hizmet ettiği kanısı oldukça yaygınlaşmıştır. AKP ile CHP’nin birbirini yoklaması, keşfe çıkması, nabzını ölçmesi günler ve saatler süren toplantılarla hala olumlu bir kanaate ulaşamamaları Türkiye adına müessir bir kayıptır. Sayın Davutoğlu, kaçak sarayın telkin ve tazyiki altında günlerdir koalisyon meselesini yokuşa sürmekte, vakit israfıyla meşgul olmaktadır.”

“Bu iki parti, tarihin kendilerine yüklediği büyük sorumluluktan kaçmamalı”

Bahçeli, CHP’nin hükümete girme iştah ve istediğinin her seferinde akamete uğradığını bildirerek, “bu anlamsız, izah ve tanımı çok zor istikşafi oyalanmaların” Türkiye aleyhine olduğunun kuşku götürmez bir gerçek olduğunu savundu.

“Toplumsal yarılmanın tamir ve onarımı, sosyal ve siyasal bölünmüşlüğün kaynaştırılması AKP-CHP arasında kurulacak bir koalisyon hükümetini her açıdan zorunlu kılmaktadır” değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, şöyle devam etti:

“Bu iki parti, tarihin kendilerine yüklediği büyük sorumluluktan kaçmamalı, milli menfaatler doğrultusunda hükümet kurmak için kolları sıvayacak irade ve özeni sergileyebilmelidir. AKP ile CHP genel başkanlarının daha fazla zaman kaybına izin vermeden koalisyon zemininde bir araya gelmek için fedakarlık göstermeleri ülkemiz için hayati önemdedir. Türkiye’nin geçici hükümetle daha fazla devam ve idaresi mümkün olmadığı gibi doğru da değildir.”

“Aziz milletimiz her gün tarifsiz acı ve kayba mahkum edilmektedir”

Bahçeli, PKK terör örgütünün “kanlı” saldırılarında artan şehadetlerin, tahammül eşiklerini aştığını, milli infiale yol açtığını ve ülkenin kan gölüne döndüğünü ifade etti.

Sadece bugün, Şırnak’ta biri asker, 5’i polis olmak üzere 6 vatan evladının, İstanbul Sultanbeyli’de ise bir polisin şehit düştüğünü anımsatan Bahçeli, bu düşmanca ve alçakça yapılan saldırılara dayanma ve katlanmanın artık söz konusu olmayacağını belirtti.

Türkiye’nin, hain terörün fitne kuşatmasına alındığına, iç huzur ve güvenliğin ağır yara aldığına, canlı bombalar, bomba yüklü araçların Türkiye’nin her yöresini kana buladığına vurgu yapan Bahçeli, “Aziz milletimiz her gün tarifsiz acı ve kayba mahkum edilmektedir. Devlet otoritesi sarsıldığı gibi, birlikte yaşama iradesi kırılmakta, kardeşlik iklimi zehirlenmektedir. PKK, süreç ihanetinin sağladığı geniş fırsatları azami ölçüde kullanıp, hükümetin onca ihmal ve gevşekliğini, alan hakimiyetiyle derinleştirmektedir. Bölgesel ve küresel projelerin cesamet ve cüret kazandığı şu günlerde ülkemiz, kanlı bir iç savaşa doğru hızla sürüklenmektedir” yorumunda bulundu.

“Karşımızdaki tehlikenin büyüklüğünü hiçbir vicdan sahibi inkar edemeyecektir”

Bahçeli, Türkiye’nin toprak ve nüfus bütünlüğünü hedef alan “sözde kuzey Kürdistan fitnesinin” silah zoru, dış baskı ve iç kuşatma altında temellendiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Bu esnada PKK’ya ileri karakolluk yapan siyasi bölücüler, sözde barış tahrikçiliğine ilave olarak, Avrupa ülkelerinde namertçe kulis yapmakta, ihanete destek bulmak amacıyla ziyaretlerini hızlandırmaktadır. HDP’nin çürümüş mensupları tarafından BM’ye yapılan çağrılar, NATO’ya yönelik davetler, terörün uluslararası alana taşınması ve süreç ihanetinin tekrar dirilerek Türkiye’yi yok etmesi emeline açık bir hizmettir. Bir yandan terörist saldırılarla, diğer yandan küresel dayatmalarla Türkiye’nin yönetilemeyen, ayakta duramayan, egemenliğini savunamayan bir ülke haline getirilmesi ahlaksızca planlanmaktadır. Karşımızdaki tehlikenin büyüklüğünü hiçbir vicdan sahibi inkar edemeyecektir.”

PKK militanlarının, yol kesme, araç yakma, baraj ve elektrik hatlarına suikast düzenlemelerine de değinen Bahçeli, terörün Türkiye’nin her şehrine konuşlandığı ve mevzilendiğini bildirdi.

“Türkiye’nin şu günkü zifiri ve zillet tablosunun duyarlı, milli hassasiyeti yüksek, kalbi vatan sevgisi için çarpan her insanı” kaygılandırdığını belirten Bahçeli, bu nedenle de AK Parti ve CHP’nin, koalisyon hükümeti kurmak için asılsız, afaki ve içi boş avunmalara sığınmak yerine, işbirliği ve ortaklık hukukunu canlandırması gerektiğini kaydetti.

Bahçeli, AK Parti-CHP koalisyon hükümetinin, bu hafta içinde mutlaka kurulması ve Türkiye’nin artık nefes alması gerektiğini aktardı.

“Türk milleti sandıkta koalisyon mesajı vermiştir”

“Açıkça belirtmek lazımdır ki Türk milleti sandıkta koalisyon mesajı vermiştir” ifadesini kullanan Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Seçimden en çok oyu almış iki parti olarak AKP ile CHP buna müzahir hareket etmek, sürekli gündemde tuttukları çözüm ve barış adı altında bir hükümet kurmak durumundadır. Temsil kabiliyeti yüksek bir koalisyon hükümetinin inşası ateş çemberine düşmüş Türkiye’nin belini doğrultmasına katkı sağlayacaktır. Terör örgütünün iki ton bombayla karakollara saldırdığı bir ülkenin siyasi ayak oyunlarıyla, iktidar kavgalarıyla, eften püften anlaşmazlıklarla kaybedeceği bir saniyesi bile olamayacaktır. Millet ve devlet bekasının aşırı ve anormal ölçülerde tehdit ve tehlikelere maruz kaldığı bugünkü ortamda, hiçbir parti siyasi ikbal ve seçim hesabına odaklanamayacaktır. Nitekim Türkiye’nin erken seçim gündemi artık tedavülden kalkmış ve ikinci plana düşmüştür. AKP ile CHP’den beklentimiz, Türkiye için istikşafi görüşmelerden sonra inisiyatif almaları, inkişafi bir koalisyon hükümetinde buluşmalarıdır. Bir hükümet kurulması için gerekli olan anayasal sürenin geride kalan 13 günlük takvim süresi boşa harcanmamalı, istikrarsızlık planı yapan çevrelere fırsat verilmemelidir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, anayasada tayin edilen sınırlarda tam bir sadakatle görevini ifa etmesinin akla ve ahlaka uyan en doğru davranış biçimi olarak görüleceğini ifade eden Bahçeli, “Erdoğan’ın Beştepe’den siyasete güzergah belirleme teşebbüsleri, dış gezilerde, uçaklarda siyasi konularda bilirkişiliğe soyunma gayretkeşliği kesinlikle gayrimeşrudur. Sayın Davutoğlu’nun, Erdoğan vesayetinden kurtulması, siyasetin doğasına uygun ve partisinin çizgisine bağlı hareketi koalisyon görüşmelerinin ufkunu açacaktır” görüşünü aktardı.

“Yeni bir istiklal ve istikbal mücadelesi önümüzdedir”

Devlet Bahçeli, AK Parti ile CHP’nin ayak sürümeden, sanal tartışma ve kısır çekişmelerin içine düşmeden, koalisyon müzakerelerinin ilk sayfasını açmalarının beklenen ve arzulanan bir durum olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:

“İki parti millet huzurunda samimiyet imtihanından geçecektir. Artık terör ve bölücülükle çok etkin, çok çetin, çok kararlı bir mücadelenin her boyutuyla icra edilmesi geldiğimiz bu aşamada kaçınılmazdır. AKP’nin HDP ve PKK ile birlikte kurguladığı çözüm, barış ve müzakere ezberlerine prim vermeden Türkiye, hıyanetin üstesinden gelmelidir. İkazen hatırlatırım ki dört bir koldan saldırı altında bulunan, operasyon üstüne operasyon geçiren ülkemizin yeni baştan çözülme sürecine hapsedilmesi felaket olup hem milletimize hem vatanımıza hem de geleceğimize tam bir ihanettir. Ya terörizm Türkiye’yi teslim alacak ya da tüm aktör ve işbirlikçileriyle birlikte kazınıp, sökülüp, silinip atılacaktır. Ya Türkiye paramparça olacak ya da Türk milleti topyekun ayağa kalkarak bölücü hainleri bu kutlu vatandan temizleyecektir. Yeni bir istiklal ve istikbal mücadelesi önümüzdedir.

Bundan sonra terörle müzakere niyet ve emaresi taşıyan kim varsa bunun hesabını da asla veremeyecektir. AKP-PKK arasında kızışan pazarlıkların Türkiye’yi cehenneme çevirmesinden, melanet ve rezaletler serisini takviye ve teşvik etmesinden sorumluluk şuuru olan herkes ders çıkarmalıdır. Şu da unutulmamalıdır ki, Türk milleti en zor şartlarda ülkeyi yönetimsiz bırakarak azınlık hükümeti senaryosuna bel bağlayan, erken seçim planlayan, kendi kişisel çıkar ve ihtiraslarına ülkeyi kurban vermekten kaçınmayan müflis ve marazi zihniyetleri asla affetmeyecektir.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X