Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “ABD’deki banka iflasları vesaireyi düşündüğünüzde bunun 31 Aralık’ta ilan edilmesinden ziyade günün şartlarına uygun şekilde dönüşüm ve zamana uyulmasında bir irade ortaya çıkmış oldu. Bu neyi sağlayacak? İkinci zihinsel dönüşümü sağlayacak. Dövize gitmeyi engelledik, paraları çektiği zaman dövize gitmesini engelleyecek yeni enstrümanların oluşturulması, Türk lirasına olan güveni artırarak Türk lirasında kalmayı oluşturmak.
Enflasyonu tek haneli oranlara düşürdüğümüz zaman Türk lirasındaki istikrar dövize olan talebi kısacaktır. Yastık altı altınların getirilmesinde enstrümanlar geliştirdik. Bunun hızlandırılması noktasında seçimden sonra bu dönüşümü gerçekleştirmiş olacak. Kur korumalı mevduat çağın buluşu oldu, Türk lirasına istikrar kazandırdı.
Geçen yıl 95 milyar liraya yakın KKM’den kaynaklı Hazine’ye yük geldi. Bu çeyrek itibarıyla yük olmadı şu ana kadar 2.2 milyar liralık ödenen miktar var. Bu Türkiye Hazinesi’nde karşılığı olan bir rakam değil. Merkez Bankası limitini kaldırdığımız için bu yük Hazine’nin üzerine gelmeyecek.
PARA POLİTİKASI DEĞİŞİKLİĞE GİDECEK Mİ?
Politikalar setini oluşturan bununla oluşturduğu set ile bir parti lideri veya şu anda olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanımız seçmene vaatte bulunuyor. Temel parasal ekonomiyle ilgili faizin artırılmaması yönünde. Ekonomi yönetiminin yapması gerek en şey bu politika setine uygun bir paradigmalar dizisi oluşturmak.
Faizin düşümünü gerçekleştireceği iradesine uygun bir şekilde paradigmalar seti ile Türkiye ekonomi modelini oluşturduk.
Faiz artırımı ile ilgili bir beklenti hemen hemen sıfırlanmış oldu. Türkiye’deki hangi finansal piyasalardaki büyük aktörden sokaktaki vatandaşa kadar sorarsanız sorun faiz artırımı konusunda net bir duruşu var. Ben son 4 aydır Millet İttifakı’ndaki kurmaylara açık bir şekilde bir soru soruyorum. ‘Faiz artırımına gidecek misiniz?’ diye.
Ben size söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız faiz artırımına karşı. Dolayısıyla faiz artırımı söz konusu değil.
Dünyada merkez bankalarının uyguladığı faiz oranları enflasyonun üzerinde değil. Bizden beklenen şey faiz artırımı yolu ile buradaki kaynaktan sıcak para aktarılması yönündeki talebidir. Bu talebe Türk toplumu izin vermez.
‘TAHMİNLERİN ÖTESİNDE GÜÇLÜ BİR KASAYLA GİRDİK’
21 yıllık serüvene baktığımızda bütçe konusunda disiplinden taviz vermedik. Muhalefet diyor ki borçlarınız arttı bizim borçlarımız artmadı. Bugün kamu ile iş yapan birisine soracak olursanız kamudan alacağını erken bile alıp teşekkür edenler var. Biz 31 Aralık’tan 1 Ocak’a tahminlerin ötesinde güçlü bir kasayla girdik. Bu kasa EYT’yi de karşıladı, memur ve emeklilere yapılan zammı da karşıladı.
Vergi gelirlerinde halen ciddi bir şekilde artış var. Biz 5’lik büyüme hedefini 5.5’e çıkardık.
Şubat ayında depremden dolayı ihracatımızda azalma oldu, üretimde düşme oldu. Ama bugün açıklandı. İşsizlik yine yüzde 10’dayız. Siz şubat ayında tarihi deprem yaşıyorsunuz, işsizlik oranında değişim yok.
‘TÜRKİYE ÜRETMEYE DEVAM EDECEK’
Sanayide şubat ayında düşme olmuştu. Mart ayında 5.5’luk artışla bunu sağladık. Yıllık olarak binde birlik bir artışı gerçekleştirmiş oldu. Bu şunu gösteriyor. Türkiye üretmeye devam edecek.
Cari açığı biz geçen yıl kapattık, Türkiye’nin avantajlar silsilesi var. Biz salgına rağmen büyüdük, savaşa rağmen büyüdük, dünyada turizm geliri azalırken bizde sayısal, miktarsal artış oldu.
28 milyar dolardan 2021’de 51 milyar dolara çıkan bir petrol ithalatı, 97 milyar dolar da biz geçen yıl petrol ithalatında bulunmuşuz. Enerjiye verdiğimiz paranın tam karşılığı dış ticaret açığımız. Dış ticaret açığımız enerjiye bağlı.