‘Bildiğimizi sandığımız hayatları anlatıyor’

Semih Gümüş ve Turgay Fişekçi, fuarın onur konuğu Cemil Kavukçu’nun öykücülüğü üzerine söyleştiler. Fişekçi, “Kavukçu’nun kahramanları, bildiğimizi sandığımız hayatları anlatıyor” dedi.

‘Bildiğimizi sandığımız hayatları anlatıyor’

DİLEK ATLI

 

Bu yıl 15.’si düzenlenen Bursa Kitap Fuarı, tüm hızıyla devam ediyor… Fuarın onur konuğu olan Cemil Kavukçu’nun öykücülüğü üzerine bir etkinlik düzenlendi. Yazar ve eleştirmen Semih Gümüş ile şair ve yazar Turgay Fişekçi Kavukçu’ya bu yönde sorular yönelttiler. 

“Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak” kitabına işaret eden Fişekçi, “Onun kahramanları, bildiğimizi sandığımız hayatları anlatıyor. Yenik, kıyıda köşede kalmış insanları… Öyküleri dayanışma, sevgi, dostluk gibi hayatın tatlarına da değiniyor” dedi. 

Kavukçu’nun öykücülüğünün şiirselliğine dikkat çeken Fişekçi, “Onun öyküleri bana Sait Faik’i anımsatır. Alçakgönüllüdür. Sinematografik bir yazım dili vardır. Diğer taraftan öyküleri Orhan Veli şiirlerini de anımsatır” dedi. 

İÇ DÜNYALARI ANLATIR…

Cemil Kavukçu ve Turgay Fişekçi’nin eski dostları olduğunu dile getiren Semih Gümüş ise şunları kaydetti: 

“Unutamadığım hikâyeleri vardır Kavukçu’nun. Bir hikâyenin başkasını ilgilendirmesi için o hikâyenin romanlaşaçak bir dili olmalıdır. Kavukçu’nun öykülerinde anlattıkları ve karakterleri daha önce anlatılmamıştır. Bir insanın özü, kişinin iç dünyasıdır. Cemil Kavukçu iç dünyalarından anlatır karakterleri. Dışardan bakışla anlatmaz. Bunu da kendine özgü bir dille anlatır.”

Kavukçu ise öykücülüğü hakkında şunları dile getirdi:

“Gözümde bir kamera varmış gibi hayata bakarım. Onu bir inşaat gibi kurarım ve yazarım. Sonra okurum. Dinlendirir, okurum. Defalarca okurum. Dergiye gönderir ya da kitap dosyama koyarım. Yazdığım kitabı yayımlandıktan sonra okumam.”

Sait Faik, Orhan Kemal ve Oğuz Atay’dan çok etkilendiğini vurgulayan Kavukçu, “Kendi içimden gelenleri yazdım. Jeofizik mühendisi olarak 15 yıl deniz üzerinde bir gemide çalıştım. Topraktan uzaktık ve zaman geçmesi için hikâyeler anlatıyor, uyduruyorduk. Bu da beni etkilemiş olabilir. Öykü, roman, anı, deneme yazdım. Şiir beni ürküten bir tür. Ben kendimi hep öyküye yakın hissettim. Bundan sonra da yine öykü yazarım diye düşünüyorum. Bunun dışında çocuklara bir şeyler yazmak çok hoşuma gidiyor. Onlara yazmayı önemli buluyorum” diye konuştu. 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X