Mustafa Cengiz’in açıklamalarından satır başları şöyle;
Abdurrahim bey ve eşinin yanında oğulları sayın Hikmet beyin de sonucu pozitif çıktı. Yusuf beyin (Galatasaray İkinci Başkanı) ve Fatih hocamızın durumları gayet iyi. Fatih hocamla konuştuk. Karşılıklı espriler yaptık. Sevenleri sevinsin, rakipleri biraz daha çalışsın. Benim durumum da gayet iyi. Hiçbir semptoma rastlanmadı. Hiçbir belirti yok bende. Bu bir pandemi. Tüm kıtaları kapsayan bir salgın. Önemli olan bu süreci devletin ve sağlık bakanlığının uyarılarına titizlikle uyarak bu salgını atlatmamız gerekiyor. Devletimiz özellikle yaşlıları koruyor ve onların zarar görmemesi için uğraşıyor.
Biz uyarılarımızı yaptık ama maalesef algı peşinden koşanlar, biz maçların seyircili oynanmasını istemişiz gibi ters algı yapıyorlar….Mezar taşına yazılmış adamın, söyledim, söyledim inanmadınız bakın ne oldu diye. Maçlar oynanmasın diye yalvardım. 12 Mart’ta, devletimiz maçların seyircili oynanacağını iddia etti. İlk koronavirüs vakasının ardından bütün insanlar marketleri boşalttılar. Devletimiz, bu paniği önlemek için araştırmaları yaptı, maçın seyircili oynanacağını ilan etti. Spor bugün var, yarın yok. İnsan hayatından daha değerli hiçbir şey yok. En değerli olan insanların varlığı. Bu tüm insanlar adına pandemi. Tabii biz önce kendi insanlarımızı düşünüyoruz. Akşam, devletimiz bir karar aldı. Bunu seyircili ya da seyircisiz oynatmak yerine erteleme isteme sebebimiz nedir. Bizim kalan 8 maçımızın 5’i deplasman. Biz bunu istemedik, seyircisiz oynamak zaten bizim için avantaj. Sporcular çok huzursuzdu, Fatih hoca tek tek ikna etti. Maç oynandı. Sadece protokolde 60 metrekarede 100 kişi vardı, Abdurrahim bey de bizimle birlikteydi. Bizim seyircisiz oynatma yerine erteleme istemedeki amacımız ne olabilir? Puan mı? Asla!
Biz bir avantaj elde edelim demedik. Erteleyelim dedik. Maalesef, TFF müthiş bir inatla, sanki ligin illa da oynanmasını istediler. Futbolcular sahaya çıkmayı istemiyorlar. Bizden başka da bunu konuşan olmadı, bir tek Bursaspor basketbol takımı bildiri yayınladı. Nihat beyi aradım, maçların ertelenmesinde hayır var dedim. 8 maçı, haftada 2 maç oynayarak 1 ayda tamamlarız. Devletimiz bize ne zaman yol verirse, 1 ayda bitiririz. 1. Lig’de 6 maç kaldı, bu daha kısa sürede biter. Bu bir sağlık sorunu, bu nedenle erteleme istedik.
Stadı dezenvekte ettik, gelin dediğimizde devletimiz seyircili oynanma kararı almıştı. Olay bu. TFF, bu süreci sağlıklı olarak yönetemedi. Nihat bey bana hayır, Kulüpler Birliği ıslak imzalı kağıt getirmezse müdahil olmam dedi. Sayın Sepil’i aradım, bunu lütfen yapalım dedi. Sepil, dört kulübün bunu imzalamadığını söyledi. Kim imzalıyorsa imzalasın, onu verelim dedim. O da öyle kaldı.
TFF’den umudu kestik, elimizden geleni yaptık devletimiz özelinde. Bu refleks için teşekkür ediyorum devletimize. Benim test neticem henüz gelmedi. Kimsenin burnunun kanamasını istemem. Bana hiçbir camiayla ilgili, kimse bir şey söyletemez. Hepsi bizim yakınımız. Sanki bu virüs Wuhan’da değil de Galatasaray’da yaratıldı, oradan Türkiye’ye yayıldı. Yapmayın be güzel kardeşim ya. Sen eşinle koronavirüsten yatıp, evladının da orada yattığını hayal edebilir misin? Bu kin, bu nefret ne? Neden toplumları ayrıştırmaya çalışıyorsunuz? Fanatizm de bir rahatlama yolu ama lütfen 5. Kol gibi çalışanların tuzağına düşmeyin. Abdurrahim bey, oğlu, eşi, Fatih hocam, Yusuf bey, Göksel bey keşke hastalanmasaydı da puan alınmasaydı.