MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bahçeli, ”CHP hiziplerin, farklı ideolojik akımların, fuzuli politik akıntıların baskısı altında. Sayın İnce parti kurar mı kurmaz mı bilemem, ama bildiğim bir şey var, CHP’yi saat gibi kuranlar, sabırla kurgulayanlar, Türkiye’nin karşısına kurşun asker gibi dikenler boş durmuyor” ifadelerini kullandı.
Muharrem İnce’nin yeni bir siyasi oluşum içerisinde olduğuna yönelik soruya ilişkin de yanıt veren Bahçeli, ”Siyasi akıl gayri milli olunca bu CHP’nin başına gelmedik de kalmaz. Sayın Muharrem İnce, ince ince siyasi hedeflerini dokuyor, bu da CHP yönetiminin kanına dokunuyor” dedi.
Devlet Bahçeli sözlerine şunları da ekledi:
”37.Olağan Büyük Kurultay bir fırsattı, belki de bu fırsat kapısı ardına kadar açıldı. CHP, vaki geleneğiyle vahim gerçeği arasında kalmanın ağır sıkıntısını yaşıyor. Bana göre kökünden ve tarihinden kopan hiçbir sosyal ve siyasal oluşum çok yaşamaz.
CHP iktidar hedefini falan bırakıp, girdiği tünelde karşısından gelen tehlikeli ışığa kafa yormalıdır. Bu ışık kurtuluş değil, şiddetli çarpışmadır, dağılmadır, parçalanmadır”
Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla ilgili de konuşan MHP Lideri Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’in ibadete açılması inanç özgürlüğümüzün, irade gücümüzün, istiklal hükmümüzün tarihsel bir gereğidir.
Hamd olsun Müslüman Türk milletinin 86 yıldır bir sır gibi vicdanında mahfuz tuttuğu ikamesi imkânsız olan haklı beklentisi gerçekleşmiştir.
CHP’nin Ayasofya’ya nasıl baktığı bellidir. Müze olarak kalması CHP’nin yegane arzusuydu. Hatta Sultan Ahmet Camii’nin bile müze olmasını telaffuz etmişlerdi.
CHP’nin milletimizin ruh köküne bu kadar yabancı olması bizim için şaşırtıcı değildir. Müze olması gereken, vitrin süsünden farksız olan aslında CHP’nin köhne siyasetidir.
Yunanistan ne dediyse CHP tekrarladı. Yunan bayrağı yarıya indi, CHP yönetiminin yüzü asıldı, yelkenleri suya düştü.
Ne üzücü bir durumdur ki, Türkiye’nin inanç ve egemenlik haklarını kullanmasına dış odaklarla birlikte CHP de tepki gösterdi. İleri düzeyde rahatsızlık yaşadı.
Malum gafile kelam nafile kelamdır. Gözleri var görmez, kulakları var duymaz, dilleri var söylemez. CHP istikametini kaybetmiş, siyasi iffetini ikbal kaygısıyla heba etmiştir.
HDP’nin Ayasofya Camii’ne soğuk, mesafeli ve uzak tavrı ortadadır. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’in ibadete açılması HDP’nin karalar bağlamasına, Yunan zihniyetiyle eşzamanlı yas tutmasına neden oldu.
Yani zilletin iki ayağı huzursuz, keyifsiz ve kederlidir. Çünkü bunların kumanda odasında ezana, bayrağa, vatana ve mukaddes emanetlere husumet duyan çevrelerin ağırlığı söz konusudur.
Fakat İYİ Parti Genel Başkanı Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’i geçtiğimiz günlerde ziyaret ederek iki rekât Tahiyyetü’l-mescid namazı kıldı. Tahiyyetü’l-mescid namazı mescidin selamlanması, saygı gösterilmesi demek ise de, esasen Yüce Allah’a şükür, saygı ve tazimdir. Bana göre bu ziyareti ve ibadeti ziyadesiyle memnuniyet vericidir. Allah kabul etsin.
Zillet İttifakı’nın üç asıl ortağından ikisinin, yani CHP ile örtülü ortak HDP’nin Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’e menfi yaklaşımı ortadadır.
Ancak İYİ Parti Genel Başkanı son hareketiyle onlardan ayrışmış, ayrı düşmüştür.
Meral Hanımın kendisi adına hayırlı bir gelişmedir.
Sayın Akşener’in böyle gitmeyeceğini, böyle ittifak olmayacağını, olsa bile bir ayağının çukura düştüğünü görüp derhal ve çok kısa süre içinde EVİNE dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır.
EVİNDE rahatı ve huzuru bulacaktır. İkbal ile idbar arasında sıkışıp kalmak yerine, kaldı ki zillete düşmektense EVDE olmak isabetli bir tercihtir.