İstanbul’un halen dünyanın dört bir yanından gelen turistler için “olmazsa olmaz” dedirtecek bir müzesinin bulunmadığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
“8 bin 500 yıllık tarihi olan İstanbul’a bu alanda en önemli fırsatı Marmaray kazıları sundu. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı yaptığı dönemdeki Marmaray kazılarında Cumhuriyet dönemi, Osmanlı dönemi, Bizans dönemi, Roma dönemi, Helenistik dönem, Klasik dönem, Arkaik dönem ve Neolitik dönemi kapsayan kültür tabakaları ortaya çıkarıldı. İstanbul’un tarihi hakkında eşsiz bilgiler toplandı. Yıldırım, bakanlığı döneminde çıkan bu eserleri şimdi Belediye Başkanlığında görkemli bir müzeye dönüştürmeyi amaçlıyor. Yenikapı Arkeoloji Müzesi, İstanbul’un dünya çapında bir tarih müzesine ev sahipliği yapması ihtiyacını giderecek önemli bir proje olacak. Marmaray-metro kesişim hattında 1600 yıllık Theodosius Limanı’na ait kalıntılar, Grek, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait 45 bin parça tarihi eser ile dünyanın en geniş antik tekne koleksiyonunu barındıracak projede 32 bin metrekarelik sergi alanları, çocuk müzesi, araştırma merkezi ve açık kamusal alanlar düzenlenecek. Tarihi kazı alanı içerisinde kurulacak müze 37 antik gemi, 5 binden fazla tarihi esere ev sahipliği yapacak. Gemilerin sergilenebilmesi için özel 20 metrelik platform alanı oluşturulacak. Gemi, sergi alanının dışında 5 arkeopark alanı olacak. Kazılarda ortaya çıkarılan Theodosius Limanı etrafındaki şehir için de kazı yapılacak ve burası 500 bin metrekare büyüklüğünde bir arkeopark alanı olacak.”
DÜNYACA ÜNLÜ İSİM ÇİZDİ
Yenikapı Müzesi projesinin, mimari konusunda teorisyen olarak kabul edilen ABD’li Peter Eisenman tarafından çizildiği aktarılan açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
“Theodosius Limanı ve içinde barındırdığı 37 batık dünyanın en büyük Orta Çağ gemi buluntu topluluğu. Yenikapı batıklarının her biri, İstanbul Üniversitesi tarafından Yenikapı’da kurulan ve içinde konservasyon kimyasal ilaç bulunan 45 havuzda en az 5 yıl koruma altına alınarak, ilk aşamada deniz tuzundan arındırılıyor. Dijital belgeleme çalışması için her batığın her bir ahşap parçası, 3 boyutlu dijital ortama aktarılıyor. Bu sırada ahşap malzemenin üzerindeki her ayrıntı kayda geçiyor. Ardından batık ahşaplar, daha uzun ömürlü hale getirilmesi için dondurularak kurutma (freeze dryer) cihazına yerleştiriliyor. Buradaki işlem ise en az 6 ay sürüyor. Projenin en meşhur batığı bin 100 yıllık Yenikapı 12’nin parçalarının korunmasına 2009’da başlandı. 9 yıl sonunda parçalar sergilenecek hale geldi. Bir araya getirildikten sonra bir bütün halinde ziyaretçiler batığı müzede görebilecek. Yenikapı 12 gemisinin nasıl bir görüntüsü olduğu bilgisayar ortamında çıkarıldı. Ardından da kopya modeli inşa edildi.”
Açıklamada, İstanbul Üniversitesi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ufuk Kocabaş’ın da ifadelerine yer verildi.
Türk bilim insanları kadar pek çok ülkeden bilim insanının müzeyi heyecanla beklediğini belirten Prof. Dr. Kocabaş, İstanbul’un dünyanın en zengin gemi batığı koleksiyonuna sahip olduğunu, yılda yaklaşık 1 milyon 200 bin ziyaretçinin gezdiği İsveç’in başkenti Stockholm’deki Vasa Müzesi ile kurulması planlanan Yenikapı Müzesi’ni karşılaştırdıklarını kaydetti.
Kocabaş, “Dünyanın her yerinden ziyaretçi çeken ve Stockholm’e büyük turist geliri kazandıran Vasa Müzesi, bir gemi gibi tasarlanmış. Metro ve Marmaray istasyonlarının bulunduğu noktada kurulacak müze, batıkların korunması için Vasa Müzesi’ndeki gibi iklimlendirme sistemine sahip olacak. Müze, İstanbul’un geçmişine ışık tutarken dünya çapında yankı uyandıracak.” ifadelerini kullandı.