AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, Hakkı Başar Spor Salonu’nda yapılan AK Parti Esenler 6. Olağan İlçe Kongresi’nde, AK Parti kongrelerinin büyük bir coşku, büyük bir heyecan içerisinde gerçekleştiğini belirtti.
“Bugüne kadar neredeydiniz?”
Geçtiğimiz günlerde Suriye’de alçak rejimin kimyasal silahlarla çocukları, masum insanları katlettiğini hatırlatan Binali Yıldırım, şunları söyledi:
“Birdenbire dünyanın vicdanı olarak kendilerini gören ülkeler seslerini yükselttiler. Peki, 7 yıldır Suriye’de insanlar katlediliyor, vahşet devam ediyor, sadece kimyasal silah kullanıldığı zaman mı insanlığınız aklınıza geliyor? Bugüne kadar neredeydiniz? Tabii ki ne kimyasal silahla ne de normal bir silahla hiçbir insan hayatına kastetmeyi bizim inancımız da bizim hukukumuz da asla kabul etmez. Ancak, Suriye’de çözüm isteyenlerin göstermelik vicdan istismarıyla değil, gerçekten sorumluluk alarak bu vahşetin sona erdirilmesi için daha çok çalışmaları gerekiyor. Sahada rekabet etmek, ülkedeki sorunları çözmez, masumların, sivillerin yaşamasına katkı sağlamaz. Suriye’de tek ülke, barış için, insanlık için, terörün yok edilmesi için gece gündüz çalışıyor. o ülkenin adı Türkiye’dir, o liderin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır.”
Yıldırım, ABD ve koalisyon ortaklarının bu sabaha karşı Suriye’ye operasyon düzenlediğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Tabii bunu olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak kalıcı barış için daha fazlasına ihtiyaç var. Türkiye, bilinmelidir ki iç meseleleri kadar, bölgedeki bütün sorunlara hakimdir, gereken adımları atmaktadır. Dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde onurumuz Kudüs için mazlumların gür sesi olduk. Bugün Doğu Guta’da, Duma’da yaşanan katliama karşı küresel barış çağrısı yapıyoruz. Çünkü İstanbul’daki bir çocuğun, Kudüs’teki, Doğu Guta’daki, Duma’daki çocukların bizim nazarımızda hiçbir farkı yoktur. Bir insanlık suçuna maruz kalarak kimyasal, biyolojik, normal silahlarla can veren onlarca masumun hakkını korumaya Türkiye olarak devam edeceğiz. Bölgesel barışın, aklın, sağduyunun yanında olmaya devam edeceğiz.”
“Döviz kurundaki dalgalanma geçici”
Dünyanın her tarafında gerilim, kargaşa, iç savaş ve terör olduğuna işaret eden Yıldırım, Türkiye’nin de bu yoğun gerilim hattının tam ortasında yer aldığını vurguladı.
Bölgesel ve küresel gelişmelerin, dünya ve ülkelerin ekonomilerine yönelik belirsizlikleri de birlikte getirdiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle son günlerde döviz kurlarındaki dalgalanmayı fırsat bilerek, vizyon ortaya koyamayan, ülke için proje üretemeyen muhalefetin, adeta mal bulmuş mağribi gibi sarıldığını görüyoruz. Buradan ilan ediyorum. Şartlar ne olursa olsun, içeride ve dışarıda küresel ekonomik belirsizliklere rağmen Türkiye ekonomisi 2017’de nasıl destan yazdıysa 2018’de de istikrarla kararlılıkla yoluna devam edecek. Dolayısıyla son günlerde döviz kurunda yaşanan bu dalgalanmanın geçici olduğunu ve etkilerinin de sınırlı olacağını ifade etmek isterim. Hükümetimiz konuyu gereken hassasiyetle ve ciddiyetle ele alıyor, alınması gereken ne gibi tedbirler varsa Merkez Bankası, Ekonomi Koordinasyon Kurulumuz, Cumhurbaşkanımızın riyasetinde bu tedbirleri alıyoruz, almaya devam edeceğiz.”
28 Şubat davası
Başbakan Binali Yıldırım, dün 28 Şubat davasının da sonuçlandığına dikkati çekti. 28 Şubat’ın bir “post modern darbe girişimi” olduğunun altını çizen Yıldırım, şöyle konuştu:
“Halkın seçtiği iktidarı uzaklaştırmak, korkuyla tehditle işbaşından uzaklaştırmak için hazırlanmış bir darbe girişimiydi. Milletin iradesini tanklarla ezmeye çalışan darbeci zihniyet, o gün böbürlenerek ne dedi? ’28 Şubat bin yıl devam edecek.’ Evet 28 Şubat devam ediyor, nasıl devam ediyor? Hesap sorularak devam ediyor. Yargının önünde, hukuk devletinde hesabı soruluyor. Şunu herkes bilmelidir, bu ülkede demokrasilerde hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz. Mutlaka, er de olsa geç de olsa hesabı sorulur. O gün hiç hesap sorulamayacakmış gibi afra tafra yapanlar, bugün, ‘Biz ettik, siz etmeyin, biz öyle demedik, biz darbe yapmadık, biz bir şey yapmadık.’ diye el aman diliyorlar ama yargı gerekeni yapıyor, hak ettikleri ne gerekiyorsa onun gereğini yapıyor. Bu vesileyle 28 Şubat’ın acılarını en derinden yaşayan ancak devlet adamlığı duruşundan bir kez dahi taviz vermeyen Erbakan hocamızı rahmetle minnetle anıyorum. Mekanı cennet olsun.”