. 2 gün sürecek olan kongrenin açılışına Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sendika üyeleri ve dünyanın birçok ülkesinden sendika temsilcileri katıldı.
‘HUKUK HER ŞEYİN ÜSTÜNDEDİR’
Toplantıda konuşan Bakan Abdülhamit Gül, yerel seçimlerin geride kaldığını ve bundan sonra Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulmak için çalışılması gerektiğini belirtti. Bu çerçevede, özellikle yargı reformuna yönelik çalışmaları tamamladıklarını, yakın zamanda güven veren adalet perspektifiyle yargı reformunu, tüm Türkiye ile paylaşacaklarını belirtti. Milletin verdiği kararın herkesin saygı duyacağı karar olduğunu vurgulayan Bakan Gül, “Belediye başkanlığı hususunda, halkın verdiği karara saygı duyuyoruz. Ancak belediye başkanı değişen yerlerde özellikle sendikal faaliyetleri engellemek, sendikal özgürlüğü baltalamak isteyenlerin karşısında anayasa ve kanunlara, uluslararası sözleşmelere aykırı hiçbir tutumu, hiçbir tavrı, hiçbir şekilde hukuk korumayacaktır. İsteyen istediği sendikaya üye olma özgürlüğüne sahiptir. Üye olmak da olmamak da anayasal ve uluslararası sözleşmelere dâhildir. Siz, sizin gibi düşünmeyen kimseye asla ve asla baskıda bulunamazsınız. Dayatmada bulunamazsınız. 31 Mart’a kadar sürdüğünüz makyajlar 1 Nisan’da dökülmesin, hukuk her şeyin üstündedir. Hukukun üstünde hiç kimsenin üstünlüğü yoktur” dedi.
‘TEMENNİMİZ ORANLARIN DAHA YÜKSEĞE ÇIKMASI’
Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, kamu çalışanlarına sendika kurma hakkının 1995 yılında Anayasa değişikliği ile tanındığını belirtti. 2002 yılında yüzde 48 olan sendikalaşma oranının, 2018 yılında yüzde 68’e ulaştığını kaydeden Bakan Selçuk, “Hükümet olarak elbette en büyük temennimiz, bu oranların çok daha yüksek seviyelere çıkması ve tüm kamu çalışanlarımızın sendikalaşması yönünde. Burada özellikle vurgulamalıyım ki; Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hükümetlerimiz, bugüne kadar kamu görevlileri sendikacılığında son derece önemli değişiklikleri hayata geçirdi. Bunlardan en önemlisi şüphesiz kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarının toplu sözleşme ile de belirlenebilmesine imkân sağlayan 2010 Anayasa referandumudur. 2012 yılında yürürlüğe giren yasa doğrultusunda toplam dört toplu sözleşme gerçekleştirdik. Yönetime katılma ve sosyal diyaloğun geliştirilmesi amacıyla kurumsal düzeyde Kurum İdari Kurullarını oluşturduk. Kamu görevlilerinin geneline ilişkin olarak da yılda iki kez toplanan Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu yeniden yapılandırdık. Böylece AK Parti hükümetleri olarak, kamu görevlileri sendikacılığını sadece toplu pazarlık süreçlerinden ibaret görmeyerek son derece önemli yönetsel demokrasi uygulamalarını da hayata geçirdik” diye konuştu.
ÇALIŞMA HAYATINDA YAPILAN HİZMETLER
Bakan Selçuk, iktidarları döneminde çalışma hayatında yaptıkları hizmetleri ise şu ifadelerle anlattı: “Tasarrufu Teşvik Fonunda ve Konut Edindirme Yardımı hesaplarında birikmiş olan paraları son kuruşuna kadar hak sahiplerine ödedik. Bankaların maaş promosyonlarını memurlara ödedik. 2011 yılında 200 bin, 2013 yılında da 100 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik. Yaklaşık 20 bin 4/C’li geçici personeli ise 4/B’li sözleşmeli personel statüsüne taşıdık. Çok yakın bir zamanda kamuda ve özelde çalışan tüm emekçi kardeşlerimizle, birlik içinde kutlayacağımız 1 Mayıs’ı, Emek ve Dayanışma Günü ilan ettik. Günümüzün ulaşım ve iletişim teknolojisinin anlamsız hale getirdiği hafta sonu tatillerinde memurun il dışına çıkış yasağını kaldırdık. Kamu personel yönetiminde, genel olarak devlet sisteminin demokratikleşmesine uygun düzenlemeleri hayata geçirdik. Yargı denetimi dışında kalan uyarma ve kınama disiplin cezalarına yargı yolunu açtık. Uyarma ve kınama cezası alan aday memurların görevine son verilmesi uygulamasını kaldırdık. Gururla söylüyorum ki, Memur-Sen’in de yıllardır mücadelesini verdiği kamuda başörtüsü yasağını Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ve aziz milletimizin desteğiyle yürürlükten kaldırdık. 28 Şubat sürecinde başörtüsü sebebiyle aday memurken görevine son verilen memurlara, kurumlarında yeniden atanma imkânı sağladık.”
‘3 BİNE YAKIN ÜYEMİZİ TEHDİT VE BASKIYLA İSTİFA ETTİRDİLER’
MEMUR-SEN Genel Başkanı Ali Yalçın, konuşmasında hükümetten taleplerini sıralayarak, 3600 ek göstergenin söz verildiği gibi tüm kamu görevlilerini kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Yalçın, bazı belediyeleri, üyelerine istifa baskısı yapmakla suçladı. Yalçın, şu ana kadar 3 bine yakın üyelerinin tehdit ve baskıyla istifa ettirildiğini öne sürerek, şunları söyledi: “Ağızlarından ‘özgürlük’, ‘demokrasi’, ‘insan hakları’ cümlelerini düşürmeyenler, ‘herkese saygılıyız’ diyerek ekranlar karşısında şirinlik yapanlar, 31 Mart seçimlerinden sonra bazı belediyeleri aldıktan sonra üyelerimize şiddetin, baskının, yıldırmanın, mobbingin alasını yapıyorlar. Daha mazbataları bile verilmeden üyelerimize istifa baskısı yapıyorlar. Seçimlerden önce kurdukları cümleler demek ki, reklam cümleleriydi. Şimdiki halleri gerçek yüzleri. Tutanaklarını tutuyoruz. Kayıt altına alıyoruz. Bu konuda sessiz kalmayacağız. Memur-Sen’in bu konuda daha neler yapacağını bilmiyorlar. Bunlar hukuksuzluk yapıyor ve suç işliyorlar.”