Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul’un, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuyla ilgili basın toplantısı yapıyor.
Kurum’un açıklamalarından satır başları şöyle:
”ÇED başvuru dosyası bakanlığımıza 20 Şubat 2018’de sunuldu. Bu rapor bütün kamu kurum ve kuruluşların vatandaşlarımızın görüşüne açıldı. Son şeklini verdiğimiz rapor bakanlığımıza sunuldu ayın 23’ünde rapor tamanlandı. Kanal İstanbul’a ilişkin ÇED süreci, Türkiye’nin en geniş katılımlı, en şeffaf süreçlerinden biri olmuştur. ÇED sürecini çevre hassasiyetimizi en üst düzeyde tutarak yürüttük.
Bütün kamu kurum ve kuruluşlarla açık şeffaf toplantılar gerçekleştirdik. 50’ye yakın kamu kurum kuruluşu toplantıda kurumlarını temsil ettiler. İnceleme değerlendirme toplantı tutanağına baktığınızda ÇED raporunun yeterli olduğunun komisyon üyelerince tespit edildiği imza altına alınmıştır. 44. sırada İBB de toplantıya katılmış tutanağa şerh düşmeden görüş bildirmiştir. Belediye başkanımız itiraz ediyor daha elemanının ne yaptığının farkında değil. Hiçbir şerh düşmüyorsunuz tutanağı imzalıyorsunuz.
”BOĞAZ’DAN YILDA 50 BİN GEMİ GEÇİYOR, BU BÜYÜK BİR BASKI”
İstanbul Boğazı’ndan geçen gemi Panama Kanalı’nın 4 katı yoğunluğunda. Bugün yıllık 50 bin geminin İstanbul Boğazı’ndan geçtiğini görüyoruz. Bu büyük bir baskı. Kanal İstanbul’un ÇED raporu ekleriyle birlikte 16 bin sayfadır. Her yıl İstanbul Boğazı’nda 8 kaza oluşuyor.
”5 AYRI ALTERNATİF GÜZERGAHLAR BELİRLENDİ”
Bu proje için 5 ayrı alternatif güzergahlar belirlenmiştir. İstanbul için en doğru hat neresiyse bu hat belirlenmiştir. 5 alternatiften en doğru olanı 56 kamu kurum kuruluşlarını katılımıyla yapılmıştır. Ülkemiz için son derece kıymetli projedir. İstanbul için istiklal ve istikbal projesidir. Tartışılıyor bu bizi son derece mutlu ediyor. Örnek şehircilik projesidir.
”İSTANBUL’UN SU REZERVİNE SADECE YÜZDE 3’LÜK ETKİ OLACAK”
Projenin İstanbul’a susuzluk getireceğini iddia edenler var. Bu iddia bilimsel değildir gerçek dışıdır. İstanbul’un yıllık su tüketimi 1 milyar 60 milyon metreküptür. Terkos Gölü’nün yakın koruma alanına girmemektedir. Terkos İstanbul’a 133.9 milyon metreküp su sağlıyor. Binde 2,5 oranında azalacaktır. Kanal İstanbul ile gölün 2.7 milyon metreküp düşüyor. Sazlıdere Barajı 44 milyon metreküp katkısı 19 milyon metreküpe düşüecek bu da yüzde 8. Bu rakamlar bize kanalın toplam su rezervine katkısını yüzde 3 oranında etkilemektedir. Teknik olarak tamamen asılsızdır. Melen Barajı ile 1.1 milyar metreküp su sağlayacak. 34 katı büyüklüğünde Melen’den İstanbul’a su gelecek.
”KARADENİZ İLE TERKOS ARASINA KORUYUCU HAT YAPIYORUZ”
Terkos’a dair sızıntı beklemiyoruz. Terkos’un deniz suyundan etkilenmemesi için geçirimsiz özel malzeme ile kaplıyoruz yan yüzeylerde özel perdeler yaparak kot farkından dolayı sızıntı olmamasını takip edeceğiz. Terkos’a dair iddialar da gerçek dışıdır. Karadeniz ile Terkos arasına koruyucu hat yapıyoruz.
”PROJENİN DEPREMİ TETİKLEMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL”
Kanal İstanbul Projesi İstanbul depremini tetikleyecek deniyor. 2 fay hattı var biri Kuzey Anadolu diğer Çınarcık fay hattı. Kuzey Anadolu 11 diğer 30 kilometreden geçiyor. Beklediğimiz deprem yerin 20 kilometre altında şiddeti 7 ve üzerinde bekliyoruz. Bu depreme karşı hızlı şekilde hazırlık yapmalıyız. 21 metre derinliğindeki kanalın 7 kilometre derinliğindeki fay hattını nasıl oluyor da bu kanal depremi tetikliyor? Bu iddia bilimsellikten uzak. O zaman otoparklar da tetikliyor. 2 bin 500 yıldır o bölgedeki yer hareketleri incelenmiştir. Yer altı ve yer üstü kaynaklarını koruyacak tüm özel önlemler ÇED Raporu’nda kurgulanmıştır. Kanal İstanbul güzergahı boyunca depreme neden olacak diri bir fay bulunmamaktadır. Küçükçekmece sahilinde bir inşaat yapılmayacak.”