Prof. Dr. Emin Balkan’ın açıklaması:
“BAL-GÖÇ’ün 18.Genel Kurulu’nda yaşananlar üzerine bir açıklama yapma gereği oluşmuştur. Öncelikle, kötü hava koşullarına rağmen büyük bir coşku ve heyecanla kongremize katılım gösteren Balkan göçmeni soydaşlarımıza saygılarımı ve şükranlarımı sunarım.
Büyük bir olgunluk ve hoşgörü içerisinde başlayan genel kurulumuz, açılışından itibaren yapılan bazı konuşma ve davranışlarla kaos ortamına çekilmek istenmiştir. Divan heyeti seçimi konusunda ortak bir noktada buluşmak için ekibimdeki isimler, saygıdeğer iki aday ile görüşmeler gerçekleştirdi. Fakat daha önceden belli bir isim ve liste konusunda anlaşan iki adayın isteklerine saygı duyarak, genel kurul divan heyeti için ayrı bir liste sunmak zorunda bırakıldık. Maalesef genel kurul divanı için yapılan görüşmeler bir uzlaşmadan öte bir kabul ettirme mücadelesi haline gelmiştir. Yapılan açık oylama sonucunda ekibimizin önerdiği divan listesi, iki kez üst üste oylanmış ve iki kez de açık ara seçilmiş olup, sunucu tarafından sonucun ilanı da yapılmıştır, bu husus medyaya düşen görüntülerde de açıkça görülmektedir. Ne yazık ki açıkça görülen bir diğer husus da; tek söz sahibi, genel kurulun tercihine saygı duymayarak kaostan beslenen grup olmuştur. Zorlu hava şartlarına rağmen kongre salonuna gelen soydaşlarımızın demokratik haklarını kullanmasını daha fazla geciktirmemek adına, genel kurul divan seçiminde önerge verilen listemiz açık ara kazanmasına rağmen, diğer adaylar ile birlikte bir divan heyeti listesi oluşturulmasına rıza göstermek durumunda kaldık. Divan Başkanı Sabri Mutlu’nun, Türk Medeni Kanunu, Dernekler Kanunu ve BAL-GÖÇ tüzüğüne uygun olarak çağrılı gündemin gerektirdiği şekilde hareket etme isteğine rağmen; bir divan üyesinin, aldığı talimatlar sonucu, bu camianın marka değerine yakışmayan davranışları sebebiyle genel kurulun sağlıklı bir şekilde tamamlanması mümkün olmamıştır.
Pandemi sebebiyle düzenli toplantı yapılamadığından 2021 yılında BAL-GÖÇ yönetimince iki kez (Haziran ve Eylül toplantıları) üyelik kabulü yapıldığı öğrenilmiştir. Birikmiş üye formları için şaibe çıkarılması provokatif bir söylem olup, Eylül ayı ve sonrası verilen üyelik formlarının ise hiç değerlendirmeye alınmayarak kenarda bekletildiği görülmektedir.
Tüzüğümüz gereği, üyelik formunu eksiksiz olarak doldurmuş ve aidatını da genel kuruldan 15 gün öncesine kadar ödemiş tüm üyelerimizin oy kullanma hakkı bulunmaktadır. Genel kurulda yapılmak istenen; Eylül ayı içerisinde derneğe üyeliği kabul olup, aidatını yatırmış olan, yani Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği üyesi sıfatına haiz olmak için tüm gerekenleri yerine getirerek, devletin Dernekler Bilgi Sisteminde aktif üye olarak görünen ve 18.Genel Kurul hazirun cetvelinde yer alan bir kısım üyenin oy kullanma hakkının hukuki dayanaktan yoksun ve gerçekten uzak iddialar ile donatılmış sözde önerge ile yok edilmeye çalışılmasıdır. Anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesi uyarınca; oy kullanma hakkının yok edilmesi mümkün değildir. Hukuk herkes için vardır ve doğru tektir. Hukuk, kişilerin kendilerine göre şekillendirebileceği bir olgu değildir ve asla da olmayacaktır. Hukuki dayanaktan yoksun ve gerçeklikten uzak iddialar ile donatılmış bu oyun amacına ulaşmış ve ısrarla yüzleşmek istenmemesine rağmen, pazar günü tabanın ekibimize samimi ve içten desteğini görenlerin tek umudu olan genel kurulun tamamlatılmaması sağlanmıştır.
BAL-GÖÇ seçimleri, matematiksel ve mühendislik hesaplarıyla sonuçlanmayacak kadar geniş bir mecradır. Sanılmasın ki vazgeçeceğiz, sanılmasın ki amansızca yıpratmaya çalışanlara karşı boyun eğeceğiz. Umutsuzluğa ve telaşeye gerek yoktur. Vesayetin, ben merkezciliğin ve menfaatin oluşturduğu bu karanlık tüm gücüyle bastırsa bile; aydınlık için, el ele gönül gönüle çıktığımız bu yolda siz değerli soydaşlarımız ile beraber, emin adımlarla yürümekten asla vazgeçmeyeceğiz; BAL-GÖÇ hepimizindir. Tamamlanamayan genel kurul sürecinin nasıl ilerleyeceğini dikkatle takip ettiğimi belirtir, sizlere saygı ve sevgilerimi sunarım.”